Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/5796 E. 2022/6472 K. 06.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5796
KARAR NO : 2022/6472
KARAR TARİHİ : 06.10.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine karar verilmiş olup, kararın davacılar vekili ile davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi sonucunda, süresi içerisinde verildiği anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilerek dosya incelendi, gereği görüşüldü
I. DAVA
Davacılar asıl ve birleştirilen davalarda murislerinden irsen intikal eden mülk edinmeye elverişli zilyetlik iddiasıyla tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlar, keşif sırasında 101 ada 37 ve 114 ada 15 parsel sayılı taşınmazların da davanın konusu olduğunu belirtmişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar aşamalardaki yazılı ve sözlü beyanlarında davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.06.2015 tarihli 2008/100 Esas, 2015/205 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabul ve kısmen reddiyle, dava konusu 123 ada 19 parsel sayılı taşınmazın tamamının, 114 ada 68 parselin 12.07.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda (G) harfi ile gösterilen 3.061,74 metrekare yüz ölçümündeki, 121 ada 73 parselin 10.07.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda (D) harfiyle gösterilen 33.535,28 metrekare yüz ölçümündeki, aynı taşınmazın 12.07.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 386,13 metrekare ve (D) harfi ile gösterilen 13.200,83 metrekare yüz ölçümündeki, 123 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 12.07.2013 tarihli bilirkişi raporunda (I) harfi ile gösterilen 8.926,95 metrekare, (V) harfi ile gösterilen 12.527,41 metrekare, ( Ü) harfi ile gösterilen 3.823,26 metrekare yüz ölçümündeki bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına Bünyan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/117 Esas, 2015/124 Karar sayılı veraset ilamında yazılan payların oranında tesciline, bahsi geçen taşınmazlar hakkında fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 101 ada 37, 114 ada 15 ve 20 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı Hazine tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, dosya kapsamına dahil delillerden dava konusu tüm taşınmazlar üzerinde davacılar murisinin mülk edinmeye elverişli zilyetliğinin bulunduğunu buna rağmen dava konusu bir kısım taşınmaz yönünden davanın reddine hükmedildiğini belirterek kararın davanın reddine dair bölümleri yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davalı Hazine temyiz dilekçesinde, 101 ada 39, 109 ada 39, 114 ada 68, 121 ada 73, 123 ada 20 parsel sayılı taşınmazların mera vasfında oldukları ve zilyetlikle kazanılamayacağını, kaldı ki davacının kendi yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğunu ispat edemediği, buna rağmen bahsi geçen taşınmazların bazı bölümleri yönünden davanın kabulüne karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 5/b maddesi uyarınca tahsis edilen mera vasıflı çekişmeli taşınmazlar ile davalı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlı taşınmazlara yönelik kadastro öncesi mülk edinmeye muktedir zilyetliği dayalı tapu iptali ve tescili isteğinden ibarettir.
Kadastro sonucunda Bünyan ilçesi, ….. köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 39, 109 ada 39, 114 ada 68, 121 ada 73, 123 ada 20 parsel sayılı taşınmazlar yörede yapılan kadastro sırasında ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra, 4342 sayılı Mera Kanunun 5/b maddesi uyarınca tahsisen mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiş, öte yandan irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle çekişmeli 114 ada 20 parsel sayılı taşınmaz ….., 123 ada 19 parsel sayılı taşınmaz ise … adına tespit ve tescil edilmiştir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. TMK’nın 713/1 maddesinde, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16.maddesinde, “Kamunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden:
B) Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır. Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler. Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir.” hükümleri düzenlenmiştir.
3.2.4. Mera, yaylak ve kışlaklar bir veya birden fazla köy veya kasaba halkının bağımsız olarak veya birlikte kullanmak üzere, yetkili makam tarafından tahsis edilmiş olan veya böyle bir tahsis bulunmamasına karşın kadimden beri (öncesi belli olmayan bir zamandan beri), ilgili köy veya kasabalar tarafından mera olarak kullanılagelen ve hak sahiplerinin mevcut intifa hakları dışında üzerinde fiili ve hukuki tasarruflarda bulunamadıkları arazi parçasıdır. Bir yerin mera, yaylak ve kışlak sayılabilmesi için bu amaçla bir köy veya kasabaya tahsis edilmesi, tahsis bulunmadığı takdirde, kadimden beri o yerin kullanıla gelmiş olması gerekir. Bir yere hukuken bu vasfı verebilmek için bu iki unsurdan birinin bulunması gerekir (Cin, H.:Türk Hukukunda Mera Yaylak ve Kışlaklar, 2. Bası, Ankara 1980, s. 37 vd.).Mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri kullanılagelen yerler alınıp satılamaz, üzerine bina yapılamaz, ağaç dikilerek koru, bağ ve bahçe tesis edilemez. Meraların sınırlarının daraltılıp genişletilmesi ve zamanaşımı ile özel mülkiyete geçirilmesi mümkün değildir. Bu yerlerin vasfı değiştirilemez ve ziraat arazisi hâline getirilemez.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Dosya içeriğine, toplanan delillere, dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye göre davanın reddine hükmedilen taşınmazlar üzerinde davacılar murisinin iktisaba elverişli zilyetliğinin bulunmadığının anlaşılmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3.3.2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince,
Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yerinde olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır. Şöyle ki; 114 ada 68 parselin 12.07.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda (G) harfi ile gösterilen 3.061,74 metrekare yüz ölçümündeki, 121 ada 73 parselin 10.07.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda (D) harfiyle gösterilen 33.535,28 metrekare yüz ölçümündeki, aynı taşınmazın 12.07.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 386,13 metrekare ve (D) harfi ile gösterilen 13.200,83 metrekare yüz ölçümündeki, 123 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 12.07.2013 tarihli bilirkişi raporunda (I) harfi ile gösterilen 8.926,95 metrekare, (V) harfi ile gösterilen 12.527,41 metrekare, (Ü) harfi ile gösterilen 3.823,26 metrekare yüz ölçümündeki bölümleri yönünden yörede yapılan kadastro sırasında anılan taşınmazların ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra, 4342 sayılı Mera Kanunun 5/b maddesi uyarınca tahsisen mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda meraların mülkiyet hakkı Hazineye, kullanım hakkı ise ilgili köy ya da belediye tüzel kişiliğine ait olduğuna göre, karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince davacılara, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve …’nı davaya dahil etmek üzere süre ve imkan tanınmalı, davaya dahil edilmeleri halinde dahili davalılardan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdikleri takdirde delilleri toplanmalı bu suretle dava şartlarından olan taraf teşkili tamamlanmalıdır. Bundan sonra taşınmazların bulunduğu yeri kapsayan tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesi dönemlere ilişkin en az 3 adet hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü’nden istenerek dosya arasına konulmalı; taşınmazın bulunduğu yere ait mera tahsis kararları, ekleri ve haritaları ile çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler celp edilmeli; davacıların murisleri adına belgesiz olarak zilyetlik yoluyla tescil edilerek taşınmaz bulunup bulunmadığı ilgili tapu ve kadastro müdürlükleri ile adliye yazı işleri müdürlüğünden sorularak tespit edilen taşınmazlara ilişkin tutanaklar getirtilip denetlenmek suretiyle senetsizden kazanım miktarı belirlenmeli ve bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ile taraf tanıkları ile jeodezi-fotogrametri mühendisi bilirkişisi, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte; mera tahsis kararı ve haritaların uygulanıp kapsamları belirlenmeli, temyize konu çekişmeli taşınmaz bölümleri ile komşu mera parseli arasında ayırıcı nitelikte doğal veya yapay bir unsur bulunup bulunmadığının araştırılmalı ve kapsamda dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, taşınmaz bölümlerinin önceki niteliğinin ne olduğu, mera vasfında olup olmadığı, yada meradan açılıp açılmadığı, taşınmaz bölümlerinin sınırında bulunan mera parselinden ne şekilde ayrıldığı, aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, taşınmaz bölümlerinin evveliyatı itibariyle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, hava fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmazın niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor düzenlemesi istenilmeli; ziraatçi bilirkişi heyetine, taşınmaz bölümlerinin fiziksel yapısını, meyil durumunu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğunu, komşu taşınmazların toprak yapısı karşılaştırmak suretiyle dava konusu taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını, kamu orta malı mera olup olmadığını ya da meradan açılıp açılmadığını, çekişmeli taşınmaz bölümleri ile komşu taşınmazlar arasında toprak yapısı ve bitki örtüsü bakımından fark bulunup bulunmadığını, varsa üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü açıklayan, taşınmaz bölümlerinin her yönünden çekilmiş, üzerinde taşınmaz bölümlerinin sınırlarının kabaca işaretlendiği renkli fotoğraflarını içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlettirilmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki alınmalı; 3402 sayılı Kanun’un 14.maddesinde öngörülen sınırlar gözetilerek bu sınırların aşılacağının anlaşılması halinde davacılara tercih hakkı sorularak hakkında hüküm kurulacak taşınmaz bölümü belirlenip teknik bilirkişi tarafından raporunda gösterilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonunda davanın kabulüne hükmedilmiş olması isabetsiz olup davalı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmüştür.
V. SONUÇ:
1- Yukarıda ( IV/3.3.1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün davanın reddine ilişkin bölümlerinin ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
2- Yukarıda ( IV/3.3.2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün hakkında davanın kabulüne karar verilen dava konusu 114 ada 68 parselin 12.07.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda (G) harfi ile gösterilen 3.061,74 metrekare yüz ölçümündeki, 121 ada 73 parselin 10.07.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda (D) harfiyle gösterilen 33.535,28 metrekare yüz ölçümündeki, aynı taşınmazın 12.07.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 386,13 metrekare ve (D) harfi ile gösterilen 13.200,83 metrekare yüz ölçümündeki, 123 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 12.07.2013 tarihli bilirkişi raporunda (I) harfi ile gösterilen 8.926,95 metrekare, (V) harfi ile gösterilen 12.527,41 metrekare, ( Ü) harfi ile gösterilen 3.823,26 metrekare yüz ölçümündeki bölümleri yönünden 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.10.2022 gününde oy birliği ile karar verildi.