Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/3681 E. 2022/5705 K. 13.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3681
KARAR NO : 2022/5705
KARAR TARİHİ : 13.09.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün Dairece bozulması üzerine, verilen direnme kararı davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 13.09.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekilleri Avukat … geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen … vekili avukat gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları İbrahim Filhak’ın 39 parsel sayılı 74.800 m2 tarla vasıflı taşınmazdaki 23/24 payını oğlu …’e 24/03/1994 tarihinde satış göstermek sureti ile temlik ettiğini, …’in de söz konusu taşınmazı davalı gelini Dilek’e 13.10.1999 tarihinde satış sureti ile devrettiğini, yapılan işlemlerin bedelsiz ve muvazaalı olarak, mirasçılardan mal kaçırma amacı ile yapıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemişler,davacılardan Ekrem, yargılamanın devamı sırasında sunduğu 13.12.2013 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu taşınmazı 17 yıl önce kayınpederinden bedelini ödeyerek satın aldığını kayınpederi …’in de murisin icra dairelerine borçlarını ödeyerek kalan bedeli de elden vererek taşınmazı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/11/2014 tarihli ve 2011/888 E. 2014/532 K. sayılı kararı ile; davacı … tarafından açılan davanın feragat nedeni ile diğer davacıların açtığı tapu iptal tescil davasının ispatlanamadığı gerekçesi ile terditli olarak açılan tenkis davasının da hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeni ile reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 21/02/2018 tarihli ve 2015/5824 E., 2018/1066 K. sayılı ilamı ile ‘‘…Somut olaya gelince; mahkemece hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki; özellikle mirasbırakana ait başka malvarlığı bulunup bulunmadığı, mal satmaya ihtiyacının olup olmadığı, dava konusu taşınmaz üzerindeki haciz ve ipoteklerin kim tarafından kaldırıldığının araştırılıp değerlendirilmediği, çiftçilikle uğraşan murisin taşınmaza konan haciz ve ipotek borçlarının tespiti ile taşınmazın satış tarihindeki değeri mukayese edilerek taşınmazın satılmasını gerektirecek durumun olup olmadığının irdelenmesi gerektiği gibi davacı tarafından bildirilen ve mahkemece dinlenen tanıkların dava konusu olayla ilgili olarak beyanlarının yeterli olmadığı, yeniden mirasbırakanın gerçek iradesinin tespiti için dinlenmeleri gerektiği anlaşılmaktadır.O halde, yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, toplanacak delillerin toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yetinilerek karar verilmiş olması doğru değildir…” gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemece Verilen Direnme Kararı
Mahkemenin 18/12/2018 tarihli ve 2018/418 E., 2018/519 K. sayılı kararıyla; davacı …’in davasından feragat ettiği, diğer davacıların tapu iptali ve tescil istekleri yönünden iddialarını ispat edemediği, tenkis isteği yönünden ise hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
4. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen direnme kararının doğru olmadığını, mirasbırakan İbrahim’in ilk temlikte 75 yaşında olduğunu ve oğlu …’in bir işi olmayıp, sadece babasının tarlalarını sürdüğünü,…’in yaptığı hasadı paraya çevirerek bu kazancı da kendisinin kullandığını, aslında ortada gerçek büyük borçlar olmadığını,…’in taşınmazları hacizlerle yüklü olarak aldığını, aynı resmi senet ile mirasbırakanın eşi Bedia’nın da maliki olduğu 6 parsel sayılı taşınmazını …’e devrettiğini, taşınmaz üzerindeki ipotek ve icra dosyalarının 78 dönüm olan taşınmazın satışını gerektirmeyeceğini belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil,olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun 706., Türk Borçlar Kanunu’nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı,
satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
6.3. Değerlendirme
Somut olaya gelince; mahkemece hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki; özellikle mirasbırakana ait başka malvarlığı bulunup bulunmadığı, mal satmaya ihtiyacının olup olmadığı, dava konusu taşınmaz üzerindeki haciz ve ipoteklerin kim tarafından kaldırıldığının araştırılıp değerlendirilmediği, çiftçilikle uğraşan murisin taşınmaza konan haciz ve ipotek borçlarının tespiti ile taşınmazın satış tarihindeki değeri mukayese edilerek taşınmazın satılmasını gerektirecek durumun olup olmadığının irdelenmesi gerektiği gibi davacı tarafından bildirilen ve mahkemece dinlenen tanıkların dava konusu olayla ilgili olarak beyanlarının yeterli olmadığı, mirasbırakanın gerçek iradesinin tespiti için yeniden dinlenmeleri gerektiği anlaşılmaktadır. O halde, yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, toplanacak delillerin toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma kararı yerindedir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; bozma kararının düzeltilmesine gerek görülmediğinden, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun’un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 13/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.