Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/374 E. 2023/4882 K. 27.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/374
KARAR NO : 2023/4882
KARAR TARİHİ : 27.09.2023

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1056 E., 2021/1671 K.
DAVA TARİHİ : 18.07.2014
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şemdinli Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/130 E., 2019/244 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları …’in 1930’lu yıllardan beri zilyet olduğu dava konusu Hakkari İli, Şemdinli ilçesi, Yenimahalle 123 ada 24 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda davalı Hazine adına tespit edildiğini, bu işleme karşı mirasçılardan …’in kadastro tespitine itiraz davası açtığını, diğer mirasçıların yokluğunda usule ve kanuna aykırı şekilde yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiğini, verilen kararı …’in vekili olan avukatın temyiz etmediğini ve …’i haberdar dahi edilmediğini, …’in hukuken “etkisiz karar” hükmünde olan karara dayanarak dava konusu 24 parsel sayılı taşınmazın yolsuz bir şekilde davalı Hazine adına tescil edildiğini yeni öğrendiğini, taşınmazın kadastro tespitinden önce en az 30-40 yıl mirasbırakanları … tarafından kullanıldığını, 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi uyarınca iktisap koşullarının davacı lehine gerçekleştiğini ileri sürerek, tapu kaydını iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP
Davalı Hazine, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde belirtilen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadastro tespitinin askı ilan süresi içinde itiraza uğradığından kesinleşmediğini, hak düşürücü sürenin tespiti bakımından Kadastro Mahkemesince verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınması gerektiğini, kadastro tespitine yönelik itirazın reddine dair Şemdinli Kadastro Mahkemesi’nin 03.11.1998 tarih, 1998/6 Esas ve 1998/11 Karar sayılı kararının “etkisiz karar” hükmünde olduğunu, bu karara istinâden dava konusu taşınmazın Hazine adına tescilinin hukuken olanak bulunmadığını, mahkemenin “etkisiz hüküm” iddiası hakkında gerekçe kısmında yer verdiği değerlendirme ve tespitlerin somut olaya ve hukuka aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu 24 parsel sayılı taşınmazın 20 parselin miktar fazlası olarak Hazine adına 19.11.1990 tarihinde tespit gördüğü, askı ilan süresinde …’in zilyetliğe dayalı olarak açtığı Şemdinli Kadastro Mahkemesi’nin 1991/46 Esas sayılı davasındaki davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın … adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 1998/721 Esas 1998/1480 Karar. sayılı ilamı ile bozulduğu, bozma sonrası yapılan yargılamada Şemdinli Kadastro Mahkemesi’nin 1998/6 Esas 1998/11 Karar. sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği, taraflarca süresi içinde kanun yoluna başvurulmadığından söz konusu kararın 02.03.2004 tarihinde kesinleştiği, Şemdinli Kadastro Mahkemesi’nce verilen 1991/46 Esas, 1997/4 Karar sayılı hükmün, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından bozulmasına karşı davacılar vekilince hükmü etkisiz kıldığı iddiasıyla ileri sürülen hukuka aykırı hususların bozma konusu yapılmadığı, bozma sonrası yapılan yargılamada verilen 1998/6 Esas, 1998/11 Karar sayılı hükmün ise kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği, kadastro tespitinin de buna bağlı olarak 02.03.2004 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 3402 sayılı Kanun’un 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle 6100 sayılı Kanun’un 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, “etkisiz hüküm” iddiasının bölge adliye mahkemesince değerlendirilmediğini, verilen hükmün … mirasçıları olan davacılar bağlamadığını ve kamu düzenine ilişkin eksiklikler nedeniyle “etkisiz hüküm” mâhiyetinde olduğunu, tescili sağlamaya elverişli bulunmadığını, diğer bir deyişle kadastro tespitinin kesinleşmesi sonucunu doğurucu bir etki taşımadığını, davalı adına yapılan tescilin yolsuz olduğunun ve taşınmazın davacılar adına tescili gerektiğinin sübut bulduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu, Hakkari İli, Şemdinli ilçesi, Yenimahalle 123 ada 24 parsel sayılı, 12.722,25 metrekare yüzölçümlü, arsa vasıflı taşınmaz 20 parselin miktar fazlası olarak Hazine adına 19.11.1990 tarihinde tespit edilmiş, askı ilan süresi içinde …mirasçılarından … tarafından kadastro mahkemesinde dava açılmış, yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, verilen karar 02.03.2004 tarihinde kesinleşmiş, kesinleştiği tarih ile dava ise 18.07.2014 tarihinde açılmıştır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR:

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 210,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.