Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/2852 E. 2023/5871 K. 25.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2852
KARAR NO : 2023/5871
KARAR TARİHİ : 25.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/422 E., 2022/31 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.02.2021 tarihli ve 2018/5696 Esas, 2021/1150 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili;…ili,… ilçesi, …beldesi mevkiinde bulunan ve idari tescil yoluyla Hazine adına kaydedilen 1162 parsel sayılı taşınmazın tapulama çalışmalarında “dere” olarak “tapulama harici” bırakıldığını, dava konusu taşınmazın bitişiğindeki 5 pafta 669 parsel sayılı taşınmazla birlikte davacı tarafından 40 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız olarak zilyet edinilip tarımsal amaçlı kullanıldığını, dava konusu taşınmazın dere yatağı ile ilgisinin bulunmadığını, davaya konu taşınmazla bitişik durumdaki davacıya ait 5 pafta 669 parsel nolu tapulu taşınmazın zeminde bir bütünlük arz ettiğini ve tarımsal amaçla kullanılan kültür arazisi olduğunu, taşınmaz üzerinde halen davacının seralarının, dikili ağaçlarının ve yapılarının mevcut bulunduğunu ileri sürerek Hazine adına oluşturulan 1162 sayılı parsel içerisinde yer alan yaklaşık 2 dönüm civarındaki taşınmazın tapu kaydının iptali ile kazandırıcı zamanaşımı hükümlerine göre davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili ;dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, devir ve zamanaşımı yoluyla iktisap edilmesinin mümkün bulunmadığını, taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında dere yatağı olarak tescil harici bırakılmış iken İdarelerinin ve Kadastro Müdürlüğünün çalışmaları sonucu hukuki statüsüne uygun olarak Hazine adına tescil edildiğini, bu nedenle davacının talebinin yerinde olmadığını, ayrıca dava konusu taşınmazın davacı adına tescili için Yasa’nın aradığı şartların da gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.03.2014 tarihli ve 2011/90 Esas, 2014/288 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulü ile 1162 sayılı parselden imar yoluyla oluşan 251 ada 3 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 250 ada 5 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile 27741/75506 hissesi oranında davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, kalanın Hazine üzerinde bırakılmasına, davalı … aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 15.10.2015 tarihli ve 2014/20199 Esas, 2015/11779 Karar sayılı kararıyla, Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığı belirtilerek hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 19.07.2018 tarihli ve 2016/278 E., 2018/382 K. sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulüne, bilirkişi raporunda gösterilen kısımların davacı adına kayıt ve tesciline, davalı … hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili, davalı Hazine vekili ve davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.02.2021 tarihli ve 2018/5696 Esas, 2021/1150 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazın bir bölümünde imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten tescil tarihine kadar zilyetlikle kazanım koşullarının davacı lehine oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonucun dosya kapsamına uygun düşmediği, mahallinde yapılan keşif sonrası dosyaya sunulan uzman jeodezi mühendisi raporunda 1987 yılına ait hava fotoğrafında çekişmeli taşınmazda tarımsal faaliyette bulunulmadığının ve ziraat bilirkişi raporu ile uyumlu olarak okaliptüs ağaçlarının bulunduğunun bildirilmesine göre, taşınmazın tapu kaydının ihdasen oluştuğu 10.09.2002 tarihine kadar davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı, davanın reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 13.01.2022 tarihli ve 2021/422 Esas, 2022/31 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle ;icra edilen keşif, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ve teknik bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı hükümlerinin gerçekleştiği belirlenmiş olup davanın kabulü gerektiğini, 25.06.2018 tarihli üçlü ziraat mühendisi bilirkişi raporundaki dava konusu alanın 1972 yılında imar ve ihya çalışmalarına başlandığına ve bu tarihten itibaren de amacına uygun olarak ekonomik anlamda tarım yapılan yerlerden olduğu kanaatine varıldığına yönelik tespitler ile jeodezi bilirkişi raporlarının tamamen birbirlerine zıt olduğunu, Mahkemece 1972 tarihi ile 1987 tarihi arasında hava fotoğrafı olup olmadığının tespiti ile alınacak ek raporla imar ve ihyanın tamamlandığı tarihin net olarak belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verildiğini, idari yoldan tapunun oluştuğu tarihe kadar davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı süresi dolmakla davacı lehine tescil hakkı doğduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespiti esnasında tespit harici bırakılan, sonrasında ihdasen Hazine adına ham toprak vasfıyla tapuya kayıt ve tescil edilen taşınmaza yönelik tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 17 nci maddeleri ve 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Dava konusu…ili, … ilçesi, …beldesi mevkiinde bulunan ve idari tescil yoluyla Hazine adına kaydedilen ham toprak vasıflı, 2836,99 metrekare yüzölçümlü 1162 parsel sayılı taşınmaz 2013 tarihli imar uygulamasıyla 471,41 metrekaresi düzenleme ortaklık payına geri kalanı ise 250 ada 5, 251 ada 3, 258 ada 6,7 , 287 ada 2 ve 3 numaralı parsellere ayrılmıştır.

2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 inci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna ve bozma kararına uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR :
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule, kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına;

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK’un 440/III – 1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna,

25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.