YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5684
KARAR NO : 2023/3546
KARAR TARİHİ : 21.06.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Davanın kabulüne – istinaf isteğinin kabulü – davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteğinin HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davacının annesi olan mirasbırakan …’ın 6436 parsel sayılı taşınmazını kız kardeşi …’e devrettiğini, … tarafından da taşınmazın davalıya temlik edildiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, taşınmazın mirasbırakan tarafından tedavi masraflarını karşılamak amacıyla 06/12/2017 tarihinde 35.000,00 TL bedelle kız kardeşi …’e devredildiğini, mirasbırakanın kanser hastası olduğunu, özel hastanelerde tedavi gördüğünü, tedavi masraflarını karşılamak için taşınmazı satması gerektiğini, hastalığı boyunca kendisi ile kız kardeşi … ile kızı davalının ilgilendiğini, kız kardeşine piyasa rayicinin biraz altında taşınmazı satmasının nedeninin minnet duygusu olduğunu, davalının teyzesi ili birlikte mirasbırakana baktığını, maddi manevi ihtiyaçlarını karşıladığını, davacının ise ailesinde kimseyle görüşmediğini, dava dışı …’nin taşınmazı satmak istemesi üzerine davalının 27/09/2018 tarihinde 36.000,00 TL bedelle satın aldığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; davaya konu taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası sonucunda taksim ile oluştuğu, taksim hususunda tarafların anlaştığı ve pay temliklerinin yapıldığı, dava konusu taşınmazın gerçek değeri ile resmi akitteki değeri arasında aşırı fark bulunduğu, davalının ödendiğini savunduğu bedelin gerçek değerin çok altında kaldığı, davalının annesi olan mirasbırakana son dönemlerinde bakmasının ahlaki bir görevi olup, bunun dışında olağanüstü bir bakım ve gözetimde bulunmadığı ve tedavi masraflarının karşılanma amaçlı devir yapıldığı savunmasının taşınmazın düşük bir bedelle …’e temlik edilmesi karşısında yerinde olmadığı, temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanın kanser tedavisinin masrafını karşılamak için 35.000,00 TL bedelle dava konusu taşınmazı …’e devrettiğini, mirasbırakanın kız kardeşi olan alıcının aynı zamanda mirasbırakana yardımcı olması nedeniyle minnet duygusuyla temlikin yapıldığını, davalı …’ın da mirasbırakana baktığını, tedavisine yardımcı olduğunu, vekalet ücreti ve yargılama giderinin hatalı hesaplandığını, davalının 36.000,00 TL ödeyerek taşınmazı satın aldığını, mirasbırakanın amacının mal kaçırmak olmadığını belirerek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; tanık beyanlarına göre mirasbırakanın kanser tedavisi gördüğü, hastalığı süresince kız kardeşi ve davalının kendisine baktığı, her türlü yardımı yaptıkları, davalının ara malik …’e taşınmaz bedelini banka kanalı ile havale ettiği, muvazaalı bir devir söz konusu olmadığı gerekçesi ile davalının istinaf isteğinin HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakanın en değerli taşınmazını davalıya devretmekteki amacının davacıyı mirastan yoksun bırakmak olduğunu, delillerin takdirinde hata yapıldığını, bunun gizlenmesi için de taşınmazın önce dava dışı …’e temlik edildiğini, mirasbırakana bedel ödenmediğini, davalının sunduğu ödeme dekontunun ise eldeki davayı bertaraf etmek amaçlı düzenlendiğini, taşınmazın gerçek değerinin çok daha yüksek olduğunu, mirasbırakanın dava dışı iki parça taşınmazını da aynı şekilde davalıya devrettiğini, mirasbırakanın terekesindeki taşınmazların kıymetsiz ve paylı mülkiyete tabi olduğunu, temlikin makul sınırları aştığını, ortaklığın giderilmesi davasındaki taksimin gerçekleşmesi amacıyla davacının payını mirasbırakana inançlı işlemle devrettiğini, bu hususun da dikkate alınmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de … Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., … Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu’nun 213.) ve Tapu Kanunu’nun (TK) 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
2. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalı tarafa yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan …’ın 05/07/2018 tarihinde öldüğü, geride davacı kızı … ile, davalı kızı …’ın mirasçı olarak kaldığı, eski 749 parsel sayılı taşınmazın taraflara ve mirasbırakana veraseten intikal ettiği, davacı ve davalının 749 parsel sayılı taşınmazdaki 3/8’er miras paylarını 10/03/2016 tarihinde mirasbırakana temlik ettikleri ve 749 parsel sayılı taşınmaz için açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucunda taşınmazın 3 parçaya bölünerek taksimine karar verildiği, 749 parselden ifrazen oluşan dava konusu 6436 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan adına 03/02/2017 tarihinde tescil edildiği, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı 06/12/2017 tarihinde kız kardeşi olan dava dışı …’e, …’in de 27/09/2018 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
2. Somut olayda, davalı satış bedelini …’e ödediğini, mirasbırakanın bakımı ile kendisinin ilgilendiğini savunmuş ise de, mirasbırakanın terekesinde 10 parça paydaşı olduğu tarla vasıflı taşınmazı olduğu, dinlenen tanıkların beyanlarından mirasbırakanın dava konusu taşınmazı satmasını gerektirecek ölçüde bir ihtiyacı olmadığının anlaşıldığı, emekli maaşı olan mirasbırakanın dosyadaki tedavi evrakları da incelendiğinde, üzerinde aynı zamanda evi olan dava konusu taşınmazını satmasını gerektirecek ölçüde bir masrafının bulunmadığı; öte yandan, mirasbırakanın dava dışı 2 parça taşınmazını da aynı şekilde kız kardeşi …’e, …’in de davalıya temlik ettiği, davalı … tarafından …’in banka hesabına satış bedeli açıklaması ile gönderilen 36.000 TL’nin, taşınmazın temlik tarihinde 208.330,65 TL değerinde olduğu gözetildiğinde muvazaanın kılıfı niteliğinde olduğu, davalının cevap dilekçesinde, davacının ailesinde kimseyle görüşmediğini ifade ettiği hususları yukarıdaki ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın temlikteki asıl irade ve amacının davacıdan mal kaçırmak olduğu sonucuna varılmaktadır.
3. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine,
21/06/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.