YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1420
KARAR NO : 2022/5114
KARAR TARİHİ : 23.06.2022
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, tefecilerden aldığı borç nedeniyle zor duruma düştüğünü, bu sırada maliki olduğu 3 numaralı bağımsız bölümün elinden alınmasını engellemek için taşınmazı eşinin kardeşi olan davalıya devrettiğini, temlikten sonra dahi taşınmaza ilişkin kredi borcunu ödemeye devam ettiğini, ancak davalı ve dava dışı eşinin hileli hareketlerine maruz kaldığını sonradan anladığını, konu ile ilgili ceza soruşturmasının devam ettiğini ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, davalının kendi muvazaasına dayanarak hak iddia edemeyeceğini, temlikin usule uygun olarak gerçekleştirildiğini, kardeşinin davacı ile evli olması nedeniyle oturdukları dava konusu evin başkasına satılmasını istemediği için satın aldığını ve ödemelerin devam ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/03/2016 tarihli ve 2015/659 E. 2016/83 K. sayılı kararı ile kimsenin kendi muvazaasına dayanarak hak iddia edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 12/03/2020 tarihli ve 2016/17117 E. 2020/1822 K. sayılı ilamı ile ‘‘…Somut olayda, iddianın ileri sürülüş biçiminden hile hukuksal nedenine dayanıldığı anlaşılmaktadır… Ne var ki, Mahkemece yukarıdaki ilkeler göz önünde bulundurularak hüküm kurmaya elverişli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleme olanağı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca tarafların bildirdiği tüm deliller toplanarak temlikin hileli olup olmadığının saptanması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir…” gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.
3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/12/2021 tarihli ve 2020/665 E., 2021/677 K. sayılı kararıyla; dinlenen davacı tanık beyanları ve tüm dosya kapsamıyla, davalının 2015 yılı Ağustos ayından itibaren dava konusu taşınmaza ait kredi taksitlerini düzenli olarak ödediğinin banka kayıtları ile sabit olduğu, davacının bu ödemelere itirazının söz konusu olmadığı, temlikin davacının iradesinin fesada uğratılması suretiyle gerçekleşmediği, hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dinlenen tanık beyanlarıyla davacının tefecilere senet borcu sebebiyle davalı ve dava dışı eşinin evin elden gideceği yönünden telkiniyle dava konusu taşınmazı davalıya devrettiğinin açık olduğunu, ev hanımı olan davalının taşınmazı satın alacak maddi gücünün bulunmadığını, taşınmazın devrinden sonra kredi taksitlerinin davacı tarafından ödendiğini, ancak aldatıldığını ve hileye maruz kaldığını anladıktan sonra dava açtığını ve ödeme yapmadığını, dava açıldıktan sonra davalının kredileri ödemeye başladığını, Mahkemece kredilerin davalı tarafından ödendiği yönündeki tespitinin hatalı olduğunu, davalı ve dava dışı eşinin kendisini yönlendirerek hile ile taşınmazı edindiklerini, dava dışı eşi … tarafından boşanma davası açıldığını ve dava dışı eşinin davacıya “evi aldık arabayı üstüme yaptın zaten, bundan sonra sakın gelme bu eve nafakamı alayım seninle işim kalmıyor, ben her şeyimi ayarladım, donuna kadar alacağım” şeklinde mesaj gönderdiğini, bu mesajın hilenin kanıtı olduğunu, dinlenen tanıkların da davacının iradesinin fesada uğratıldığı yönünde beyanda bulunduklarını, her ne kadar davacı yemin metni hazırlamamış da olsa eldeki delillerle davanın ispatlandığını belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır.
6.2.2. 6098 s. TBK 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
6.2.3. 6098 s. TBK’nın 39. maddesinde, “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.”
6.2.4. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
4721 sayılı TMK’nın 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükümlerine yer verilmiştir.
6.3. Değerlendirme
(IV./2.) no.lu paragrafta yer verilen, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.