Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/1461 E. 2023/6485 K. 09.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1461
KARAR NO : 2023/6485
KARAR TARİHİ : 09.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/468 E., 2020/250 K.
DAVA TARİHİ : 16.01.2012
HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine temsilcisi ile dahili davalı İl Özel İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.06.2015 tarihli, 2014/16959 Esas, 2015/8857 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar … ile … vekili dava dilekçesinde; hudutları dava dilekçesinde belirtilen tescil harici taşınmaz bölümünün 40 yılı aşkın süre boyunca nizasız ve fasılasız olarak müvekkilleri tarafından zilyet edildiğini, sınırında bulunan 280 sayılı kadastro parselinin de müvekkillerine ait olduğunu, nizalı taşınmaz bölümünde müvekkilleri lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu ileri sürerek taşınmazın müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1. Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaz bölümünün Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, Mahkemece taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı … Tüzel Kişiliği tarafından davaya cevap verilmemiş; davalı … temsilen İsmail Çerçi 26.04.2012 tarihli duruşmada, dava konusu taşınmazın davacılar tarafından 15 yıl önce satın alındığını, taşınmazın evvelinde de tarım arazisi vasfında olduğunu beyan etmiştir.

3. Dahili davalı İl Özel İdaresi vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaz bölümünün yol vasfında olduğunu ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.04.2014 tarih, 2012/19 Esas, 2014/232 Karar sayılı kararıyla; davanın tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğu, hükme esas alınan telnik bilirkişi raporunda (B) ve (D) harfleri ile belirtilen nizalı taşınmaz bölümleri paftasında yol olarak gösterilmiş ise de 1975 yılından sonra yol olarak kullanılmadığı, taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, nizalı diğer taşınmaz bölümlerinin ise mera vasfında olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişiler Hamdi Erol ve İsmail Taşdemir tarafından düzenlenen raporda (B) harfi ile gösterilen 745,91 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı … adına, aynı raporda (D) harfi ile gösterilen 330,79 metrekarelik taşınmaz bölümünün ise davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi ile dahili davalı İl Özel İdaresi vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.06.2015 tarihli, 2014/16959 Esas, 2015/8857 Karar sayılı kararıyla; davanın niteliği gereği TMK’nın 713/4 ve 5 inci fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve haritasına göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekirken bu hususa riayet edilmediği, bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemeyeceği; ayrıca, TMK’nın 713/3 üncü maddesi gereğince tescil davalarının Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerine karşı açılacağı, İl Özel İdaresinin davada taraf sıfatı olmadığı halde davaya dahil edilerek aleyhine yargılama giderine hükmedilmiş olmasının da isabetsiz olduğu belirtilip, sair yönler incelenmeksizin karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin 08.09.2020 tarih, 2015/468 Esas, 2020/250 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamının gereklerinin yerine getirildiği, öte yandan bozma sonrası dosya arasına aldırılan hava fotoğrafları üzerinde bilirkişilere inceleme yaptırıldığı, 1969 yılına ilişkin hava fotoğraflarında nizalı taşınmaz bölümünün yol niteliğinde olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; keşif mahallinde dinlenen tanık beyanlarıyla nizalı taşınmaz bölümünün yol olmadığını kanıtladıklarını, incelenen hava fotoğraflarında da taşınmazın yol olarak gözükmediğini, her ne kadar bilirkişi tarafından 1968 tarihli hava fotoğrafında taşınmazın yol olarak gözüktüğüne dair değerlendirme yapılmış ise de taşınmazın 40 yıldır müvekkilleri tarafından kullanıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1 inci ve 17 nci maddeleri

3. Değerlendirme
1. 1975 yılında Tokat ili, Zile ilçesi, Belkaya köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz bölümü paftasında yol olarak gösterilmiştir.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. SONUÇ
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın, HMK’nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK’un 438 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden tarafa yükletilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.