YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9924
KARAR NO : 2022/4102
KARAR TARİHİ : 25.05.2022
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil – tenkis davası sonunda Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle duruşma günü olarak saptanan 25/05/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı … ve vekili Avukat … ile temyiz edilen davalılardan asil … ve vekili Avukat …, davalı asil … geldiler. Davetiye tebliğine rağmen asli müdahil … gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası …’nın, 150 ada 2 parsel sayılı taşınmazını mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak oğlu ve torunu davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalıların da alım gücü olmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında mirasçılar adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlar, fer’i müdahil … ise mirasbırakan ve eşine kendisinin baktığını belirterek, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davalılar ile tarafların murisi arasında yapılan satış sözleşmesinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. TemyizYoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 04.12.2018 tarihli ve 2015/928 E., 2018/15195 K. sayılı kararıyla; “…Somut olaya gelince, Mahkemece yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Hal böyle olunca, mirasbırakan …’nın mirasçılık belgesinin celbi ile tanık deliline dayanan davacı ile davalı …’a tanık listesini bildirmesi için süre verilip, bildirildiği takdirde tanıkların dinlenmesi, davalı …’ın bildirdiği tanıkların dinlenmesi, toplanan ve toplanacak tüm deliller yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca değerlendirilip mirasbırakan …’in gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilip yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Öte yandan, müdahale talebinde bulunan …, dilekçesini harçlandırmış ise de çekişmeli taşınmazla doğrudan ve dolaylı olarak bir ilgisinin olmadığı, bağımsız bir hak talebinin bulunmadığı gözetildiğinde davalılar yanında fer’i müdahil olarak davaya müdahil olduğundan gerekçeli karar başlığında asli müdahil olarak gösterilmesi de isabetli olmamıştır. Kabule göre de, her bir davalı adına olan payın davacının miras payı oranında iptal ve tesciline karar verilerek arta kalan kısmın davalılar üzerinde bırakılması yerine, 1/2 payın davacı …, 1/2 payın da davalı … adına tesciline hükmedilmesi de isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 15.09.2021 tarihli ve 2019/29 E., 2021/405 K. sayılı kararıyla; murisin yapmış olduğu temlik işleminde gerçek irade ve amacının mirasçıdan mal kaçırmak olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde kanıtlandığını söyleme imkanı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, murisin dava konusu taşınmazı kız çocuğundan mal kaçırma amaçlı olarak, satış göstermek suretiyle oğlu ve erkek torunlarına temlik ettiğini, satışın yapıldığı tarihte lehine devir yapılan erkek torunlardan birinin 9, diğerinin 6 yaşında olduğunu, dinlenen tanık ifadelerinden de yapılan işlemin muvazaalı olduğunun ortaya çıktığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu’nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1 Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1923 doğumlu mirasbırakan …’nın 19.12.2012 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı kızı … ile davalı oğlu …’ı bıraktığı, diğer davalılar … ile …’in ise davalı …’ın oğulları olduğu, mirasbırakanın, 150 ada 2 parsel sayılı taşınmazını 28.09.1984 tarih ve 141 yevmiye nolu senetle 1/3’er pay ile oğlu davalı … ve torunları davalılar … ve …’a satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
6.3.2 Somut olayda; dosya kapsamı itibariyle murisin tek oğlu ve ondan olma küçük yaştaki erkek torunlarına dava konusu taşınmazı temlikteki amacının davacı kızından mal kaçırmak olduğu hususunun sabit olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
6.3.3. Diğer yandan, bilindiği üzere bu tür davalarda, taraflarca getirilme ilkesi geçerlidir. Taraflar, mahalli bilirkişi deliline dayanmamışlardır. Mahkemece; tanık olarak gösterilmeyen ancak resen mahalli bilirkişi sıfatıyla dinlenilen kişilerin beyanlarına dayanılarak hüküm tesisi de isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/05/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-MUHALEFET ŞERHİ-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırma sonucu mirasbırakanın davalılara yapmış olduğu 28/09/1984 tarihli temliki işlemi davacıdan mal kaçırma kastı ile gerçekleştirdiğinin ispatlanamamış olmasına göre davanın reddedilmiş olması doğru olup, hükmün onanması gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.