Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/4408 E. 2023/5562 K. 17.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4408
KARAR NO : 2023/5562
KARAR TARİHİ : 17.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/200 E., 2022/98 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili ve davalı … Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.11.2020 tarihli 2020/8884 Esas, 2020/5391 Karar sayılı kararı ile taraf teşkili eksikliğinden karar bozulmuştur.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde;… ilçesi …çalışma alanında bulunan ve 1988 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tampon bölge olarak tespit harici bırakılan yaklaşık 20 dönümlük taşınmaz bölümleri hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bu bölümlerin davacılar adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazların … tapulama sahası ve… tapulama sahası arasında eski … yatağı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Davalı … Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazların belediye mücavir alanı dışında olduğunu, bu sebeple Belediyeye husumet düşmediğini, ayrıca davacılar yönünden imar ve ihya şartlarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Davalı … vekili cevap dilekçesinde, dava konusu yerlerin ilçe Belediyesine katıldığını belirterek davanın husumet yokluğundan reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.02.2016 tarih ve 2013/368 Esas 2016/66 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.851,39 m2 lik kısım ile D harfi ile gösterilen 15.375,77 m2 lik kısmın davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı … Belediye Başkanlığı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.11.2020 tarihli 2020/8884 E.- 2020/5391 K. sayılı kararıyla; Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilip taraf teşkilinin sağlanması gerektiği belirtilerek sair yönler incelenmeksizin karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.02.2022 tarih ve 2021/200 Esas, 2022/98 Karar sayılı kararıyla; dava konusu yerde imar-ihya çalışmalarının 40-45 yıl önce başladığı, dava tarihinden en az 35-40 yıl önce imar ve ihyasının tamamlandığı, bugünkü haliyle kültür arazisi vasfında olduğu, fen bilirkişi raporunda (A) ve (D) harfi ile gösterilen alanlara ilişkin olarak TMK’nın 713/1 inci maddesinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmazın tescilini isteme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.851,39 m2 lik kısım ile (D) harfi ile gösterilen 15.375,77 m2 lik kısmın davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E.Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, kabul kararının usul ve yasasa aykırı olduğunu, dava konusu yerlerin eskiden … nehir yatağı olduğunu, daha sonra nehrin yatak değiştirmesi sonucu bu yerlerin doldurularak kazanıldığını, Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz bulunduğunu, bilirkişi raporları ile beyanların arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, … Nehri’nin ıslahının 2005-2008 yılları arasında tamamlandığını, bu sebeple zilyetlik ile imar ve ihyanın, taşkın olma ihtimalinin ortadan kalkmasından sonra işlemeye başlaması gerektiğini, resmi kayıt ve belgelere aykırı tanık beyanlarına değer verildiğini, davacının zilyetliğinin dava tarihine kadar 7-8 yıl olduğunu, Yasa’da aranan olumlu olumsuz şartların davacı taraf lehine gerçekleşmediğini belirterek ve re’sen görülecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan bölümlerin tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 inci maddeleri, 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 6 ve 713/1 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
Mahkemece; çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacı taraf lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile bu bölümlerin davacılar adına tesciline karar verilmiş ise de; yetersiz ziraat bilirkişi ve harita mühendisi bilirkişi raporları ile yetinilmiş, dosyaya sadece 1959 ve 1972 tarihli hava fotoğrafları getirtilmiş, harita mühendisi 1959 tarihli hava fotoğrafını inceleyip yorumlamadan sadece dava konusu taşınmazın yerini harita üzerinde işaretlemekle yetinmiş, 1959 ve 1972 tarihli hava fotoğraflarını bu konuda uzman olmayan orman mühendisi incelemiştir.

Öte yandan, davacı taraf yönünden belgesiz zilyetlik yolu ile sulu ve kuru ayrımı yapılarak edinilebilecek miktar üzerinde durulmamış, taşınmazlarda imar-ihyanın ne zaman başladığı, ne zaman tamamlandığı belirlenmemiş, taşınmazların toprak getirtilerek doldurulup doldurulmadığı, imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmamış, üzerindeki zilyetlik durumu kesin olarak belirlenmemiş, taşınmazların bulunduğu alanda en son ne zaman taşkın olduğu ve nehir ıslahının ne zaman tamamlandığı hususları netleştirilmemiştir.

Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede DSİ tarafından sedde çalışması yapılıp yapılmadığı sorularak yapılmışsa buna ilişkin belge ve haritalar istenmeli; çekişmeli taşınmazlara ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmaz bölümünün bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenerek (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmalı; dava tarihi ya da imar planı onay tarihinden hangisi eski ise o tarihten 15-20-25 yıl öncesine ait (bulunmadığı taktirde bulunan tüm hava fotoğrafları getirtilerek) stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilmeli; 3402 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesi uyarınca adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak varsa bu şekilde tespit edilen taşınmazların kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenler bulunmakta ise tescil ilamları getirtilerek dosya içine konulmalı; aynı Kanun’un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 inci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanılmalı, bu miktar belirlenirken dosyadaki tapu kaydından davacıların mirasbırakanına ait olan ve 2013 yılında satış yapıldığı anlaşılan 448 ada 3 parsel ve 449 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanaklarının senetsizden tespit edilip edilmediği ve davacılar adına hükmen tescil edildiği anlaşılan 107 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların sulu toprak mı yoksa kuru toprak mı olduğu belirlenmeli; çekişmeli taşınmazların imar planı sınırları içinde kalıp kalmadığının, imar planı sınırları içinde kalıyorsa hangi yıl imar planı sınırları içine alındığının ve imar planının kesinleşip kesinleşmediğinin Belediye Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorularak tüm plan ve haritaları getirilerek dosyaya eklenmeli, bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişisi, jeolog mühendisi bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu katılımı ile keşif yapılmalıdır.

Taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki niteliği, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, … Nehri’nin ne zaman yatak değiştirdiği, sonrasında çekişmeli taşınmazın nasıl ve ne şekilde imar-ihya edildiği ve bu işlemin ne zaman tamamlandığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmelidir.

Jeolog bilirkişisinden taşınmazların muhtelif yerlerine yeterli derinlikte gözlem çukuru açtırılarak taşınmazların niteliğinin ne olduğunu, nehirden kazanılıp kazanılmadığını, … Nehri’nin etkisi altında kalıp kalmadığını açıklayan, başka yerden toprak getirtilip getirtilmediği, hava fotoğraflarından da yararlanılmak suretiyle nehrin hangi tarihte veya tarihlerde yatak değiştirdiğini belirten ve DSİ tarafından ıslah çalışması yapılıp yapılmadığı, ıslah çalışmasının tamamlanıp tamamlanmadığı, taşkın tehlikesinin bulunup bulunmadığı hususlarını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, dışarıdan toprak getirtilip getirilmediğini, taşınmazlar üzerindeki imar -ihyanın ne zaman başlayıp hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı, önceki ziraat bilirkişi raporunu da irdeleyen ve sınırındaki taşınmazlarla mukayese edilecek şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor istenmeli, taşınmazlar ve çevresini tüm yönleriyle gösterecek şekilde yakın plan fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazlar kabaca işaretlettirilmelidir.

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden taşınmazların kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmazların önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihya edilip edilmediği, imar-ihya edilmiş ise ne zaman başlanıp hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.

Fen bilirkişisine keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan veren krokili rapor düzenlettirilmelidir.

Bundan sonra, 3402 sayılı Kanun’un 17 inci maddesi göz önüne alınarak taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planı onay tarihinden önce, imar planı kapsamı dışındaysa dava tarihine kadar 3402 sayılı Kanun’un 14 ve 17 nci maddelerinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşmiş olup olmadığı tüm delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan karar verilmesine yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

17.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.