Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/4344 E. 2022/7696 K. 23.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4344
KARAR NO : 2022/7696
KARAR TARİHİ : 23.11.2022

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : BURSA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-bedel istemli dava sonunda Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 04/03/2022 tarihli ve 2021/654 Esas, 2022/357 Karar sayılı kararı yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanları …’in, davaya konu … bulunan evi,…. Konut Yapı Kooperatifi’nden üyelik yolu ile edindiğini, evin tüm ödemelerini kooperatife murisin yaptığını, ancak kooperatifte ferdileşme yapılırken evin tapusunun ikinci eş olan … adına çıkarıldığını, …’in ev hanımı olduğunu, hiçbir geliri bulunmadığını, daha sonra …’in de bu evi 04.09.2007 yılında oğlu davalı …’e devrettiğini, davalının bu evi devir alırken 14 yaşında olduğunu, diğer taşınmaz olan ….. Mahallesi’ndeki dairenin ise muris tarafından satın alınırken direkt davalı … üzerine 12.05.2008 tarihinde tescil edildiğini, …’in bu daire alındığında da 15 yaşında olduğunu, davalının bu evi muris vefat etmeden 3 ay önce 20.09.2016 tarihinde elinden çıkardığını, murisin ikinci eşinin etkisinde kalması sonucu kendisinden (davacıdan) mal kaçırdığını ve 14-15 yaşlarında olan, çalışmayan, hiçbir geliri olmayan davalı adına iki adet daire tescil ettirildiğini ileri sürerek, 1387 ada 2 parseldeki 9 no.lu mesken vasfındaki taşınmazın tapu kaydının iptali ve payı oranında adına tesciline; yine davalı adına kayıt edildikten sonra 2016 yılında davalı tarafından elden çıkarılan 569 ada 4 parselde kayıtlı 1. katta bulunan dairenin dava tarihi itibari ile rayiç değerinden payına tekabül eden kısmın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, annesi …’in, ….’de bulunan taşınmazı kendi birikimleri ve ailesinin yardımları ile aldığını, muris …’in kooperatif payı ödenmesinde herhangi bir katkısının olmadığını, …’in, taşınmazı 1997 yılında edindiğini, iddia edildiği gibi işbu taşınmazın, aile konutu olmadığını, annesi …..’e ait olan bir taşınmaz olduğunu ve daha sonra kendisine devredildiğini, ….’taki taşınmazın ise yine annesi tarafından yatırım amaçlı olarak alındığını ve kendisi (davalı) adına tescil edildiğini, daha sonra murisin borçları ve hastalıkları sebebiyle taşınmazı sattığını, elde edilen parayla da babasının borçlarını ödediğini, babasına baktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.11.2020 tarihli ve 2017/538 E., 2020/650 Karar sayılı kararıyla; murisin diğer mirasçılarının mirastan pay almalarını engellemek maksadıyla taşınmazlarını davalı oğlu …’e satış göstermek suretiyle bağışladığı, Ataevler Mahallesi 1387 ada 2 parselde kayıtlı 9 no.lu bağımsız bölümün önce …, ardından davalı …’e devredildiği, …. Mahallesindeki taşınmazın kooperatif makbuzlarında ödemelerin muris …. tarafından yapıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, muris muvazaasından söz edebilmeleri için öncelikle üzerinde işlem yapılan malvarlığı değerinin mirasbırakan adına tapuya kayıtlı bir taşınmaz olması gerektiğini; dava konusu olayda ise gerek 1387 ada 2 parseldeki 9 no.lu bağımsız bölüm, gerekse de 569 ada, 4 parselde kayıtlı taşınmazların hiçbir zaman muris …. adına tapuda tescilli olmadığını, ….. Mahallesindeki taşınmazın davalının annesi … adına tapuda kayıtlı iken satış ile davalı …’e tescil olunduğunu, diğer taşınmazın ise tapuda direkt … adına tescil olunduğunu, açıkladıkları nedenlerle tapuya tescilli herhangi bir taşınmazı olmayan murisi, yorum yoluyla taraf durumuna getirip muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescili davasının açılmasının emsal teşkil eden Yargıtay kararları da dikkate alındığında hukuka aykırı olduğunu, Yerel Mahkemenin dosyayı yeterince incelemeden, olayları eksik değerlendirip hukuka, hakkaniyete aykırı bir karar verdiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 04.03.2022 tarihli ve 2021/654 Esas, 2022/357 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazlar yönünden muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ve bedel talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde ve aşamalarda ileri sürdüğü iddialarını yineleyip, kooperatif bedellerinin muris tarafından karşılandığını, üçüncü kişiden edinilen taşınmazın da bedellerinin muris tarafından ödendiğini, davalının temlik tarihlerindeki yaşı da dikkate alındığında alım gücünün bulunmadığının açık olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun 706., Türk Borçlar Kanunu’nun 237. ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.2.2. 01.04.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Bedeli ödenerek “gizli bağış” şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı, Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarihli 586/782; 21.9.1994 tarihli 248/538; 21.12.1994 tarihli 667/856; 11.10.1995 tarihli 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş, Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yukarıda (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz karar harcı peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, 23.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.