Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/9654 E. 2023/4720 K. 21.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9654
KARAR NO : 2023/4720
KARAR TARİHİ : 21.09.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/328 E., 2021/724 K.
DAVA TARİHİ : 10.06.2016
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yeşilova Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/40 E., 2020/194 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Burdur İli, Yeşilova İlçesi, Doğanbaba Köyü çalışma alanında bulunan 187 ada 26 parsel ve 182 ada 83 parsel sayılı taşınmazların davacının ataları tarafından kullanıldığını, mirasçılar arasında yapılan rızai taksimle davacıya düştüğünü ve taşınmazın 20 yılı aşkın süredir davacı tarafından kullanıldığını, ancak kadastro tespiti sırasında davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini belirterek tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesi sunmamış, ön inceleme duruşmasında dava konusu taşınmazların sit alanı içerisinde olduğu için … adına tespit gördüğünü, kanun değişikliği nedeniyle sit alanı içinde kalan taşınmazların kazanımının mümkün olduğunu, davacının zilyetliğinin bu kanun değişikliğinden itibaren başlayacağını, 20 yıl zilyet olma şartının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10.04.2018 tarihli ve 2916/70 Esas, 2018/58 Karar sayılı kararı ile, 2863 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin 1 inci fıkrasının 2 nci cümlesini değiştiren 5663 sayılı Kanun’un 1 inci maddesiyle yapılan yeni düzenlemede “birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağının öngörüldüğü, doğal sit alanları ve üçüncü derece arkeolojik sit alanında bulunan taşınmazların koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılmalarının mümkün hale geldiği, davaya konu taşınmazların kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı, dikili tarım arazisi vasfında olduğu, davacının gerek kadastro tespit tarihi gerek dava tarihi gerekse keşif tarihinde dava konusu taşınmazlara zilyet olduğu, eklemeli malik sıfatı ile zilyetliğinin 20 yılı aştığı, kaldı ki kadastro tespit tutanağında dava konusu taşınmazların davacının kullanımında olduğunun beyanlar hanesine şerh edildiği, davacı lehine tescil şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davaya konu taşınmazların tapu kaydının iptaline ve davacı adına tesciline, taşınmazların 1. Derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.01.2020 tarihli ve 2019/1102 Esas, 2020/27 Karar sayılı kararıyla, taşınmazın zilyetlikle edinilebilecek yerlerden olduğu, ancak taşınmaz üzerinde sürüdürülen zilyetliğin süresi ve biçimi yönünden hava fotoğraflarından yararlanılarak jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden rapor alınması, ayrıca bir orman mühendisi ve toprak bölümünden mezun ziraat bilirkişisi ile keşif yapılması ve topraktan numune alınması ve taşınmazın orman mevzuatı yönünden değerlendirilmesi, taşınmazın dört yönden çekilmiş fotoğraflarının da düzenlenen raporlara eklenmesi gereğine değinilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, önceki hükmün gerekçesini tekrarla davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının 2008 yılına kadar gerçekleştiği, bu tarihten sonraki zilyetliğin varlığı veya terkinin hukuki değer taşımadığı, emsal dava dosyalarında yapılan istinaf başvurularının esastan reddedildiği belirtilerek davanın kabulü ile çekişmeli 182 ada 83 parsel ve 187 ada 26 parsel sayılı tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, taşınmazların 1. Derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği hususları ispat edemediğini, yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmaması gerektiğini, Salda Gölü’nün özel çevre koruma bölgesi olarak ilan edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davaya konu taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro çalışmalarında 20 yıldır davacının kullanımında olduğunun belirtildiği, fen ve zirai bilirkişi raporlarına göre 1971, 1988 ve 1992 tarihli hava fotoğraflarında parsel sınırlarının belirgin olduğu, işlenmiş tarım arazisi olarak gözüktüğü, toprağın gevşek olup uzun zamandır tarım yapıldığının belirtildiği, 83 nolu parsel üzerinde 40-50 yaşlarında 20 adet üzüm bağı bulunduğu, kıyı kenar çizgisi dışında ve orman sınırları dışında kaldığı, 1988 tarihli hava fotoğraflarında tarım arazisi olduğu, komşu parsellerle aynı özellikleri gösterdiği, davacının dava konusu parsellerde zilyetliği terk etmeyip yazları üzümlerini topladığı, tapu iptali tescil şartlarının davada oluştuğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki beyan ve itirazlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 15 inci ve 17 nci maddeleri; 2863 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin 1 inci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi; … Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.