Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/5901 E. 2023/2033 K. 04.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5901
KARAR NO : 2023/2033
KARAR TARİHİ : 04.04.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, davacının mirasbırakanı …’nin 253 ada 133, 254 ada 3 ve 253 ada 134 parsel sayılı taşınmazlarını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yeğeni olan dava dışı …’ye temlik ettiğini, dava konusu taşınmazların … tarafından muvazaalı olarak davalı …’a devredildiğini, dava konusu 253 ada 133 (eski 1096) parselin 1/2 payının mirasbırakana, 1/2 payının ise mirasbırakanın ikinci eşi olan …’ye ait olduğunu, mirasbırakanın payının önce …’ye temlik edilerek 19.11.2008 tarihinde …’a devredildiğini, …’ye yapılan hibe işlemi ve …’a yapılan satış işlemlerinin muvazaalı olduğunu, davacının mirasbırakan tarafından, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/166 Esas, 1980/163 Karar sayılı kararı ile evlat edinildiğini, mirasbırakanın 1995 yılında davacıyı evlatlıktan reddetmek amacıyla dava açtığını, davanın reddedildiğini, bunun üzerine mirasbırakanın … Noterliğinin 24.10.1997 tarihli 4296 yevmiye numaralı vasiyetnamesini düzenleyerek tüm malvarlığını, …’ye bıraktığını ancak vasiyet alacaklısı …’nin mirasbırakandan önce öldüğünü ileri sürerek, dava konusu taşınmazların, davalı … adına olan tapu kaydının iptal edilerek, davacı … adına miras payı oranında tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı süresinde cevap dilekçesi sunmamış, aşamada davalı vekili, davalının iyiniyetli olduğunu, dava konusu taşınmazları …’den satış bedelini ödemek suretiyle devraldığını, buna ilişkin PTT dekontlarını dosyaya sunduklarını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; temliklerin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu, davalının dava dışı … ile birlikte hareket ettiği, dava konusu 253 ada 133 parsel sayılı taşınmaz yönünden dava dışı …’ye mirasbırakan tarafından devredilen ½ pay yönünden temlikin muvazaalı olduğu, kalan kısım bakımından ise muris muvazaasından bahsedilemeyeceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının diğer mirasçının muvafakati olmadan eldeki davayı açamayacağını, mirasbırakanın kendisine bakması ve mallarını idare etmesi için davacıyı evlat edindiğini, ancak davacının mirasbırakanı terk ettiğini, mirasbırakanın da dava dışı Yıldıray’ı yanına aldığını, mirasbırakanın asıl amacının kendisine baktırmak olduğunu, mal kaçırma kastı bulunmadığını, Yıldıray’ın ise dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında davalıya temlik ettiğini, bu yöne ilişkin dekontları sunduklarını, davalı tarafından …’ye taşınmazların satışından sonraki tarihlerde 29.100,00 TL ödeme yapıldığını, dinlenen tanıkların görgüye dayalı bir bilgilerinin bulunmadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; mirasbırakanın dava konusu taşınmazları satmasını gerektirir ihtiyacı bulunmadığı, bir kısım tanıkların dava konusu taşınmazın devrinden sonra da mirasbırakan tarafından kullanıldığını beyan ettiği, resmi satış senedinde gösterilen bedel ile gerçek satış bedeli arasındaki aşırı fark bulunduğu, davacı ile mirasbırakanın beşeri ilişkilerinin iyi olmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf isteğinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçelerinde; istinaf dilekçelerindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de … Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., … Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu’nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

2. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3. Muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değeri, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden kısım olup, davanın kabulü halinde bu değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekmektedir.

4. 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava konusu taşınmazlarda davacının miras payına isabet eden ve iptal tescile karar verilen kısmın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri (244.719,95 TL) üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. HMK’nın 297. maddesine uyarınca infazda tereddüt yaratmayacak şekilde veraset ilamına atıf yapılmak ve kalan pay davalı üzerinde bırakılmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, veraset ilamına atıf yapılmaksızın ve iptal edilecek pay oranı belirtilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

Ne var ki, bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ:
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1.) bendi hükümden çıkarılarak yerine 1. bent olarak “1-Dava konusu … ili, … ilçesi, … Mah 253 ada 133 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı ½ payın davacının … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/88 Esas, 2018/95 Karar sayılı kararındaki miras payı oranında iptali ile aynı oranda davacı adına tesciline, kalan payın (5/8 pay) davalı üzerinde bırakılmasına,

… ili, … ilçesi, … Mah. 253 ada 134 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı tapu kaydının davacının … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/88 Esas, 2018/95 Karar sayılı kararındaki miras payıoranında iptali ile aynı oranda davacı adına tesciline, kalan payın (1/4) davalı uhdesinde bırakılmasına,

… ili, … ilçesi, … Mah. 254 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı tapu kaydının davacının … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/88 Esas, 2018/95 Karar sayılı kararındaki miras payı oranında iptali ile aynı oranda davacı adına tesciline, kalan payın (1/4) davalı üzerinde bırakılmasına,

Fazlaya ilişkin talep yönünden davanın reddine,” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04/04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.