Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/2690 E. 2022/5706 K. 13.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2690
KARAR NO : 2022/5706
KARAR TARİHİ : 13.09.2022

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafı üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar vekilince temyizi üzerine Dairece davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararı yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 13.09.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekilleri Avukat Neşe Kavak ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat … geldiler, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları …’un 688 (yeni 758 ada 37 parsel) ve 689 (yeni 748 ada 33 parsel) parsel sayılı taşınmazlarını 27.09.2001 tarihinde oğlu olan davalı …’a, 865 parsel (yeni 759 ada 11 parsel) sayılı taşınmazını da 30.10.2001 tarihinde oğlu olan diğer davalı …’a satış göstermek suretiyle devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın taşınmazlarını satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalıların da alım gücü bulunmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, davacılardan Atıf, Yahya ve Sibel’in babası olan kardeşleri …’in ölümünden sonra, İsmail’in borçlarını mirasbırakan babalarının tek başına ödeyemediğini, borçları mirasbırakan ile birlikte ödediklerini, bu ödemelerin karşılığı olarak taşınmazların kendilerine devredildiğini, ayrıca satış bedellerini de babalarına ödediklerini, mirasbırakanın taşınmazlarını tüm mirasçılarına paylaştırdığını, ancak davacıların kendilerine verilen taşınmazları adlarına tescil ettirmediklerini, mal kaçırma amacı bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın mal kaçırma kastı bulunmadığı, paylaştırma amaçlı taşınmazların temlik edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 23/07/2013 tarihinde vefat eden mirasbırakan …’un; 2001 yılı içerisinde dava konusu 688 , 689 ve 865 parsel numaralı taşınmazları davalı mirasçılara bir aylık kısa süre içerisinde ard arda düşük bedellerle devrettiğini, belirtilen devirlerin, bağış yapmak iradesiyle gerçek bir satış sözleşmesi varmış gibi yapılan devirler olduğunu, dosya kapsamında dinlenen tüm mahalli bilirkişi ve tanıkların muris …’un varlıklı biri olarak vefat ettiğini ve dava konusu taşınmazların satışıyla elde edilecek paraya ihtiyacının olmadığını beyan ettiklerini, murisin bedel karşılığı olmaksızın taşınmazları devrettiğini, tüm bu hususların ispatlandığını, davalılarca taşınmaz bedellerinin ödendiğinin de ispat edilemediğini, devir işlemleri incelendiğinde , mirasbırakanın bağış yapmak yerine tapuda satış işlemi yaptığını, devir karşılığında para ödenmediğini, davalıların taşınmazların gerçek bedellerini ödeme güçlerinin olmadığının ispat edildiğini, yapılan keşif neticesinde dava konusu taşınmazların değeri ile satış bedeli arasında fahiş fark bulunduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; mirasbırakanın hak dengesini gözeten, kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmadığı, sadece davalılara taşınmazların tapuda devredildiği, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili 24.01.2020 havale tarihli temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakanın her bir mirasçısına en az bir taşınmaz özgülediğini,bu durumun dava dışı mirasçılar … ve …’un beyanları ile de aşikar olduğunu, İlk Derece Mahkemesince, her bir mirasçının kullandığı yerlerin tespit edilerek,dava dışı mirasçıların beyanlarının alındığını ve davanın reddine karar verildiğini, verilen bu kararın hukuka uygun olduğunu, 02.05.2019 tarihli ihtarname ile davalıların, davacılara özgülenen malları davacılara devretmeye hazır olduklarını beyan ettiklerini, davacıların , kendilerine bırakılan taşınmazları devralmamalarının sebebinin maddi durumlarının elverişsiz olması olduğunu,buna karşılık davalılara 18 yıl önce bedeli karşılığı devredilen taşınmazlara ilişkin muvazaa nedeniyle dava açılmasının davacıların kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davacıların kullanmış oldukları arsanın mirasbırakan adına olduğunu,davacıların bu arsanın üzerine ev yaptıklarını ve yapı kayıt belgesi aldıklarını, tüm bu hususların birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın iradesinin paylaştırma olduğunu belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.
3. Bozma Kararı
Dairece, “Somut olaya gelince; mirasbırakanın dava konusu taşınmazları davalılara tapuda intikal ettirdiği, dava dışı 856 ve 857 parsel sayılı taşınmazları ise davacıların kullanımına verdiği, davacı ve dava dışı mirasçıların tasarrufunda bulunan taşınmazlar olduğu, dava dışı bu taşınmazlardaki iştirak halinde davalılar adına kayıtlı payların davacılara devredileceğinin İskenderun 2. Noterliği’nin 02/05/2019 tarihli ve 6388 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiği hususları birlikte gözetildiğinde, mirasbırakanın iradesinin davacı mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
4. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesince; mirasbırakan …’un dava konusu taşınmazlardan 688 ve 689 nolu parselleri davalı …’a, 865 parseli ise davalı …’a tapuda satış göstermek suretiyle bedelsiz olarak devrettiği, miras bırakanın sağlığında hak dengesini gözeten, kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmadığı, sadece tapuda iki davalıya taşınmaz devri yaptığı, diğer mirasçılara tapuda herhangi bir devir işlemi yapmadığı, bir kısım davacıların murisi …’un cenaze masraflarının ve borçlarının davalılar tarafından ödendiği ileri sürülmüş ise de bu hususun ispatlanamadığı, doğru olduğu kabul edilse dahi …’un vefatı tarihinde eşi ve çocuklarının bulunması nedeniyle kök muris …’un ve davalıların …’un mirasçıları olmadıkları, bu nedenle kök muris Mehmet’in ve davalıların yasal olarak …’un borçlarını ödeme mecburiyetlerinin olmadığı, davalı tanıkları … ve ..’in beyanlarının duyuma dayalı olduğu, davalıların davacılar tarafından muris muvazaasına dayalı bu davayı açtıktan yaklaşık bir yıl sonra davacılara noterden ihtar çekerek davacıların kullandıkları yerleri devre hazır olduklarının bildirilmesinin murisin paylaştırma iradesini ortaya koymayacağı, taşınmazların mirasçı davacılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesi ile önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
5.. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
6. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle;24.01.2020 tarihli temyiz dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek direnme kararının bozulmasını istemiştir.
7. Gerekçe
7.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
7.2. İlgili Hukuk
7.2.1. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun 706., Türk Borçlar Kanunu’nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
7.2.2. Öte yandan, muris muvazaası hukusal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.
7.3. Değerlendirme
Somut olaya gelince; mirasbırakanın dava konusu taşınmazları davalılara tapuda intikal ettirdiği, dava dışı 856 ve 857 parsel sayılı taşınmazları ise davacıların kullanımına verdiği, davacı ve dava dışı mirasçıların tasarrufunda bulunan taşınmazlar olduğu, dava dışı bu taşınmazlardaki iştirak halinde davalılar adına kayıtlı payların davacılara devredileceğinin İskenderun 2. Noterliği’nin 02/05/2019 tarihli ve 6388 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiği hususları birlikte gözetildiğinde, mirasbırakanın iradesinin davacı mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu yönündeki bozma kararı yerindedir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; bozma kararının düzeltilmesine gerek görülmediğinden, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun’un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 13/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.