YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/532
KARAR NO : 2022/1345
KARAR TARİHİ : 21.02.2022
MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL – TENKİS
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası …’in 454 ada 5 ve 11 parsel sayılı taşınmazlarını satış göstermek suretiyle oğlu olan davalı …’ya devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın taşınmazlarını satma ihtiyacı bulunmadığını, dava dışı başka taşınmazlarını da dava dışı diğer oğlu …’ın oğluna yani torununa devrettiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, mirasbırakanın dava dışı kızına ev alabilmek amacıyla taşınmazlarını satma hazırlığında olduğunu, dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında satın aldığını, satış bedellerinin mirasbırakanın hesabına yatırıldığını, mirasbırakan adına kayıtlı olan ve ölümü ile davacı da dahil mirasçılarına intikal eden başka taşınmazlar da bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 03/06/2021 tarihli ve 2018/220 E. – 2021/224 K. sayılı kararıyla; salt bedeller arasındaki oransızlığın muvazaa iddiasının kabulü için yeterli olmadığı, davacının, davaya konu taşınmazların davalıya temlikinin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapılmış olduğu iddiasını ispatlayamadığı, davacının iddiasını ispat edecek deliller ortaya koyamadığı, davalıların savunmasının dinlenen davalı tanıklarının beyanları ile doğrulandığı, cevap dilekçesinde dayanılan banka dekontu incelendiğinde; davalı … ve dava dışı … tarafından muris …’in hesabına tapu alım bedeli olarak toplam 28.000,00 Euro yatırıldığı gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil talebinin reddine; tenkis talebi yönünden ise, mirasbırakanın ölüm tarihinin 17/02/2008 olup dava tarihinin ise 25/06/2018 olduğu, TMK’nın 571. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, hak düşürücü süre nedeniyle tenkis talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın bankalarda parası olan, borcu bulunmayan, başka gayrimenkulleri olan, varlıklı biri olduğunu, ölümünden önce herhangi bir sıkıntı içerisinde olmadığını, davaya konu taşınmazların kız çocuklarının mirastan mahrum edilmesi amacıyla davalıya devredildiğini, delillerin hatalı değerlendirildiğini, 25/12/2002 tarihli ve 964 – 965 yevmiye numaralı işlemler ile sadece davaya konu taşınmazların değil toplam 5 adet taşınmaz satıldığını, ayrıca satışın mirasbırakanın vekalet verdiği oğlu olan dava dışı … tarafından yapıldığını, yani mirasbırakanın bu taşınmazlarının erkek çocukları arasında pay edildiğini, tapudaki satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında fahiş fiyat farkı bulunduğunu, dosyaya sunulan alım satım bedeline ilişkin dekont incelendiğinde paranın … ve … tarafından yatırıldığının göründüğünü, mirasbırakanın dava konusu ve diğer taşınmazları satmasında haklı ve makul bir nedeni bulunmadığını, tanık beyanları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02/12/2021 tarihli ve 2021/986 E. – 2021/1004 K. sayılı kararıyla; devredilen taşınmazların bedeli olarak 28.000,00 Euro ödendiğinin ileri sürülmesi ve buna ilişkin ödeme belgesinin ibraz edilmesi, tanık beyanlarının da bu doğrultuda olması nedeniyle taşınmazların devrinin gerçekten satış amacıyla yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, taşınmazların değerinin ödenen bedelden yüksek olduğunun belirlenmesinin muvazaanın varlığının kabulü için yeterli olmadığı, taşınmazların bedeli karşılığında devredildiğinin kabul edilmesi nedeniyle tenkis talebinin dinlenmesinin de mümkün olmadığı, kaldı ki, İlk Derece Mahkemesinin isabetli olarak tespit ettiği üzere 4721 sayılı TMK’nın 571/1. maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü sürenin de dava tarihi itibariyle dolduğu, dosya kapsamında davacının davasını usulüne uygun olarak ispat ettiğini söylemenin mümkün olmadığı gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların kız çocuklarının mirastan mahrum edilmesi amacıyla davalıya devredildiğini, delillerin hatalı değerlendirildiğini, 25/12/2002 tarihli ve 964 – 965 yevmiye numaralı işlemler ile sadece davaya konu taşınmazların değil toplam 5 adet taşınmaz satıldığını, ayrıca satışın mirasbırakanın vekalet verdiği oğlu olan dava dışı … tarafından yapıldığını, yani mirasbırakanın taşınmazlarının erkek çocukları arasında pay edildiğini, tapuda gösterilen satış bedelleri ile taşınmazların gerçek değerleri arasında fahiş fiyat farkı bulunduğunu, mirasbırakanın dava konusu ve diğer taşınmazları satmasında haklı ve makul bir nedeni, davalının da alım gücü bulunmadığını, mirasbırakanın herhangi bir taşınmazını satmadan da dava dışı kızına Kayseri’den ev alabilecek maddi güce sahip olduğunu, temlikin muvazaalı olduğunu kanıtlayacak fazlaca yazılı delil varken, yazılı delillerin değerlendirilmeyip tanık beyanları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu’nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kararın (III.) no.lu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının; kararın (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, davacı tarafından yatırılan peşin harçtan artan 2.320,51 TL’nin davacıya iadesine, 21/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.