Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/3352 E. 2022/6595 K. 11.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3352
KARAR NO : 2022/6595
KARAR TARİHİ : 11.10.2022

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 25. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil-tazminat-tenkis istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 16/12/2021 tarihli, 2020/685 Esas ve 2021/1771 Karar sayılı kararı yasal süre içerisinde taraf vekillerince duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 11/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar …… v.d. vekili Avukat …..ile diğer temyiz eden davalılar … v.d. vekili Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı.
Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları …’ın maliki olduğu 313 ada 29 parsel sayılı taşınmazdaki 8 numaralı bağımsız bölümünü satış göstermek suretiyle tek oğlu olan davalıların murisi …..’ye temlik ettiğini, taşınmazın daha sonra … tarafından köylüsü olan dava dışı …’a Necmettin tarafından da satış yolu ile …’nin oğlu olan davalı …’a devredildiğini, yapılan işlemlerin kız çocuklarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, aynı ada parsel numarasında yer alan ve kök muris Satılmış adına kayıtlı olan 4 nolu bağımsız bölümün, mirasçılar arasında yapılan istişare sonucunda murisin eşi Senem adına tescil edilmesinin kararlaştırıldığını, bu karar üzerine ailenin tek erkek evladı olan …’ın, babası Satılmış’tan intikal işlemlerinin yapılacağını ve 4 nolu bağımsız bölümün anne…adına tescil edileceğini beyan ederek tüm aile fertlerini 13.05.2005 tarihinde tapuya davet ettiğini, intikal işleminden sonra mirasçıların – Senem’e devrediliyor zannederek – söz konusu taşınmazdaki paylarını …’ye temlik ettiklerini, yapılan işlemde iradelerinin yanıltıldığını, ayrıca anneleri muris Senem tarafından yapılan işlemin de mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde bedelin tahsiline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar…,…, ile …, davacıların muvazaa iddialarının gerçeği yansıtmadığını, tapu kayıtlarından da anlaşılacağı gibi dava konusu 8 numaralı dairenin 1997 yılında yani 20 yıl önce, kök muris … tarafından davalıların babası …’a satıldığını, bu durumu davacıların tamamının bildiğini, davacıların 2005 yılında 4 nolu daireyi …’a devrettiğini, tapuda işlem yaptıkları dikkate alındığında, 2017 yılına ilişkin “öğrenme iddiasının” gerçeği yansıtmadığının ortada olduğunu, kök muris … ve eşi ….ın, ölene kadar oğulları …, gelinleri davalı … ve torunları olan davalılar ile aynı evde yaşadıklarını, …’ın çalışarak anne ve babasının da bakım ve iaşesini sağladığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/11/2019 tarihli ve 2017/316 E., 2019/518 Karar sayılı kararıyla; murisin diğer mirasçılarından mal kaçırmak kastıyla 8 nolu bağımsız bölümü devretmiş olduğu, yapılan temlikte bağış amacının üstün tutulduğu gerekçesiyle dava konusu 8 nolu bağımsız bölüm yönünden davanın kabulüne, 4 nolu bağımsız bölüm yönünden ise; yasal şartları oluşmadığından muris muvazaasından sözedilemeyeceği, mirasçılar arasındaki işlemin senede bağlanmakla senedin aksinin yine senetle ispat edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, usule ilişkin olarak davalı lehine fazla vekalet ücretine hükmedildiğini, bağımsız bölümlerin değeri eşit olduğundan, kabul ret oranı aynı olmasına rağmen değişik vekalet ve yargılama giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalıların cevap dilekçelerinin süresinde olmadığını ancak Mahkemenin bu hususu dikkate almadığını, davalılar ve muris arasında muvazaalı işlemlerin yapıldığını, reddedilen 4 nolu bağımsız bölümle ilgili hatalı karar verildiğini belirtip, İlk Derece Mahkemesi kararının reddedilen taşınmaz yönünden kaldırılarak davanın tümden kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, savunmalarını tekrar etmiş, 8 nolu bağımsız bölümün kök muris tarafından 20 yıl önce …’a satıldığını ve satışın gerçek olduğunu, davacıların da bunu bildiklerini çünkü kök murisin ölümünden sonra 2005 yılında “4” numaralı bağımsız bölümle ilgili intikal işlemi yapmalarına rağmen, “8” numaralı bağımsız bölüm ile ilgili olarak hiçbir işlem yapmamış olduklarını, açılan davanın hakkın kötüye kullanılması niteliği taşıdığını, murisin mal kaçırma amacıyla hareket etmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kabul edilen kısım yönünden kaldırılarak reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 16/12/2021 tarihli, 2020/685 Esas ve 2021/1771 Karar sayılı ilamı ile; dava konusu 8 nolu bağımsız bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalıların istinaf taleplerinin esastan reddine, davacıların istinafına gelince; dava konusu 4 nolu bağımsız bölüm muris … adına kayıtlı iken ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği, davacılar tarafından bu taşınmazdaki miras paylarının 13.05.2005 tarihinde murisin oğlu …’a satış yoluyla temlik edildiği, murisin ölümünden sonra gerçekleştirilen işlemde muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılamayacağı gözetilerek 4 nolu bağımsız bölüm yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı, ancak davacılar vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olduğu gerekçesiyle, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, 8 nolu bağımsız bölüm yönünden davanın kabulüne, 4 nolu bağımsız bölüm yönünden davanın reddine karar verilmiş, vekalet ücreti ile yargılama giderlerine ilişkin hüküm düzeltilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, gerek yerel Mahkemece gerekse Bölge Adliye mahkemesince 4 numaralı dairede de oluşan muvazaanın dikkate alınmadığını, muris baba tarafından yapılan muvazaa iddiasının incelendiğini, ancak muris anne Sanem tarafından evladı …’a kız evlatların miras hakkını bertaraf için yapılan satış ve muvazaa iddialarının incelenmediğini,anne Senem tarafından yapılan 4 numaralı dairenin satış işleminin öncelikle oğlu tarafından yanıltıldığı için geçersiz olduğunu, bir an için geçerli olarak kabul edilse bile dahi yerleşik içtihatlar doğrultusunda annenin evlada satış yapmasının (muris muvazaası) başlıca bir iptal sebebi olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyerek, 8 numaralı bağımsız bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmasını gerektirir bir sebebin bulunmadığını, aksini ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, ancak davacılar tarafından bu hususun ispatlanamadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ile tescil, olmadığı takdirde bedel, o da olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Muris muvazaasında; 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun 706., Türk Borçlar Kanunu’nun 237. (Borçlar Kanunu’nun 213.) ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
3.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükümlerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) nolu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) paragraftaki gerekçeyle şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen gelen temyiz eden taraf vekilleri için 8.400,00’er TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı alınıp verilmesine, aşağıda yazılı 9.563,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, temyiz karar harcı peşin alındığından davacılardan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 11.10.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.