Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/3338 E. 2022/5246 K. 29.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3338
KARAR NO : 2022/5246
KARAR TARİHİ : 29.06.2022

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: ÇERKEZKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, … … mirasçıları olduklarını imar uygulaması sonucu 1182 ada 1 parsel (imar öncesi 24 ada 76 parsel) numarasını alan taşınmazın 1976 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 1936 tarih ve 1543 tahrir no’lu vergi kaydına dayanılarak senetsizden … adına tespit gördüğünü, Çerkezköy Kadastro Mahkemesinin 1987/366 Esas, 1995/15 Karar ve 23/05/1995 tarihli kararı ile kadastro tespitine itiraz davası sonucunda tespit gibi “… oğlu …” adına tesciline karar verildiğini, aynı Mahkemenin 17/07/2007 tarihli ek kararı ile “… oğlu …” ibaresinin hüküm kısmından çıkartılarak yerine “… …” yazılması suretiyle tavzih kararı verildiğini, tavzih kararı sunulduğu halde, Tapu Sicil Müdürlüğünce işlem yapılmadığını, davalıların mirasbırakanı … oğlu …’in, kök mirasbırakan … …’in torunu olduğunu, ad ve soyadı benzerliği ile çekişmeli taşınmaz malikinin baba adının yazılmamasından istifade ederek kök mirasbırakan … …’e ait dava konusu taşınmazı … oğlu … adına tescil ettirildiğini, bu şekilde oluşan işlemin yolsuz olduğunu ileri sürerek, dava konusu 1182 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile … … mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, hak düşürücü sürenin geçtiğini, imar uygulaması ile 1182 ada 1 parsel sayılı taşınmazın oluştuğunu, bahse konu imar işleminin idari işlem ile tesis edildiğini, öncelikle idari işlemin iptal edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, her ne kadar Çerkezköy Kadastro Mahkemesinin 1987/366 E., 1995/15 K. sayılı kararı ile kadastro tespitine karşı yapılan itirazın reddedilerek taşınmazın … oğlu … adına tesciline karar verilmiş ise de bu kez aynı Mahkemenin 17/07/2007 tarihli ek kararı ile hüküm kısmından “… oğlu …” ibaresinin çıkartılarak yerine “… …” yazılmak suretiyle tavzih kararı verildiği, bu şekilde oluşan tescil işleminin yolsuz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın müvekkillerinin mirasbırakanı … oğlu … adına tescilinin kesinleşmiş Mahkeme ilamı ile yapıldığını, kesinleşmiş Mahkeme ilamına dayalı olarak yapılan tescil işleminin başka bir Mahkeme kararı ile ortadan kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kök 24 ada 76 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması ise 1182 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlara gittiğini, eldeki davanın ise 1182 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden açıldığını, işlemin dayanağının imar işlemine ilişkin olduğunu, bunun ise idari işlem ile yapıldığından öncelikle idari işleminin iptali sağlandıktan sonra iptal tescil davasının açılmasının gerektiğini belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 20/10/2020 tarihli ve 2019/1280 E., 2020/1104 K. sayılı kararıyla; dava konusu 1182 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının imar uygulaması ile 24 ada 76 parsel sayılı taşınmazdan dağıtıma tabi tutulduğu, 24 ada 76 sayılı parselin davacıların murisi … oğlu …’e ait olduğu, 1182 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 76 parsel sayılı taşınmazın düzenleme ortaklık payı kesintisi öncesi miktarın 62/2400 pay olup okul yeri olarak ayrıldığı, 1182 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ise imar uygulaması öncesi düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadan önceki alanın 62/2400 pay olduğu, dolayısıyla 1 parsel sayılı dava konusu parselde davalı tarafa ait başka herhangi bir parselden gelen pay bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.”, 1024.maddenin 1. fıkrasında “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz”, 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3.3. Temyiz Nedenlerinin Değerlendirilmesi
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelerle (IV.3) no.lu paragrafta belirtildiği şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 9.751,36 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 29/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.