Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/4632 E. 2023/5732 K. 19.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4632
KARAR NO : 2023/5732
KARAR TARİHİ : 19.10.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/523 E., 2021/1635 K.
HÜKÜM/KARAR: Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: … Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/360 E., 2020/447 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve terkin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı … vekili dava dilekçesinde; 213 ada 122 parsel sayılı taşınmazın müvekkili adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin taşınmazının yanından geçen ve kadimden beri mahallenin giriş yolu olarak kullanılan nizalı taşınmaz bölümünün kadastro çalışmaları sırasında davalının taşınmazı içerisinde tespit edildiğini, davalının taşınmazının sınırları yıllardan beri aynı şekilde olmasına rağmen taşınmazını genişletme çabası içerisine giren davalının kadastro tespitinin yanlış şekilde yapılmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı dava konusu 213 ada 123 parsel sayılı taşınmazın nizalı bölümünün tapu kaydının iptali ile yol olarak bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazı yakın zamanda …’dan tapu siciline güvenerek iyiniyetle satın aldığını, adına kayıtlı taşınmaz içerisinde hiçbir zaman yol bulunmadığını, kaldı ki davacı adına kayıtlı taşınmazın da yola cephesi olup, eldeki davayı açmakta hukuki yararının olmadığını; öte yandan, 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından dava konusu 213 ada 123 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişi raporunda (123/A) harfi ile gösterilen bölümünün dava konusu edildiği, 1992 yılına ait hava fotoğraflarında taşınmazın nizalı bölümünün yol olup olmadığına kanaat getirilemese de sonraki yıllarda bu yerin yol olarak kullanıldığı, bu haliyle taşınmazın nizalı bölümünün kadim yol vasfında olmayıp, tahminen 15-20 yıldır yol olarak kullanıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Fethiye ilçesini … iline bağlayan karayolunun uzun yıllardır taşınmazın bulunduğu yerden geçtiğini, bu karayolu ile mahallenin baglantısının da dava konusu taşınmazın nizalı bölümünden sağlandığını, evvelinde eşek yolu olarak tabir edilen yolun da buradan geçtiğini, yeterince araştırma yapılmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince toplanan deliller, yapılan keşif, teknik bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; … Medeni Kanunu’nun 715 inci ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun “Kamu malları” başlıklı 16/B maddeleri gereğince yolların kamunun yararlanmasına tahsis edilen veya kamunun kadimden beri yararlandığı yerlerden olduğu, davacının, dava dilekçesinde kadim yol iddiasına dayandığı, bu tür davaların yolun bulunduğu köy tüzel kişiliği veya belde teşkilatı tarafından açılabileceği gibi bu davaları yararlanma hakkı bulunan gerçek veya tüzel kişilerin de açabileceği, somut olayda dava konusu taşınmazın tesis kadastrosu sonucunda dava dışı … adına tespit ve 16.09.2008 tarihinde tescil edildiği, davalının ise taşınmazı 29.12.2009 tarihinde tapudan satın alan iyi niyetli 3. kişi konumunda bulunduğu, davalıya ait bu parselin içerisinde bulunan dava konusu yerin 15-20 yıl kadar yol olarak kullanıldığı, kadim yol olmadığı, davacının iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 inci maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün tapu kaydının iptali ile yol olarak haritasında gösterilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/B maddesi
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda … ili, … ilçesi,…Mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu 213 ada 123 parsel sayılı 546,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına tespit ve tescil edilmiş; sonrasında kayden satış suretiyle davalı … adına tescil edilmiştir.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. SONUÇ
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.