YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9889
KARAR NO : 2023/4272
KARAR TARİHİ : 12.09.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2017/2021 E., 2017/2112 K.
DAVA TARİHİ : 21.03.2017
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/163 E., 2017/277 K.
Taraflar arasındaki tespit, tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, Beykoz Kılıçlı’daki dava konusu bir çok taşınmazın davacının mirasbırakanı Yaşar Durmaz’a ait olduğu halde davalı Hazine adına tescil edildiğini, ileri sürerek bu taşınmazların kök kayıtlarının mirasbırakan adına olduğunun tespiti ile davacı adına intikalen tesciline, orman vasfı taşıyanların özel orman olarak davacı adına tesciline, kamu yararına tahsis edilmiş olanlar hakkında ise kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.04.2017 tarihli ve 2017/163E., 2017/277K. sayılı kararıyla; kesin süreye rağmen davacı vekilinin dava konusu taşınmazları somut olarak bildirmediği gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kesin süre ile istenen hususların Mahkemece tespiti gereken hususlar olduğunu, dayanakları sunulan kayıtların kadastro marifeti ile mahallinde uygulanmasının istendiğini, kesin süreli iş celse atımına sebebiyet vermemiş ise davanın reddini gerektirmeyeceğini, tahrir kayıtlarına dayalı olarak tapudan sorgulama yapıldığında gittisi ve tedavül kayıtlarının çıktığını, tapunun somutlaştırılması esasen Tapu Kadastro Müdürlüğünün görevi olup tapuların tutulmasından Devletin kusursuz sorumluluk esasına göre mutlak sorumluluğu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 10.11.2017 tarihli ve 2017/2021E., 2017/2112K. sayılı kararıyla; tapu iptal ve tescil ya da tazminat davasına konu yerlerin belirlenebilir olduğu, davacı vekiline verilen kesin süre makul olup, dava konusu yerleri keşifte gösterilebileceğine dair davacının beyanda bulunulmadığı, davacının korunmayı değer güncel bir yararından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle HMK’nın 353/1-b.1 inci maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mülkiyetin tespiti, yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
HMK’nın 31 inci ve 119 uncu maddeleri
3. Değerlendirme
1.Somut olayda, Mahkemece tensiben “Davacı vekiline dava konusu edilen taşınmazla ilgili aplikasyon krokisinin/koordinatları ya da hangi parselleri dava ettiğine dair açıklama dilekçesini dosyamıza sunması için tebliğden itibaren 2 hafta kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde gerekli belgeleri veya açıklama dilekçesini sunduğunda davacı vekilinin ihtiyati tedbir veya davalıdır şerhi talebinin değerlendirilmesine, aksi takdirde dava konusunun belirli hale getirmediğinden davanın usulden reddedileceğinin ihtarına, (ihtarat yerine geçmek üzere bu tensip zaptının tebliğine)” karar verilmiş, tensip zaptı ihtaratlı olarak 28.03.2017 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiş, davacı vekilinin dilekçe sunmaması üzerine 24.04.2017 tarihinde davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
2.Hemen belirtilmelidir ki; HMK’nın 119/1-ğ maddesi gereğince talep sonucunun dava dilekçesinde açık olması gerektiği, bu hususun tamamlanması için kesin süre verilmesinin yerinde bulunduğu, ancak müeyyidesinin davanın usulden reddi değil, davanın açılmamış sayılması kararı olduğu açıktır.
3.Hal böyle olunca; davacının talebini açıklamasına ilişkin 119/2 nci maddesi gereğince usulüne uygun süre verilmesi, yerine getirilmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının temyiz itirazlarının kabulüyle, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davacının temyiz harcının istek halinde iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.