Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/9753 E. 2022/8363 K. 21.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9753
KARAR NO : 2022/8363
KARAR TARİHİ : 21.12.2022

MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : GÜMÜŞHANE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen 15.09.2021 tarihli ve 2021/685 Esas, 2021/685 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, Gümüşhane ili, …. ilçesi, …. köyünde bulunan 194 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda davalı adına tespit ve tescil edildiğini, ne var ki çekişmeli taşınmazın 1/2 payının davacıların murisi ….’e, 1/2 payının ise davalının babası …. …’e ait olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının 1/2 oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı …, davanın görevli olmayan mahkemede açıldığını, ayrıca zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, davacıların amca çocukları olduğunu, bu yerleri kadastro sırasında görevlilere gösteren kişinin zaten davacı … olduğunu, hatta amca çocuklarına güvendiği için kadastro çalışmaları yapılırken köye dahi gitmediğini, davaya konu taşınmazı 1980 yılından beri kendisinin kullandığını, taşınmazın zilyetliğinin kendisinde olduğunu, babası Halil …’ten intikal ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Gümüşhane Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/568 E., 2020/457 K. sayılı kararı ile; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından dava konusu taşınmazın yarısının davacıların ve davalının babasına ait olduğu, davalının bu taşınmazda babasından kalan miras hariç bir hakka sahip olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, dava konusu 194 ada 3 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 1/2 hissesinin davacılar adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının infazda karışıklığa sebep olabilecek şekilde kurulduğunu, mahalli bilirkişi ve tanıkların taraflar arasındaki arazilerin paylaşıldığını ancak paylaşımın içeriğini bilmediklerini beyan ettiklerini, davacı …’ün kadastro çalışmalarına bizzat iştirak ederek davaya konu taşınmazın davalı adına tespit edilmesini sağladığını, bu durumun çekişmeli taşınmazın taksim sonucu davalıya düştüğünü ve o sebeple kadastro sırasında adına yazıldığını gösterdiğini, çekişmeli taşınmazı kadastro sırasında davalı adına yazdıran davacı …’ün daha sonra neden dava açtığının anlaşılamadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 15.09.2021 tarihli ve 2021/685 E., 2021/685 K. sayılı kararı ile; askı ilan cetvelleri ile kadastro tutanağının incelenmesinden, davaya konu 194 ada 3 parsel sayılı taşınmazın askı ilanlarının 19.11.2007-19.12.2007 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin bu sürenin sonunda kesinleştiği, on yıllık hak düşürücü sürenin 19.12.2017 tarihi itibariyle dolduğu, bu tarihin herhangi bir resmi tatil gününe de denk gelmediği, eldeki davanın ise on yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 20.12.2017 tarihinde açıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3.maddesinde yazılı hak düşürücü sürenin mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, her ne kadar kadastro tutanağında kesinleştirme tarihi olarak 24.12.2007 yazılmış ise de tutanağın kesinleşmesi ile kesinleştirme işleminin birbirlerinden farklı kavramlar olduğu, kadastro tespitinin 30 günlük askı ilan süresinin son günü itibariyle kesinleştiği, kesinleştirme işleminin ise kadastro tutanağın askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması nedeniyle kesinleştiğini tespit eden idari bir işlem olduğu ve on yıllık hak düşürücü sürenin belirlenmesinde herhangi bir etkisinin bulunmadığı, dolayısıyla hak düşürücü süre içerisinde açılmayan eldeki davanın süre nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, ancak buna rağmen mahkemece dosya kapsamına uygun olmayan şekilde davanın kabulüne karar verildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kararından sonra kadastro müdürlüğünde yapmış oldukları araştırmada ilanın 19.11.2007 ile 19.12.2007 arasında yapıldığını kendilerinin de tespit ettiklerini, kadastro ilanlarında ilanın bitimini müteakip ertesi gün kesinleştirme yapıldığını, rutin uygulamada 20.12.2007 tarihi itibari ile kadastro müdürlüğünün kesinleştirme yapması gerektiğini, fakat 19 Aralık Kurban Bayramı Arifesi, 20 Aralık Kurban Bayramı 1. gün, 21 Aralık Kurban Bayramı 2. gün, 22 Aralık Kurban Bayramı 3. gün ve 23 Aralık Kurban Bayramı 4. gününe denk geldiğini, kanuna dayanak yönetmelikte süreler konusunda HMK hükümlerinin uygulanacağı belirtildiği için tatilin bitimini müteakip 24.12.2007 tarihinde kesinleştirme yapıldığını, kadastro müdürlüğünün yapmış olduğu işlemin doğru, istinaf mahkeme kararının ise hatalı olduğunu, tapu siciline güvenerek işbu davayı açtıklarını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 11. maddesi; “Kadastro müdürü, kadastro tutanaklarına göre yapılan tespitlere dayanarak, askı cetvellerini düzenler; bu cetvelleri ve pafta örneklerini, müdüriyette ve ayrıca muhtarın çalışma yerinde 30 gün süre ile ilan ettirir; itirazı olanların ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceklerini belirtir. Bu ilanda kadastro harçları da gösterilir.”
3.2.2. Aynı Kanun’un 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.
3.3.3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 93. maddesinde; “Resmî tatil günleri, süreye dâhildir. Sürenin son gününün resmî tatil gününe rastlaması hâlinde, süre tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biter.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 194 ada 3 parsel sayılı 1247,07 m2 miktarlı, ev ve arsa vasıflı taşınmazın senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davalı adına tespit ve tescil edildiği, 21.8.2007 tarihinde düzenlenen kadastro tutanağının 19.11.2007-19.12.2007 tarihleri arasında ilana çıkarıldığı, 19.12.2007 tarihinin Kurban Bayramı arefe gününe denk geldiği, devam eden günlerde ise Kurban Bayramı tatilinin olması nedeniyle ilk iş günü olan 24.12.2007 tarihinde kesinleştirme işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır.
3.3.2. (V/3.2.) nolu paragrafta yer verilen düzenlemeler ve ilanın son günü olan 19.12.2007 tarihinin arefe gününe denk geldiği, bu tarihte ilanın henüz askıdan inmediği, devam eden 20-21-22-23.12.2007 tarihlerinin Kurban Bayramına rastladığı hususlarının bir arada değerlendirilmesi neticesinde, 24.12.2007 tarihinde kadastro tutanağının kesinleştiği ve hak düşürücü sürenin bu tarihten itibaren hesaplanması gerektiği anlaşılmakla, 20.12.2017 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu açıktır.
3.3.3. Hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin, yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi gereğince Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine 21.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.