Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/288 E. 2023/4808 K. 25.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/288
KARAR NO : 2023/4808
KARAR TARİHİ : 25.09.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/727 E., 2021/353 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küre Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/50 E., 2019/14 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; … ili, … ilçesi, … ‘nde bulunan 101 ada 265 parsel hakkında kadastro öncesi nedene dayanarak eldeki davayı açmıştır.
II. CEVAP
Davalı …; taşınmazın tapuya tescilinin üzerinden 10 yıl geçmiş olduğu ve davacının dava açma hakkının ortadan kalktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalılar …, …, … , …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … ayrı ayrı sundukları dilekçelerde davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir.

Diğer davalı ve dahili davalılar; davaya cevap vermemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.04.2021 tarihli ve 2019/727 Esas, 2021/353 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 10.09.2007 yılından itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 10/12/2018 tarihinde eldeki davanın açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 10 yıllık hak düşürücü sürenin tespit kararının tapuya tescilinden başlayacağını, bu sürenin ise dava açıldığında geçmiş olmadığını, hak düşürücü sürenin müvekkilinin bu durumu öğrendiği günden başlayacağını, müvekkilinin ise İstanbul’da görevi nedeniyle bulunduğu ve köye de gelemediği için çok sonra öğrendiğini ve davasını açtığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21/04/2021 tarihli ve 2019/727 Esas, 2021/353 Karar sayılı kararıyla; dava konusu yapılan parselin kadastro tutanağının 01.09.2007 tarihinde itirazsız olarak kesinleştiği, davanın açıldığı 10.12.2018 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, bir kısım dahili davalılar davayı kabul ettiklerini bildirmiş iseler de; taşınmaz davalılar ve dahili davalıların mirasbırakanı … oğlu … adına kayıtlı olduğu, …’ın terekesinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bulunduğu ve davayı kabulün davacı yönünden hukuki sonuç doğurmayacağı, tüm elbirliği maliklerinin kabulü gerektiği, bir kısım dahili davalılar ile davalı …’nin cevap vermedikleri, davalı …’ın ise davanın reddini savunduğunun anlaşıldığı, bu hususlar belirlenmek ve benimsenmek suretiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde;istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12 nci maddesinin 3 üncü fıkrası
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu’nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut olayda, … ili, … ilçesi, … köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 265 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin kesinleşme tarihinin 01.09.2007 olduğu, davanın ise Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 10.12.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2023 tarihinde kesin olmak oy birliğiyle üzere karar verildi.