Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/4579 E. 2023/5556 K. 17.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4579
KARAR NO : 2023/5556
KARAR TARİHİ : 17.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/893 E., 2021/745 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :… Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/1135 E., 2018/245 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, …köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 104 ada 188 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin hatalı yapıldığını, taşınmazın davacı adına kayıtlı 104 ada 40 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP
Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde; davaya konu taşınmazın kadastro tespitindeki malikleri tarafından 50 yılı aşkın süredir kullanılmakta olduğunu, bu zilyetlik sürelerinin hiçbir şekilde kesinti görmediğini ve irsen devam ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.

Davacının istinaf başvurusu üzerine mahkemece 03.07.2018 tarihli ek karar ile; kararın kesin olarak verildiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK 346/1 inci maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, bir şeye malik olan kişinin o şeyin bütünleyici parçasına da malik olduğunu, kadastro tespiti ile ayrı bir mülkiyete konu edilmesinin kanuna aykırı bulunduğunu, dava konusu taşınmaz havuz görünümünde olsa da hukuken yapı ve kaynak niteliğinde bulunduğunu, bu yapı ve kaynağın 104 ada 40 sayılı davacı parselinin üstünde olduğunu, bölgedeki parsel numarası 37-38-40…. şeklinde sıralı giderken dava konusu taşınmazın 188 sayılı parsel numarası verilmesinin bu parselin kötü niyetle sonradan oluşturulduğunu gösterdiğini, mahallinde yapılan keşifte de havuzu davacı murisi Ali tarafından yapıldığını ve taşınmazın davacı tarafa ait olduğunun beyan edildiğini mahkemece keşifteki beyanların eksik alındığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davacının tapulu taşınmazı üzerinde yer alan ve bütünleyici parçası olan taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesindeki iddiaları tekrarlamış; ek karara karşı verdiği istinaf dilekçesinde ise, dava değerinin kesinlik sınırının üstünde kalması nedeniyle hukuka aykırı olarak verilen istinaf başvuru talebinin reddine dair kararın kaldırılarak istinaf kanun yoluna başvurma hakları olduğunun tespiti ile istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri nedenlerden dolayı Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 28.07.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 22.07.2020 tarih 7251 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen EK-6 maddesinin “Kadastro Mahkemesinin veya otuz günlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar ve değere bakılmaksızın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir” hükmü gereğince istinaf ve temyiz yolunun açık olduğu gerekçesiyle ek karar kaldırılarak yapılan istinaf incelemesinde; dava konusu 98,66m² alana sahip taşınmazın kapsadığı alanın tamamında havuz bulunduğu için kadastro tespiti esnasında cinsinin havuz olarak belirlendiği, en az 40 yıldır havuz olarak mevcut olduğu, havuzu çevresinde tarlası bulunan köylülerin hep birlikte yaptırdıkları ve hep birlikte kadastro tespitinden geriye doğru 20 yılı aşkın kullandıkları, davacının da bu nedenle taşınmazda payının bulunduğu, davacının taşınmazın sadece kendisine ait olduğu ve kendisi tarafından tek başına kadastro tespitinden geriye 20 yıl kullandığını ispat edemediği, böylece yapılan kadastro tespit işleminin doğru olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerinde ki taleplerini tekrar ile ret kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 6 ncı ve 713/1 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
… ili,… ilçesi, …köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 104 ada 188 parsel sayılı ve 96,66 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz “havuz” vasfıyla irsen intikal, taksimve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davacı … ile davalılar …, …, …, …, …, … …, …, … adlarına tespit ve tescil edilmiştir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.