YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/217
KARAR NO : 2022/1198
KARAR TARİHİ : 16.02.2022
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Hazine vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakiminin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
I. DAVA
Davacı … dava dilekçesinde, çekişmeli 104 ada 109 parsel sayılı taşınmazı uzun yıllardır malik sıfatıyla zilyet ettiği iddiasıyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu bu nitelikte bir taşınmazın zilyetlik yoluyla iktisabının mümkün olmadığı, öte yandan yasanın aradığı kazanım koşullarının davacı yararına gerçekleşmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 06.05.2016 tarihli ve 2012/208 E., 2016/300 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın tablendikatif tutanağında itirazlı olduğunun belirtildiği, kadastro tespiti sırasında davacının işgalinde olduğu, mera tahsis kaydı olmadığı, keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin yaşları itibariyle kadastro tespitinin ve toprak tevzi komisyon çalışmalarının öncesini hatırlayacak yaşta olup dava konusu yerin davacı tarafından kullanıldığını belirttikleri, davacının senetsizden elde ettiği taşınmaz miktarının araştırıldığı 3402 sayılı kanunun 14. maddesine uygun olduğu ve zilyetlikle kazanım koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile çekişmeli 104 ada 109 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu 104 ada 109 parsel sayılı taşınmazın evveliyatında hazineye ait olup, yeterli zilyetlik süresi oluşmadığından … işgali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edildiği, davacı yan taşınmazı nasıl ve ne zamandan beri kullandığını ispat edemediği halde yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının taşınmaza malik sıfatıyla zilyet olmadığı, zira çekişmeli taşınmazı davacının kullanmadığı, taşınmazın dava dışı …’ın işgalinde olduğu, bu hususun idarece tespit edildiği işgal tazminatı işlemlerinin başlatıldığı bunun üzerine bu kez davacı yanın, işgalci …’ın kardeşi olduğunu, dava konusu taşınmaza karşılık …’a başkaca bir taşınmaz verdiğini belirtmiş olup, Mahkeme sadece bu beyanla paylaşımın varlığına karar verildiği, eklemeli zilyetlikliğin kazanmayı sağlayabilmesi için devirlerin geçerli bir sebebe dayanması gerektiği, tüm mirasçılar yapılan paylaşıma katılmadıkları sürece usulüne uygun paylaşımdan söz edilemeyeceği, öte yandan keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan; taşınmazın evveliyatının kime ait olduğu, hangi tarihte bu yere zilyet olunduğu, taşınmazın ne şekilde kullandığı, ilk malikten sonra kimlere intikal ettiği, zilyetliğin intikalinin miras, satış, trampa veya bağış şeklinde olup olmadığı, dava veya tespit tarihine kadar kimlerin zilyet olduğu, zilyetliğin aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla sürdürülüp sürdürülmediği hususları sorulup açıklattırılması ve bunların maddi olaylara dayalı olarak saptanması gerekirken bu konuda noksan araştırma yapıldığı eksik inceleme ile usul ve yasaya aykırı olarak verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 3402 sayılı Yasanın 46/1 ve 14. maddeleri
3.2.2. 4753 ve 5618 sayılı Yasa hükümleri
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Kadastro sonucunda, Kulu ilçesi, Kömüşini Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 109 parsel sayılı 20.252,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz toprak tevzi komisyonu tarafından yapılan çalışmalar esas alınmak suretiyle, …’ın işgalinde olduğu belirtilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
3.3.2. Mahkemece; çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki eldeki davanın konusu taşınmazın bulunduğu yörede toprak tevzi komisyonu tarafından çalışma yapılmış olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesi, “4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur” hükmünü içermektedir. Buna göre, 4753 sayılı Yasa uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların, öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına bu Yasa uyarınca (3402 sayılı Yasa’nın 14. vd. maddeleri) kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinin anlaşılması halinde zilyetleri adına tescil edilmeleri gerekmektedir.
3.3.3 Ne var ki, Mahkemece taşınmazın öncesi itibariyle zilyetliği elverişli olup olmadığının tayini için dosya arasına ikmal edilen Toprak Komisyon haritası ile kadastro paftası çakıştırılmak suretiyle, çekişmeli 104 ada 109 parsel sayılı taşınmazın tevzi sırasında hangi parsel numarası ile tespit edildiği belirlenmemiş, tevzi haritası şekli itibariyle incelendiğinde, Hazine adına tescil edilen ve çekişmeli taşınmaza komşu oldukları anlaşılan yerlerin belirtmelik kaydında meradan sökülerek açıldığı yönünde tespit yapılmasına rağmen, Mahkemece bu yön üzerinde durulmamış, çekişmeli taşınmazın bitişiğinde mera parseli bulunmasına karşın, yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılmamış, öte taraftan bir taşınmazın niteliğinin ve taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıç tarihinin ve sürdürülüş biçiminin kesin olarak belirlenmesinde en önemli unsur hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde, hava fotoğraflarından yararlanılmamış, yerel bilirkişi ve tanıkların soyut beyanlarına ve tek ziraat mühendisi tarafından hazırlanan yetersiz ve soyut içerikli ziraatçi bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak hüküm verilemez.
3.3.4 Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaza ilişkin tevzi çalışmalarının yapıldığı tarihten 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü eliyle getirilip ikmal edilmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra, mahallinde davada menfaati bulunmayan, yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı ve yansız kişilerden seçilecek aynı köyden ve komşu köylerden ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisleri bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır.
3.3.5 Yapılacak keşif sırasında evvela refakate alınan fen bilirkişisinden çekişmeli taşınmazın hangi tevzi parseline isabet ettiğini belirler şekilde kapsam tayini yapılması istenilmeli, ardından belirtmelikte gösterilen kayıtlar uygulanmalı, bu suretle taşınmazın öncesinin zilyetlik yolu ile iktisaba elverişli yerlerden olup olmadığının belirlenmesine çalışılmalı, bu kapsamda bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli parselin öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinin mera, yayla gibi özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olup olmadığı hususları maddi olaylara dayalı olarak sorulup açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve dayanakları olan belgelerle denetlenmeli, bilirkişi ve tanıkların beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; üç kişilik ziraat mühendisleri kurulundan, taşınmazı değişik yönlerden gösteren fotoğrafları da eklenmek suretiyle taşınmazın niteliğini, toprak yapısını, zirai durumunu üzerinde sürdürülen zilyetliğini şeklini ve süresini, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, belirtmelik tutanağını, varsa mera tahsis haritasını ve dava dosyası kapsamını tayin eden, keşfi izlemeye elverişli harita düzenlettirilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi suretiyle, çekişmeli taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazın üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece noksan tahkikat sonucu karar verilmiş olması isabetli değildir.
V. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2022 gününde oy birliği ile karar verildi.