Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/3782 E. 2023/5767 K. 23.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3782
KARAR NO : 2023/5767
KARAR TARİHİ : 23.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/158 E., 2022/141 K.
HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; … ili, …ilçesi, …mahallesi, Eski Cami mevkiindeki 2 nolu pafta 1160 parselin yanında kendisine ait boşluk alan bulunduğunu, bu boşluk alanın bahçe, ahır, odunluk, araba garajı, tandır evi, depo olarak kullanıldığını, söz konusu boşluk alanı kendi tapulu alanını 11.12.2000 tarihinde satın aldığından beri kullandığını ileri sürerek 2 nolu pafta 1160 (153) nolu parselin bitişiğinde bulunan 4000 m² tapusuz alanın … Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi gereğince adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1. Davalı Hazine; yapılan idari tahkikata göre dava konusu taşınmazın mera vasfında olup özel mülkiyete konu edilemeyeceğini belirterek davanın reddine, mera olduğunun tespiti halinde özel sicile tesciline, aksi halde taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı … Belediyesi; davanın yasal süresi içinde açılmadığını, dava konusu yerin Belediye ile hiçbir ilgisi olmadığı anlaşıldığından husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini belirtmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, tarafların davayı takip etmediği gerekçesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150/5 inci maddesi uyarınca davanın 24.01.2015 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.03.2019 tarihli ve 2016/6236 Esas, 2019/1827 Karar sayılı kararıyla; duruşma davetiyesinin vekil yerine davacının kendisine tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, usulüne uygun bir tebligat bulunmadığı işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; B1 ve B2 harfleri ile gösterilen bölümler bakımından davanın esastan, B3 harfi ile gösterilen bölüm bakımından davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; Mahkemece, B1 ve B2 ve D harfi ile gösterilen yerlerin imar-ihyasının olmadığına ilişkin kararın gerçek dışı bulunduğunu, taşınmazın etrafının duvar ile kapatıldığını, yıllar öncesine ait meyve ağaçları olduğunu, belirtilen alanlarda çok uzun yıllar öncesinden yapılan yapıların bulunduğunu, dava konusu taşınmazların müvekkilin tapulu yerinin bahçesi olduğunu, Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince davalı İdare lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; … Medeni Kanunu’nun 713/6 maddesi uyarınca tescil harici yerin Hazine adına tescili şeklinde kararın düzeltilerek onanmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 inci maddeleri

3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve Kadastro Müdürlüğünün 06.06.2014 tarihli yazısından dava konusu … ili, …ilçesi, …Eski Cami Mahallesinde 1974 yılında tespit çalışmaları yapıldığı, dava konusu taşınmazın neden tescil harici boşluk olarak bırakıldığının bilinmediği anlaşılmaktadır.
2. Hemen belirtilmelidir ki; İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan Harita mühendisinin hazırladığı raporda, 1977 ve 1988 yıllarına ait hava fotoğrafları değerlendirmesinde (B1, B2, B3) sınırlarının belirgin olmadığı, imar ihyanın yapılmadığı belirlenmiş; 2001 yılına ait hava fotoğrafında ise raporun kırmızı renkle gösterdiği bölümde sınırlarının belirgin olduğu ve D olarak belirlenen kısımda imar-ihyanın yapıldığı rapor edilmiş; Ziraat ve İnşaat bilirkişisinin ortak hazırladığı ek raporda ise, Harita mühendisinin hazırladığı rapora atıfta bulunularak imar-ihya şartının 1988-2001 yılları arasında gerçekleşip – gerçekleşmediğine dair dosya içerisinde veri bulunmadığından hesaplama yapılmadığı belirtilmiştir.

Söz konusu raporların taşınmazın niteliğine, imar-ihya edilip edilmediğine ilişkin somut verilere dayalı açıklama içermeyen, denetime elverişli bulunmayan raporlar olduğu açıktır.
3. Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanı gösterir dava tarihinden(2014) geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında üç ziraat mühendisi ve jeodezi-fotogrametri ya da harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı; çekişmeli taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; tanık ve yerel bilirkişilerden taşınmazın önceki durumu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, varsa imar ihya çalışmalarının hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; tanık ve yerel bilirkişi beyanları bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle hava fotoğraflarına aktarılmalı; üçlü ziraat bilirkişi heyetinden taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, varsa hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı, zilyetliğin kimden kime ne zaman geçtiği ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı ve komşu parseller ile dava konusu taşınmaz arasında nitelik farkı olup olmadığı hususları davalı Hazinenin mera iddiası ile birlikte araştırılarak ayrıntılı rapor alınmalı; dava konusu taşınmazın tüm yönlerinden çekilmiş fotoğrafları dosya arasına konulmalı; toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve ortaya çıkan sonuca göre … Medeni Kanunu’nun 713/4 üncü maddesine göre gerekli ilanlar yapılmalı; 3402 sayılı Kanunu’nun 14 üncü maddesi uyarınca adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup aynı Kanun’un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 inci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenmeli, Kanun’un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 nci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Davacı vekili ve davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,23.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.