Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/5659 E. 2023/1848 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5659
KARAR NO : 2023/1848
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli davada bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı … (…) … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar, ortak mirasbırakanları …’un, 20 parça taşımazını oğlu olan davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, 9 parça taşınmazı ise bedelini ödeyerek satın alıp davalılar adına tescil ettirdiğini, işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, aynı taraflar arasında Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/229 Esas sayılı dava dosyası olduğunu, derdestlik nedeniyle ve zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26/05/1992 tarihli ve 1991/313 Esas 1992/202 Karar sayılı kararıyla; feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. ONAMA VE ONAMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Onama Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı … (…) … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20/02/2019 tarihli ve 2018/5441 Esas, 2019/1128 Karar sayılı kararıyla Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

B. Karar Düzeltme
1. Dairenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına ilişkin olarak davacı … (…) … tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 27/11/2019 tarihli ve 2019/2783 Esas, 2019/6123 Karar sayılı kararıyla; “… 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 309/2. maddesinde, feragat ve kabulün hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı ve 311. maddesinin birinci cümlesinde, feragatın kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı düzenlenmiştir. Ne var ki, davacı …, okuma-yazma bilmediğini, feragatin gerçek iradesini yansıtmadığını, hile ile alındığını belirterek verdiği temyiz dilekçesi ile davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin kararın bozulmasını istemiştir. Hal böyle olunca, HMK’nın 311. maddesinin “İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” şeklindeki ikinci cümlesi gözetilerek davacı …’nin feragat dilekçesinin serbest irade ürünü olup olmadığı hususunun incelenebilmesi ve sonucuna göre bir karar verilebilmesi için hüküm bozulmalıdır.” gerekçesi ile davacı … (…) … vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile onama kararının ortadan kaldırılmasına, Mahkemenin 26.05.1992 tarihli ve 1991/313 Esas 1992/202 Karar sayılı hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı … (…) …’ın feragatteki irade bozukluğunun tanık anlatımları ile kanıtlanamadığı, aynı tarihli feragat işlemine ilişkin Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2020/1493 Esas, 2021/1289 Karar sayılı ilamında da ek karar hakkında feragat nedeniyle ret kararı verilmesi gerektiğine hükmedildiği gerekçesi ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı … (…) … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile karar verildiğini, gerek davacı …’nin ve gerek davalı …’un birlikte düzenlettirdikleri ve kendilerinden sadır olan resmi belgelerde davacı …’nin okuma yazma bilmediğinin açıkça anlaşıldığını, temyiz dilekçesi ekinde sundukları bu belgeler dikkate alınmadan karar verildiğini, Ankara 9. Noterliğinin 11/02/1998 tarihli ve 07168 yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” ile Ankara 13.Noterliğinin 28/08/2001 tarihli ve 40137 yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Kat ( Villa) Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi”nde açıkça davacının okuma yazma bilmediğinin belirtildiğini, bu belgede davalı …’un da imzasının bulunduğunu, Ankara 28.Noterliğinin 18/04/2017 tarihli ve 03880 numaralı evrakında da davacı … …’ın okuma yazma bilmediğinin belirtildiğini, okuma yazma bilmeyen davacı …’nin iki tanık olmaksızın karşı tarafın avukatı ile dosyaya sunduğu feragat dilekçesinin dikkate alınmaması gerektiğini, davacıya verildiği ileri sürülen 5 dönüm yüz ölçümündeki taşınmazın feragat ile bir ilgisinin bulunmadığını, bu taşınmazın feragat dilekçesinin düzenlendiği tarihten 3 ay sonra 04.08.1992 tarihinde temlik edildiğini, devrin gerçek satış olduğunu, mirasbırakanın davalı oğullarına devrettiği taşınmazların değeri ve miktarı gözetildiğinde davacının 5 dönümlük bir taşınmaz için eldeki davadan feragat etmeyeceğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, çözümlenmesi gereken öncelikli uyuşmazlık ise davacı … (…) …’ın 25.05.1992 tarihli davadan feragat ettiğine dair beyanının geçerli olup olmadığıdır.

2. İlgili Hukuk
1. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Zaman Bakımından Uygulanma” başlığını taşıyan 448/1 inci maddesinde yapılan açıklama ve ilkelere uygun olarak; “Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır” hükmünü içermektedir.

2. 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 95. maddesinde feragatin davayı sona erdiren kesin bir usul işlemi olduğu belirtilmiş olup, feragatten dönülmesi ve ıslah yolu ile feragatin hükümsüz kılınması olanaksız ise de; davacının feragatin hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğunun aynı davada ileri sürebileceği açıktır. (Bkz.Prof.Dr.Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü Altıncı Baskı Cilt V sh.3646 vd.)

3. Nitekim, HMK’nın 311. maddesinde de ”Feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.” düzenlemesi mevcuttur.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı … (…) … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.