Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/5445 E. 2023/990 K. 22.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5445
KARAR NO : 2023/990
KARAR TARİHİ : 22.02.2023

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil, tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 06.12.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı … vekili Avukat … …. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı … vekili Avukat ve diğerleri gelmedi.Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulü ile önceki günlü geri çevirme kararı ile getirtilen evraklarla birlikte dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vasisi, dava konusu 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı … adına kayıtlı iken Konya 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/113 E, 2013/25 K. sayılı kararı ile tapu kaydının iptali ile davacı … adına tesciline karar verildiği, ancak davacının anılan mahkeme kararı gereği taşınmazın adına tescilini sağlamadan davalı …’in taşınmazı diğer davalı …’e devrettiğini, … adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu, …’ın anılan mahkeme kararından haberdar olup, kötü niyetli olduğunu ve kazanımının korunmayacağını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000,00 TL tazminatın faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1.Davalı …, davalı … ve dava dışı … …’den alacaklı olup, alacağının tahsili için anılan kişiler aleyhine Konya 9. İcra Müdürlüğünün 2014/2900 E. ve 2014/8138 E. sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, 2014/8138 E. sayılı dosyasından yapılan takip sonucu davalı … adına kayıtlı dava konusu 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kendisine ihale edilerek, adına tescil edildiğini, yapılan işlemlerde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı … davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Konya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.01.2022 tarihli ve 2019/319 Esas, 2022/27 Karar sayılı kararıyla; tapu kaydında 28.02.2011-27.12.2018 tarihileri arasında Konya 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/113 E. sayılı dosyasına ilişkin şerhin bulunduğu, taşınmazın bu şerh ile birlikte ihaleye çıkarıldığı, mahkemece tedbirin hükümsüz olduğuna dair yazı cevabı üzerine satış işlemlerine devam edildiği, kayıt maliki olan davalı …’ın diğer davalı … adına olan tescilin yolsuz olduğunu bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda olup, iyi niyetli kabul edilemeyeceği ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davalı …’ün diğer davalı …’den alacaklı olması nedeniyle aleyhine icra takibi başlattığını ve dava konusu taşınmaz üzerine haciz konduğunu, tapu kaydında Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/113 E. sayılı dosyasından herhangi bir açıklama olmaksızın ihtiyati tedbir kararı bulunduğunu, Konya 9. İcra Müdürlüğünce 09.04.2018 tarihinde Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılarak, tapu kaydındaki tedbir şerhinin devam edip etmediği, devam ediyor ise taşınmazın cebri icra ile satışına engel olup olmayacağı hususunun sorulduğunu, mahkemece verilen yazı cevabında ise anılan kararın 02.04.2013 tarihinde kesinleştiği,bu nedenle ihtiyati tedbirin hükümsüz kaldığının bildirildiğini, satışa engel bir durum olmaması nedeniyle de taşınmazın cebri icra ile satıldığını ve davalıya ihale edildiğini, davalının kararın içeriğinden haberdar olmadığını, belirtilen dosyanın tarafı da olmadığını,davacı tarafça ihalenin feshi davası da açılmadığını, davacı tarafça kesinleşen mahkeme hükmünün tescil ettirilmemesinin sorumluluğunun davalıya yüklenemeyeceğini, davacının kötü niyetli olarak eldeki davayı açtığını, bu nedenle mahkeme masrafı ve yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulmaması gerektiğini, icra takip işlemlerinin tapu kaydına güvenilerek yapıldığını, mahkemece satışa engel bir durum olmadığının belirtilmesi üzerine satış işlemlerine devam edildiğini, davalının iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 09.05.2022 tarihli ve 2022/703 E. 2022/913 K. sayılı kararıyla; 01.04.2013 tarihinde kesinleşen Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/113 Esas, 2013/25 Karar sayılı ilamı gereğince taşınmaz mülkiyetinin TMK’nın 705. maddesi uyarınca davacıya geçtiği, Konya 9. İcra Müdürlüğü’nün 2014/8138 sayılı dosyasında yapılan ihale sonucu alacağa mahsuben davalı … adına tescil edildiği, ihalenin yapıldığı 07/09/2018 tarihli itibariyle dava konusu taşınmazın tapu kaydında Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/113 Esas sayılı dosyası ile ilgili 28/02/2011 tarihli ihtiyati tedbir şerhinin bulunduğu, ihale öncesinde 01.04.2013 tarihinde kesinleşen Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/113 Esas, 2013/25 Karar sayılı ilamı gereğince taşınmaz mülkiyetinin TMK’nın 705. maddesi uyarınca davacıya geçtiği tedbir şerhi dolasıyla ihale alıcısı davalı …’ın dava konusu taşınmazın borçlu …’e ait olmadığını bilen ya da bilmesi gereken kişilerden olduğu, davalı …’ın iktisabının iyiniyetli olmadığı anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesinin kararı yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçesindeki taleplerinin tekrarı ile kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. TMK’nın 705 inci maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022 nci maddesinin birinci fıkrasında ise “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

2. TMK’nın 1023 üncü maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.”, 1024 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.”, 1024 üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1024 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “ Böyle bir tescil yüzünden ayni … zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. SONUÇ
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 8.385,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Temyiz edilen davacı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.