YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4187
KARAR NO : 2022/7539
KARAR TARİHİ : 16.11.2022
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : SAMSUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 28.04.2022 tarihli ve 2021/1030 Esas, 2022/1059 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı, maliki olduğu 6033 ada 3 parsel sayılı taşınmazını cami ya da Kuran kursu yapılması için davalı Derneğe 2014 yılında bağışladığını, taşınmaza herhangi bir şey yapılmadığı gibi tapuya gittiğinde de taşınmazın başka bir derneğe devredildiğini öğrendiğini ileri sürerek, tapu kaydını iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Birleştirilen davada davacı, asıl davadaki iddialarla asıl dava davalısının taşınmazı eldeki davanın davalısına temlik ettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı, taşınmazın kayıtsız şartsız bağışlandığını, bağıştan rücu şartlarının oluşmadığını, dava konusu taşınmaza yurt yapabilmek için yeni bir dernek kurduklarını ve işlemlere başladıklarını, Belediyenin taşınmazın olduğu paftayı yeniden düzenlediğini, bu yüzden gecikmeler yaşandığını, derneklerinin cami ya da Kuran kursu yaptırma derneği olmadığını, Milli Eğitime bağlı olarak tüzükleri çerçevesinde fakir öğrenciler için bedelsiz konaklama sağlamak için yurt binaları yaptıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Birleştirilen davada davalı, asıl dava davalısı ile aynı gerekçelerle davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından davacı tarafından kayıt malikine karşı yeni bir dava açıldığı, ön inceleme aşamasında olan anılan dosyanın eldeki dava ile birleştirilmesi beklenerek davaların birlikte görülmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararı uyarınca işlem yapılarak Mahkemece asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Asıl ve birleştirilen davada davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazını daha önce hiç duymadığı bir dernek için bağışlamasının kendisinden beklenemeyeceğini, bu durumdan haberdar olsaydı bağış işlemini gerçekleştirmeyeceğini, hali hazırda herhangi bir yapı ruhsatı başvurusu bulunmadığı ve taşınmaz üzerinden herhangi bir yapının da bulunmadığını, makul sürenin aşılmadığı yönünde yapılan tespitin yerinde olmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 28.04.2022 tarihli ve 2021/1030 Esas, 2022/1059 Karar sayılı ilamı ile; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Asıl ve birleştirilen davada davacı temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazı asıl davada davalıya cami ya da Kuran kursu yapılması için bağışladığını, aradan uzun süre geçmesine rağmen şartın yerine getirilmediğini ve taşınmazın 20.04.2017 tarihinde birleştirilen davada davalıya temlik edildiğini öğrendiğini, bu temlike muvafakati olmadığını, asıl davada davalının kötü niyetli olarak taşınmazı satış suretiyle diğer davalıya temlik ettiğini, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, tanıkların da taşınmazı bağışlama amacını teyit ettiğini, diğer davalıya taşınmazın temlik edileceğini bilseydi bağış işlemini gerçekleştirmeyeceğini, taşınmaza ilişkin hala bir ruhsat başvurusu yapılmamış olduğunu, temlikin 2014 yılında yapıldığını mahkemenin makul süre geçmedi, gerekçesinin anlaşılamadığını, Derneğin Belediye’ye 2016 yılında başvurduğunu, makul süre şartının sağlanmadığını, BAM’ın kararında gerekçe göstermediğini, aleyhine fazla harç, vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedildiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davada uyuşmazlık, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de TBK’nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına ve özelikle bağışın şartlı yapıldığının tanık delili ile ispatının mümkün olmadığına, İlk Derece Mahkemesi kararının harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hükümleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmadığından anılan kalemler yönünden temyiz isteminde de bulunulamayacağına göre (IV/3.) numaralı paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, asıl ve birleştirilen davada davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 16.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.