Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/5267 E. 2023/2227 K. 11.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5267
KARAR NO : 2023/2227
KARAR TARİHİ : 11.04.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar …, …, …, …, … ve … vekilleri ile davacı … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar …, …, …, …, … ve … vekilleri ile davacı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 11.04.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar … v.d. vekili Avukat … ile temyiz edilen davalı Hazine vekili Avukat… geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacı … Tahsin Kirali vekili v.d. gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, … karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar, murislerinden intikal eden eski sicilden gelen tapu kayıtlarının kadastro sırasında gerekçe dahi gösterilmeden uygulanmadığını, dayanak tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazı kapsadığını beyan ederek, davaya konu 101 ada 29 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ve adlarına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, dava konusu 101 ada 29 parsel sayılı taşınmazın, 101 ada 7 parsel sayılı taşınmazın ifrazı neticesinde oluştuğunu, 101 ada 7 parsel sayılı taşınmazın mera vasfında iken, Mera Komisyon kararıyla 6.295,39 metrekare yüz ölçümündeki kısmının yol olarak Hazine adına tesciline karar verildiğini, kök 101 ada 7 parselin kadastro tespitinin 12/11/2007-12/12/2007 tarihleri arasında ilan edilerek nizasız kesinleştiğini, eldeki davanın ise 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eldeki davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak, Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar …, …, …, …, … ve … vekili ile davacı … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar …, …, …, …, … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; istinafa konu Mahkeme kararında, ana dosya olan 2017/585 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilen diğer dava dosyaları ve dava dosyalarına konu taşınmazlar ve bunların kadastro ve tapulama tutanakları tek tek getirtilmeden; birleştirilen her davaya konu taşınmazların kadastro tutanaklarının hangi tarihte kesinleştiği tespit edilmeden sadece ana davaya konu ( 2017/585 Esas) 101 ada ve 29 parsel sayılı taşınmazın kadastro ve tapulama kayıtları baz alınarak 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesi uyarınca davanın hak düşürücü süre yönünden reddedildiğini, oysa ki davacılar adına ikame edilen 13 ayrı tapu iptali ve tescil davasının ana dosya olan 2017/585 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiğini, ancak birleştirilen dava dosyasına konu taşınmazların karara esas alınmadığını, öte yandan tüm dosyalardaki davalı tarafların farklı olduğunu, Mahkemenin bu hususu irdelemediğini bununla birlikte kadastro tutanaklarının okunaksız olduğunu, tarihlerin yanlış tutulduğunu, davacılara ait eski sicilden gelen 428 adet tapu kaydı uygulanmaksızın Mahkemece eksik incelemeyle karar verildiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davacı … vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece birleştirilen dosyalara ilişkin hiçbir işlem yapılmadığını, sadece asıl dava konusu taşınmaza dayanılarak hüküm kurulduğunu, ayrıca husumet yönünden de gerekli inceleme yapılmadığını, zira davacılardan …’nin yargılama sırasında vefat etmiş olmasına rağmen gerekçeli kararda davacı olarak yer aldığını, bu hususun dahi Mahkeme tarafından dosya üzerinde gerekli inceleme ve araştırma yapılmadığını gösterdiğini, Mahkemece eksik inceleme yapıldığını, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verildiğini beyan ederek istinaf taleplerinin kabulü ile usul ve yasaya aykırı … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/585 Esas 2020/302 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafça kadastro öncesi hukuki sebeplere dayanılarak dava açılmış olup dava konusu taşınmazın ifrazen geldiği taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3.maddesinde yazılı on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı … ve arkadaşları vekili ile davacı … Tahsin Kirali vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1- Davacı … vd. vekili, Mahkeme kararında, ana dosya olan 2017/585 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilen diğer dava dosyaları ve dava dosyalarına konu taşınmazlar ve bunların kadastro ve tapulama tutanakları tek tek getirtilmeden; birleştirilen her davaya konu taşınmazların kadastro tutanaklarının hangi tarihte kesinleştiği, uygulanan genel kadastronun hukuka uygun yürütülüp yürütülmediği tespit edilmeden sadece ana davaya konu ( 2017/585 Esas) 101 ada ve 29 parsel sayılı taşınmazın kadastro ve tapulama kayıtları baz alınarak 3402 Sayılı Yasa’nın 12/3. maddesine binaen hukuka aykırı olarak davanın hak düşürücü süre yönünden davanın reddedildiğini, oysa ki … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/585 Esası ile birleştirilen davalar ve parsel listesinden de anlaşılacağı üzere, davacılar adına ikame edilen 13 ayrı tapu iptali ve tescil davasının … bu ana dosya olan 2017/585 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiğini, ancak bu taşınmazların karara esas alınmadığını, Mahkemenin birleştirilen dosyaları irdelemediğini ve karar başlığında göstermediğini, birleştirilen dosyalar yönünden usulüne uygun bir tefrik kararı verilmeden sonuca gidildiğini, öte yandan dava konusu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının okunaksız olduğunu, tarihlerin yanlış tutulduğunu, tutanakların geçerlilik şartlarına uygun düzenlenmediği için hükümsüz olduklarını; kaldı ki davacılara ait tapu kayıtları dayanak gösterilmeksizin kadastro sırasında revizyon işlemine tabi tutulmadığından yörede yapılan kadastronun tamamıyla haksız ve hukuksuz olduğunu, ayrıca eldeki davanın konusu 101 ada 29 parselin ifrazen ayrıldığı 101 ada 7 parselin kadastro tutanağının kesinleşme tarihinin 01/02/2008 olduğunu, Mahkemenin tespitin kesinleştiği tarihi yanlış tayin ettiğini, dayanak tapu kayıtları incelenip uygulanmadan eksik incelemeyle karar verildiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2- Davacı … vekili mahkemece birleşen dosyalara ilişkin hiçbir işlem yapılmadığını, sadece asıl dava konusu taşınmaza dayanılarak hüküm kurulduğunu, uygulanan genel kadastronun hukuka uygun yürütülüp yürütülmediği tespit edilmeden, ayrıca husumet yönünden gerekli inceleme yapılmadan karar verildiğini, davacılardan …’nin yargılama sırasında vefat etmiş olmasına rağmen gerekçeli kararda davacı olarak yer aldığını, bu hususun dahi yerel mahkeme tarafından dosya üzerinde gerekli inceleme ve araştırma yapılmadığını gösterdiğini, yerel mahkemece eksik inceleme yapıldığını, mahalinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verildiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi: “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyiz isteğine konu kararda; Mahkemece davanın 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiş, … bu kararın istinaf edilmesi üzerine başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dava konusu taşınmazın kök geldi parseli olan 101 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 13.12.2007 tarihi ile davanın açıldığı 20.12.2017 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı Hazine vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına,

Aşağıda yazılı 99,20’şer TL bakiye onama harçlarının temyiz eden davacılar … ve arkadaşları ile davacı … Tahsin Kirali’den ayrı ayrı alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.