Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/5189 E. 2023/1710 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5189
KARAR NO : 2023/1710
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Usulden Ret

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8.Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı yönünden aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddine, asli müdahil yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı asli müdahil … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı …, davaya konu 2163 ada 2 parsel sayılı taşınmazı 40 yıldır bahçe olarak kullandığını, ancak taşınmazın … … adına kaydedildiğini, bu kişinin kim olduğunun belli olmadığını, nüfus bilgilerinin bulunmadığını, malikin tapu kaydından anlaşılamadığını açıklayarak, dava konusu 2 no.lu parselin tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Asli Müdahil …, kayıt maliki …’ın hayatta olan mirasçısının kalmadığını, tapu kaydında “… Ağa Vakfından icareli” şerhinin bulunduğunu, tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölmeleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde, icareteynli veya mukataalı taşınmaz malların mülkiyetinin vakıf adına tescil edileceğini, bu nedenle davacının davasının reddi gerektiğini beyanla, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile … Ağa Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, … … adına alınmış bir kayyım kararı olmadığından husumet yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiğini, ayrıca taşınmazın kaydında Vakıf şerhi bulunduğundan davanın Vakıflar Genel Müdürlüğüne ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
İstanbul Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.03.2016 tarihli ve 2015/169 Esas, 2016/99 Karar sayılı kararıyla; davanın kayyım sıfatıyla Maliye Hazinesine karşı açıldığı,ancak kayıt maliki Sufiittin Usman hakkında alınmış bir kayyımlık kararı olmadığı,davalının taraf ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davacı ve asli müdahil yönünden davanın HMK’nın 115/2.maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, asli müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 19.09.2017 tarihli ve 2016/10429 Esas, 2017/11087 Karar sayılı kararıyla; “… tarafından 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 17.maddesine istinaden tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulmuştur. Dava konusu taşınmaza ait tapu kaydında “… Ağa Vakfı İcareli” şerhi bulunduğu da gözetilerek, tapu kayıtlarına “… Ağa Vakfı” ile ilgili konulan şerhe ilişkin tüm bilgi ve belgelerin, dayanak tapu kayıtlarından da araştırılarak merciinden istenerek dosya arasına getirtilmesi, adı geçen vakfa ait vakıf belgesi ve diğer tüm kayıtlar getirtilerek vakfiyenin niteliği hususunda, 6100 sayılı HMK’nın 266.maddesi uyarınca üniversitelerin Medeni Hukuk kürsüsünde görevli ve Vakıflar Hukuku konusunda uzman olan öğretim üyelerinden rapor alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, Asli Müdahil Vakıflar Genel Müdürlüğünün davasının yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçeleriyle bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 19.01.2022 tarihli ve 2017/492 Esas, 2022/34 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın anılan vakıf dışında bir malikinin bulunmadığı, tapu kaydına ya da kadastro tespitine bir itirazın da mevcut olmadığı, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 17. maddesi koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davacı yönünden aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddine, asli müdahil yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asli müdahil vekili temyiz dilekçesinde; kararın esas itibariyle doğru olduğunu, mutasarrıf Seyfeddin Usman’ın 08.04.1963 tarihinde öldüğünü, mirasçı olarak ise eşi … ve oğlu …’ın kaldığını, …’ın 06.03.1981 tarihinde, müşterek çocukları …’ın ise 08.08.1981 tarihinde bekar ve çocuksuz olarak vefat ettiğini, bu durumda kayıt maliki … oğlu …’ın halen hayatta olan bir mirasçısı kalmadığını, Medeni Kanun gereğince ölen kişi hakkında kayyım atanamayacağı gibi gaiplik kararı da verilemeyeceğini, Mahkemece hüküm kısmında kayıt maliki …’ın gaip olduğunun tespitine şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmayıp, hükmün bu yönden düzeltimesi gerektiğini, müdahale talebinde de kayıt malikinin ölmüş olması nedeniyle taşınmazın Vakfı adına tescili ile birlikte taşınmazın tapu kaydında bulunan tedbir şerhlerinin de kaldırılmasının talep edilmesine rağmen bu hususta hüküm kurulmadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davacı …’un sorumlu olması gerekirken, yargılama giderlerinin asli müdahilin üzerinde bırakılmasının doğru olmadığını, davalı … Hazinesinden yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, belirtilen yönlerden kararın bozulmasını veya düzeltilerek onanmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, asli müdahilin talebi ise Vakıflar Kanunu’nun 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 5737 sayılı Yasa’nın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.”

2.HMK’nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır.

3. Değerlendirme
1.Bilindiği üzere, Mahkemenin vazifesi uyuşmazlığın giderilmesidir. Bir uyuşmazlığın giderildiğinden söz edilebilmesi için hüküm infaz edilebilir niteliği haiz olmalıdır. HMK’nın 297/2. maddesi gereğince taleplerden her biri hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve hakların sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.

2. Somut olayda, asli müdahil … asli müdahale dilekçesinde iptal- tescil isteği ile birlikte dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan tedbir şerhlerinin de kaldırılması talebinde bulunduğu halde, Mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir.

3.Hâl böyle olunca, asli müdahilin taşınmazın tapu kaydında bulunan tedbir şerhlerinin kaldırılması isteği yönünden de yukarıda değinilen yasa hükümleri gözetilerek gerekçesi de açıklanmak suretiyle olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususun gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asli müdahil vekilinin değinilen yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun’un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.