Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/1347 E. 2022/4872 K. 15.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1347
KARAR NO : 2022/4872
KARAR TARİHİ : 15.06.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen, yargılamanın iadesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı …, Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/04/2011 tarih 2008/515 Esas 2011/183 Karar sayılı tapu iptal ve tescil davasında yapılan yargılama sonucu aleyhine hüküm kurulduğunu, beyanları hükme esas alınan tanıklar … … ve … hakkında Söke 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/324 Esas ve 2014/314 Karar sayılı kararı ile yalancı tanıklık suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğini ileri sürerek yargılamanın iadesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı …, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığını, hukuk hakimini bağlamayacağını, yargılamanın iadesi koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davalı … tarafından açılan ve yargılanmanın iadesi talep edilen önceki davanın kabulüne ilişkin kararın tek dayanağının tanık anlatımları olmayıp, tanık beyanlarının tek başına sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve fer’i müdahil vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 20/02/2018 tarihli ve 2017/1604 Esas 2018/289 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, fer’i müdahilin kanun yollarına ancak yanında yer aldığı tarafın başvurması halinde başvurabileceği, ancak davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle fer’i müdahil vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesi gereğince usulden reddine, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve fer’i müdahil vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 17/04/2019 tarihli ve 2018/2370 E, 2019/2703 K. sayılı kararıyla; “ davacı …’in temyiz isteminde bulunmaması ve temyize konu kararda fer’i müdahil hakkında bir hüküm kurulmamış olması nedeniyle, fer’i müdahilin tek başına temyiz hakkı bulunmadığı” gerekçesi ile fer’i müdahil Adalet Bakanlığının temyiz hakkı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş, davalı vekilinin temyiz itirazları ise “Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 374 vd. maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi talebi ayrı bir dava olup harca tabi olduğu kuşkusuzdur. Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak önceden görülüp kesinleşen karara karşı yargılamanın iadesi yoluna başvurulduğuna göre uyuşmazlığın, taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün olduğu ve davanın nispi harca tabi tutulması zorunludur. Ayrıca, Harçlar Yasası harcın alınmasını veya tamamlattırılmasını yanların isteklerine bırakmamış, bu yönün mahkemece kendiliğinden gözetileceğini hükme bağlamıştır. Harçlar Yasası’nın buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı öngörülmüştür. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler çerçevesinde somut olay incelendiğinde; yargılamanın iadesini isteyen davacı … tarafından herhangi bir harç yatırılmadığı, Mahkemece bu hususun gözardı edildiği açıktır. Hâl böyle olunca, dava konusu taşınmazın değeri üzerinden harç alınmasından sonra işin esasına girilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yasal gereklilikler yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle kabul edilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Silivri 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/10/2021 tarihli ve 2019/238 Esas 2021/534 Karar sayılı kararıyla; Mahkemenin kesinleşen 2008/515 E, 2011/83 K. sayılı kararının tek dayanağının tanık anlatımları olmaması ve tanık beyanının tek başına sonuca etkili olmadığı, bozma kararı doğrultusunda eksik harcın ikmal edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz itirazlarında;
Davacı tarafından taşınmazların tapu kayıtlarının incelendiğini ve taşınmazlar üzerinden herhangi bir takyidat bulunmaması üzerine tapu siciline duyulan güven sebebiyle iyi niyetli olarak satın alındığını, davacının sadece tapu kütüğünü araştırmakla yükümlü olduğunu, 1984 tarihli satışa arz şerhinin mahiyetini araştırma yükümlülüğü bulunmadığını, yargılamanın iadesi şartlarının oluştuğunu, davalı … tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında tanıklar … … ve …’in ifadelerinin hükme esas alındığını, ancak tanık beyanlarının yalan olduğunun Mahkeme kararı ile ortaya çıktığını, … vekili Avukat … hakkında da yalan tanıklığa azmettirme suçundan ceza verildiğini, tüm bu hususlar göz önüne alındığında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 374. maddesinde “Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.” ile aynı Yasa’nın 375. “Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir: c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.” ve yine aynı Yasa’nın 379. maddesinde “Yargılamanın iadesi talebi üzerine Mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra; a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını, b) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını, c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını, kendiliğinden inceler. (2) Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder. ” hükümlerine yer verilmiştir.
6.3. Değerlendirme
Hükmüne uyulan (V.2.) numaralı paragrafta belirtilen bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V.3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 15/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.