Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/5918 E. 2023/1851 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5918
KARAR NO : 2023/1851
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kozan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf isteminin yargılama giderleri yönünden HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, davacı ile davalının baba-oğul olduğunu, davalının 2010 yılında kurulan S.S Zerdali Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifine üye olduğunu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının “damızlık sığır yetiştiriciliği” projesini desteklemek amacıyla iki yıl ödemesiz 7 yılda geri ödemeli destek programı açıkladığını, talep fazlalığından üye sayısını sınırlı tutmak için destekten faydalanacak üyelerin köy sınırları içinde tapulu taşınmazının bulunması şartını getirdiklerini, davalının bu destekten faydalanması amacıyla ve kredi borcu bitince geri iade edilmek şartı ile davacının dava konusu 145 ada 2 parsel sayılı taşınmazını davalıya temlik ettiğini, davalının anılan projesi kapsamında Ziraat Bankasının finans desteği ve kooperatif kanalı ile destek aldığını ancak dava konusu taşınmazı 8 yıldır devretmediğini, en son 27.12.2018 tarihinde 22551 başvuru numarası ile Kozan Tapu Müdürlüğüne başvurduklarını, davalının devir işlemi için gerekli harcı ödeyemeyeceğini söyleyerek devirden caydığını ileri sürerek, dava konusu 145 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili, 145 ada 2 parsel sayılı taşınmazı 15/08/2010 tarihinde 3.525 TL bedelle davacıdan satın aldığını, köyde bulunan Tarımsal Kalkınma Kooperatifine üye olduğunu, taşınmaz üzerine 70.000-80.000TL bedelle ahır yaptırdığını ve hayvan satın aldığını, tapuda devir için tarafınca her ne kadar başvuru yapılmışsa da bedel hususunda anlaşma sağlanamadığından işlemin gerçekleştirilmediğini, davacının iddia ettiği gibi yapılmış bir inanç sözleşmesi bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; davalının asil ahır yaptırabilmesi için taşınmazın tamamının devrini alması gerektiği ve dava konusu taşınmaza ilişkin 15/08/2010 tarihli resmi senedi kooperatifte işlem yaptırmak için düzenledikleri, davacı olan babasına herhangi bir ödeme yapmadığını keşifte beyan ettiği, iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; resmi şekilde düzenlenmiş, geçerli bir inanç sözleşmesi bulunmadığını, ayrıca inançlı işlemi ispatlayacak yazılı bir delil olmadığı gibi delil başlangıcı niteliğinde bir belge de bulunmadığını, hal böyle olunca inanç sözleşmesinin ispatı ancak yazılı delillerle sağlanabileceğinden tanık beyanlarının hükme esas alınmasının mümkün olamayacağını, yapılan keşif sonrası bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 20/03/2020 tarihli raporun sonuç kısmında davalı tarafından yapılan binanın değerinin de dava değerine dahil edildiğini, bu nedenle davalı aleyhine fazla vekalet ücretine ve harca hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının 12/03/2020 tarihli keşifteki beyanından dava konusu taşınmaza ilişkin 15/08/2010 tarihli resmi senedin kooperatifte işlem yapabilmesi için düzenlendiği, davalının, davacı olan babasına herhangi bir ödeme yapmadığı, diğer tanıkların da bu durumu destekler mahiyette ve davalının taşınmazı geri devretmek koşulu ile devrettiği yönünde beyanda bulundukları, temlikin gerçek bir satış işlemi olmadığı, bedel ödenmediği, tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığı, davalının belirli bir amaca ulaşabilmek için davacıdan dava konusu taşınmazı devraldığı, davalının HMK’nın 188. ve 308. maddeleri uyarınca ikrar ettiği ancak taşınmaz üzerindeki ahırın bedeli olan 21.779,68 TL düşüldükten sonra 112.247,44 TL üzerinden harç ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile davalının istinaf isteğinin HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın eksik inceleme ile verildiğini, iddianın yazılı bir delil ile kanıtlanması gerektiğini, yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir delil de ileri sürülmediğini, tanık beyanları dikkate alınarak karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca inançlı işlem iddiasının yazılı belge ile kanıtlanması zorunludur. İddiasını yazılı belge ile kanıtlayamayan kimsenin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 202.maddesi gereğince delil başlangıcı sayılabilecek nitelikte banka kaydı, mektup, ihtar vs. gibi bir delilin varlığı halinde iddiasını her türlü delil ile kanıtlamasının mümkün olacağı tartışmasızdır. Yazılı bir belgenin veya delil başlangıcının bulunmadığı durumlarda, iddia sahibinin son başvuracağı çarenin karşı tarafa yemin teklif etmek olduğu hususu yerleşik içtihatlarla benimsenmiştir.

2. HMK’nın 188/1 maddesinde “Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez” düzenlemesine yer verilmiştir.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 … maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 5.845,72 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

28/03/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.