Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/5266 E. 2022/7341 K. 08.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5266
KARAR NO : 2022/7341
KARAR TARİHİ : 08.11.2022

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECEMAHKEMESİ : ANKARA 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvuruların esastan reddine dair verilen karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak ve davalılar vekili tarafın
Davacı, mirasbırakan babası….’ın 12 parsel sayılı taşınmazdaki 2 numaralı bağımsız bölümünü oğlu olan davalı …’ye 11/12/1987 tarihinde satış göstermek suretiyle devrettiğini, davalının da 25/05/2004 tarihinde kendi şirketi olan diğer davalı … …. Med. Ltd. Şti’ye devrettiğini, temliklerin muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın taşınmazını satma ihtiyacı olmadığı gibi davalı …’nin alım gücü bulunmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın mirasbırakanın terekesine iadesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davalı şirketin dava konusu taşınmazı diğer davalıdan iyiniyetle iktisap ettiğini, davacıya her zaman mirasbırakan babasının destek olduğunu, davacının yaşam standartlarını koruyabilmek adına bir kısım tasarruflarda bulunduğunu, davacı lehine devirler, hukuki işlemler yaptığını, mirasbırakanın davacıyı kız çocuğu olması nedeniyle devamlı olarak koruyup kolladığını, davacı lehine sürekli işlem yaparken zaman içerisinde diğer mirasçılarının da hakkını gözetme çabasında olduğunu, davacının evlenince oturabilmesi amacıyla Hekimköy Konut Yapı Kooperatif hissesinin devredildiğini, villanın da mirasbırakan tarafından yaptırıldığını, davacının eczacılık yapacağım demesi üzerine mirasbırakan tarafından 2 adet taşınmaz satın alındığını, bir de büro verildiğini, mirasbırakana ait Akyurt’taki bir taşınmazın da satılarak parasının davacıya verildiğini, mirasbırakanın kullanmakta olduğu arabasını bile kooperatif arsasına yapılan ve yarım kalan inşaatın tamamlanması için müteahhide devrettiğini, davacının sigorta primlerini dahi mirasbırakanın ödediğini, annelerine de değerli taşınmaz devirleri yapıldığını, mirasbırakanın çok sayıda taşınmazının bulunduğunu, mal kaçırma arzusunda olsa bu taşınmazları da kaçıracağını, davacının kötüniyetli olduğunu, dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini belirterek, davanın reddini savunmuşlar, aşamada HMK’nın 329. maddesi gereği davacının; vekilleri ile aralarında kararlaştırdığı vekalet ücretini ödemeye mahkum edilmesini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16/06/2020 tarihli ve 2015/785 E., 2020/289 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın taşınmazını davalıya devretmesinde, vefatı öncesinde uzun zamana yaydığı süreçte davacıdan mal kaçırma kastı ile değil, miras malını taksim iradesi ile hareket ettiği, dosya arasına alınan sair muvazaa, tenkis, boşanma, kooperatif davalarındaki mahkeme içi ikrarların da mirasbırakanın taksim iradesini gösterdiği, davacının iddiasının sübut bulmadığı, diğer davalı şirkete yapılan devrin de mal kaçırma kastı ile gerçekleştirildiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı ve iyiniyet karinesinin çürütülemediği gerekçesiyle davanın reddine, HMK’nın 329. maddesi kapsamında yapılan talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin dava konusu olayı irdelemediğini ve delillerin değerlendirmesinde hata yaptığını, Aile Mahkemesindeki ve Ticaret Mahkemesindeki davalarda vekili tarafından verilmiş olan beyanların mahkeme içi ikrar ve kesin delil teşkil edemeyeceğini, mirasbırakanın taraflara kazandırdığı iddia edilen menkul ve gayrimenkullerin değerleri tespit edilmeden maddi hukuka aykırı şekilde karar verildiğini, tasarruf tarihindeki amacının Mahkemece belirlenmediğini, dinlenen davalı tanıklarının hepsinin ezberletilmiş beyanlarda bulunduğunu, mirasbırakan tarafından davalıya çok değerli kazandırmaların yapıldığını, paylaşımın dengeli olup olmadığının değerlendirilmediğini, birleştirilen davanın tefrikine karar verilmesinin de kanuna ve hukuka aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kötü niyetli ve hiçbir hakkı olmadığını bilmesine rağmen asıl ve birleştirilen davaları açtığını, dinlenen davacı tanıklarının kooperatiften ve villadan hiç haberi yokmuş gibi davrandıklarını ve doğruyu söylemediklerini, gerçeklerin inkar edilmesi sonucunda davanın 5 yıldır devam ettiğini, HMK’nın 329. maddesinde belirtilen yaptırımlara yönelik taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bu bölümü yönünden istinaf incelemesi yapılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12/05/2022 tarihli ve 2021/2 E., 2022/836 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın dava konusu taşınmazı temlikinin 01/04/1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun, TMK’nın 6. ve HMK’nın 190. maddeleri kapsamında ispatlanamadığı benimsenmek suretiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasında ve hükmün kuruluş biçiminde; tenkis isteği ile açılan birleştirilen davanın tefrikine ve davalıların HMK’nın 329. maddesi kapsamındaki koşulları oluşmayan taleplerinin de reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili duruşma istekli olarak ve davalılar vekili katılma yoluyla temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, hukuka ve vicdana aykırı karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın usul ve yasaya aykırı olan ”…nın 329. maddesi kapsamında yapılan talebin reddine” dair bölümü yönünden temyiz incelemesinin yapılmasını ve HMK’nın 329. maddesi kapsamında taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu’nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen taraf vekilleri için 8.400,00’er TL duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı alınıp verilmesine, onama harcı peşin yatırıldığından taraflardan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 08/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.