YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2982
KARAR NO : 2022/4627
KARAR TARİHİ : 08.06.2022
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün Dairece bozulması üzerine, verilen direnme kararı davalılar vekilince süresi içinde temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı babası …’ın mirastan mal kaçırma amacıyla 7 numaralı bağımsız bölümün kuru mülkiyetini davalı oğlu …’e; 8 numaralı bağımsız bölümün kuru mülkiyetini ise diğer davalı oğlu Sefer’e satış suretiyle devrettiğini, temlik tarihi itibarıyla mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, taşınmazların müteahhit tarafından zamanında bitirilmediğini, eksik kalan kısımların masraflarını karşıladıklarını, çekişmeli taşınmazlarla aynı apartmandaki mirasbırakana ait bir dairenin de satılarak bedelinin davacıya verildiğini, mirasbırakanın hastalığı döneminde tüm bakımını üstlendiklerini, temlikin mal kaçırma amaçlı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
2. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 14/01/2020 tarihli ve 2019/1555 E. 2020/75 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın paylaştırma kastı ile hareket etmediği, mal varlığının büyük kısmını davalılara bedelsiz olarak devrettiği, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı …nun 353/1.b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 31/03/2021 tarihli ve 2020/854 E. 2021/1925 K. sayılı kararı ile ‘‘…Somut olaya gelince, her ne kadar temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, mirasbırakanın paylaştırma kastı ile hareket etmediği, mal varlığının büyük kısmını davalılara bedelsiz olarak devrettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın asıl amaç ve iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılmasının önem arz ettiği, böylesi bir iddianın ileri sürülmesi halinde ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu kuşkusuzdur. Ne var ki, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından mirasbırakanın mal kaçırmasını gerektirir somut bir olgunun ortaya konulamadığı, diğer yandan mirasbırakanın geride mal varlığının kaldığı, mal kaçırma kastıyla hareket etseydi tüm mal varlığını ya da önemli miktarda bir kısmını devredebileceği, salt bedeller arasındaki farkın da muvazaanın ispatında yeterli olmadığı, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir…” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararı bozulmuştur.
3.İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/01/2022 tarihli ve 2021/267 E. 2022/24 K. sayılı kararıyla, mirasbırakanın davalı oğullarını kızlarına tercih ettiği, bedelsiz olarak taşınmazlarını davalılara temlik ettiği, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
4. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili; direnme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazlarla aynı adreste bulunan ve mirasbırakandan kalan bir dairenin satılarak bedelinin davacıya verildiğini, davacının miras hakkını aldığını, tanık beyanlarıyla da bu durumun ispatlandığını, mirasbırakının geride başkaca taşınmazlarının da kaldığını, mirasbırakanın mal kaçırma kastının bulunmadığını, ayrıca mirasbırakanın tüm bakımının davalılar tarafından üstlenildiğini, dava konusu taşınmazların inşaatının müteahhit tarafından tamamlanmaması üzerine inşaat masraflarının davalılar tarafından karşılanarak tamamlandığını, salt bedeller arasındaki farkın muzavazaa olgusunun varlığı açısından yeterli olmadığını, taşınmazların değerinin fahiş hesaplanması sebebiyle bilirkişi raporuna itirazlarının da dikkate alınmadığını belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6.3. Değerlendirme
Somut olayda; dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından mirasbırakanın mal kaçırmasını gerektirir somut bir olgunun ortaya konulamadığı, öte yandan mirasbırakanın geride mal varlığının kaldığı, mal kaçırma kastıyla hareket etseydi tüm mal varlığını ya da önemli miktarda bir kısmını devredebileceği, salt bedeller arasındaki farkın da muvazaanın ispatında yeterli olmadığı, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma kararı yerindedir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun’un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 08/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.