Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/58 E. 2022/4306 K. 30.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/58
KARAR NO : 2022/4306
KARAR TARİHİ : 30.05.2022

MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: NEVŞEHİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde denkleştirme, aksi halde tenkis davası sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davacı ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı ve davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 30/05/2022 Pazartesi günü temyiz eden davalılar vekili Avukat … geldiler, diğer temyiz eden davacı vekili davetiye tebliğine rağmen gelmedi, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı …’ın 313, 2892, 5341, 6415 ve 7113 parsel sayılı taşınmazları davalı oğlu …’e, 4398, 328 ve 7005 parsel sayılı taşınmazları ise davalı kızı …’ye devrettiğini, mirasbırakanın temlik tarihi itibariyle dava konusu taşınmazları satmaya ihtiyacının olmadığını, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmazsa TMK’nın 669. ve devamı maddeleri uyarınca denkleştirme hükümlerinin uygulanmasına, aksi halde tenkise karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, mirasbırakanları tarafından sağlığında mal varlığının mirasçıları arasında şifai olarak her bir mirasçıya bir tarla ve bir bağ verilmek suretiyle taksim edildiğini, davacının kendisine verilen yerlere razı olmadığını, kendi borçları nedeniyle mirasbırakan …’a sağlığında üç adet taşınmazını sattırarak borcunu ödediğini, muvazaanın olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, aşamada davalılardan …’nin ölümü ile mirasçıları tarafından davaya devam edilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, devir tarihi itibariyle mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacının olmadığı, mirasbırakanın satış tarihinde aralarında kırgınlık bulunan ve kendi aralarında sözlü olarak yaptıkları anlaşmayı eşinden dolayı kabul etmeyen davacıdan mal kaçırmak amacıyla devri gerçekleştirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar…vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu 313 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki otelin değeri tespit edilmeden aldırılan bilirkişi raporu uyarınca harcın tamamlandığını ve bu değer üzerinden eksik vekalet ücretine hükmedildiğini, zira her davanın açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasını istemiştir.
2.2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanın piyasaya borçlarının olduğunu ve bu dönemde dava konusu taşınmazlarını satılığa çıkarttığını, davalılar tarafından bedeli ödenmek suretiyle çekişme konusu taşınmazların iktisap edildiğini, muvazaanın olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 10/11/2021 tarihli 2021/913 Esas 2021/922 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakan tarafından sağlığında davalılardan …’ye 3, …’e ise 5 adet taşınmaz devrinin yapıldığı, davacıya ise herhangi bir devir yapılmadığı, devrin davacıdan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığı, ayrıca dava konusu 313 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki otelin davalılara devredildikten sonra yapıldığı, bu nedenle 313 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki otel değerinin hesaplamada dikkate alınmamasının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki iddialarını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki iddialarını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde TMK’nın 699.maddesi uyarınca denkleştirme, aksi halde tenkis istemlerine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun 706., Türk Borçlar Kanunu’nun 237. ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve (V/3.2.) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3) no.lu paragrafta gösterilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince; gelen temyiz eden davalılar vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz eden davacıdan alınmasına, temyiz eden davacı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan, 85.928,00 TL bakiye onama harcının ise davalılardan alınmasına, 30/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.