Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/3695 E. 2022/7029 K. 26.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3695
KARAR NO : 2022/7029
KARAR TARİHİ : 26.10.2022

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : MALATYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki mirastan feragat sözleşmesinin iptali, tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 04.03.2022 tarihli, 2022/64 Esas ve 2022/307 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, davalı kardeşi ile uzun süredir aralarının açık olduğunu, mirasbırakan babası…..’ın 776, 777 ve 778 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğluna mal kaçırma amacıyla temlik ettiğini babasının ölümünden sonra öğrendiğini, temlikten haberi olmadığı bir zamanda 2011 yılında korku ve tehdit ile davalı lehine mirastan feragat etmesinin sağlandığını, feragat tarihinde satılmış olan bir taşınmaz için mirastan feragat edilmesinin mümkün olmadığını, diğer kardeşlerin aralarında anlaştığını ve dava açmadıklarını, murisin taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını ileri sürerek, mirastan feragat sözleşmesinin iptaline ayrıca tapu kayıtlarının iptaliyle payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı tarafından herhangi bir savunma yapılmamış ancak delil sunulmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, 776 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan mirastan feragat sözleşmesinin iptali talebinin reddine, diğer taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, kararın taraflarca istinafı üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından delillerin tam olarak toplanılmaması ve hükmün hatalı kurulmuş olması nedeniyle istinaf başvurularının kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararından sonra İlk Derece Mahkemesinin, 16.11.2021 tarihli ve 2021/192 Esas, 2021/449 Karar sayılı kararı ile 777 ve 778 parsel sayılı taşınmazlar yönünden devrin mal kaçırma kastı ile yapılmadığı, murisin ve davacının borçları için davalının üçüncü kişilere yaptığı ödemelere karşılık olarak verildiği, 776 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise mirastan feragat sözleşmesinin korku ve tehdit altında yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dekontların süresinde sunulmadığını, dekontların şirkete ait hesap özeti olduğunu, bilirkişinin eksik inceleme yaptığını, şirketin aile şirketi olduğunu, … ve … arasında bir para akışı olup olmadığına ilişkin evrakın bilirkişi incelemesinde dikkate alınmadığını, feragat sözleşmesi yapılırken temliklerden haberi olmadığını, olmayan bir taşınmaz için yapılan mirastan feragat sözleşmesinin hükümsüz olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 04.03.2022 tarihli ve 2022/64 Esas, 2022/307 Karar sayılı kararı ile bilirkişi raporunda davalının davacının bir kısım şirket borçlarını karşıladığının tespit edildiği, bu hususun mirasçı olup hak sahibi olabilecek davalı tanıkları … ve … tarafından da teyit edilmiş olduğu, davacı ve mirasbırakan babanın yüklü miktarda borçlarının davalı tarafından karşılandığı, mirastan feragat sözleşmesine tanık …’ın beyanlarında; işlem sırasında davacının herhangi bir baskı görmediği, bu sözleşmenin davalının bu tür davayla karşılaşmaması ve haklarının teminatına yönelik yapıldığı, tanık …’ın beyanlarında kardeşi Sedat’ın aslında babasının tüm mirasından feragat ettiği ancak Noterde yanlış anlaşılma nedeniyle sadece bir taşınmazdan feragat edildiğinin yazıldığını belirttiği gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, temlikin muvazaalı olduğunu, bedeller arasında fahiş fark bulunduğunu, BAM’ın kaldırma kararından sonra sunulan ve ne olduğu belli olmayan dekontlara istinaden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını ve raporun hatalı olduğunu, dekontların süresinde sunulmadığını, sonradan sunulan dekontların kendilerine gönderilmediğini ve bu konuda savunma haklarının ihlal edildiğini, dekontların bankadan getirtilmesi gerektiğini, sunulan dekontların Flash Med Şirketine ait banka hesap özetleri olduğunu, ancak davalı ödemiş gibi kabul olduğunu, şirketin 23.01.2009 tarihinde devredilmiş olmasına rağmen bu tarihten sonraki vergi borçları incelemesi yapıldığını, şirketin aile şirketi olduğunu, muris ve kendisi ortak görünse de diğer aile üyelerinin de şirkete ortak olduklarını, Malatya 7. İcra Müdürlüğünün 2010/1198 Esas sayılı dosyasının eldeki dava ile ilgisi olmadığını, satış yapılan parselden feragat olmayacağını, feragat sözleşmesinin de iptali gerektiğini, ivazsız yapıldığını, murisin banka hesabına para gönderilmediğinin sabit olduğunu, davalı tanığı Suat’ın beyanlarının muvazaanın kanıtı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mirastan feragat sözleşmesinin iptali ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile tescili istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4271 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 528 inci maddesi “Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir. Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder. Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin altsoyu için de sonuç doğurur.” hükmünü düzenlemiştir.
3.2.2. Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 37 nci maddesine göre, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK’nin 38 inci maddesinde belirtildiği üzere korkutmadan (ikrahtan) söz edilebilmesi için, tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir.
Hemen belirtmek gerekir ki, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def’i veya dava yoluyla da kullanılabilir. (TBK madde 39) Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için, yerine getirilen edim istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tescil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir.
3.2.3. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu’nun 237 nci ve Tapu Kanunu’nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yukarıda (V/3.2.) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre (IV/3.) numaralı paragrafta belirtilen şekilde kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK’nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 26/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.