Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/9409 E. 2023/4942 K. 28.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9409
KARAR NO : 2023/4942
KARAR TARİHİ : 28.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/243 E., 2021/258 K.
DAVA TARİHİ : 10.08.2015
HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı yönünden davanın reddine, asli müdahil yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı, 118 ada 2 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanından mirasçılarına intikal ettiğini ve mirasçılar arasında yapılan rızai taksim ile kendisine verildiğini, uzun yıllardan beri de zilyetliğinde olduğunu, ancak kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın Aktepe Köyü adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş; 16.03.2016 tarihli dilekçe ile dava konusu taşınmazın ada ve parsel numarasını dava dilekçesinde yanlış bildirdiğini, davaya konu taşınmazın 105 ada 341 parsel sayılı taşınmaz olduğunu bildirmiştir.

2. Yargılama sırasında 12.04.2016 tarihli dilekçe ile …, dava konusu taşınmazın davacının dedesi …’tan yaklaşık 100 yıl kadar önce kendi dedesi … tarafından satın alındığını, bu dönemden beri de eklemeli zilyetliğinin bulunduğunu, davaya konu taşınmazın civarında bulunan komşu parsellerin dahi kendi amca çocuklarına ait olduğunu bildirerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini isteyerek davaya asli müdahil sıfatıyla katılmıştır.

II. CEVAP
1. Davalı Aktepe Köyü Muhtarlığını temsilen muhtar Bünyamin Işık beyanında, davacının dava konusu yerde zilyetliğinin söz konusu olmadığını, bu yerin asli müdahil … tarafından kullanıldığını belirterek … yönünden davayı kabul ettiğini bildirmiştir.

2. Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.04.2016 tarihli ve 2015/354 Esas, 2016/173 Karar sayılı kararıyla, davacının dava konusu taşınmazda uzun yıllardan beri zilyet olduğu, bu yeri imar ihya etmek suretiyle kullandığı gerekçesiyle davacı yönünden davanın kabulüne, asli müdahil yönünden ise iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde asli müdahil ve davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarihli ve 2020/1397 Esas, 2020/2209 Karar sayılı kararı ile, “Aynı taşınmaza ilişkin davaların birlikte görülmesi gerekir. Somut olayda müdahil …, yargılama aşamasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak 12.04.2016 havale tarihli dilekçe ile davaya müdahale harcını yatırarak katılma talebinde bulunmuş, Mahkemece de müdahil olarak davaya kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, müdahale dilekçesi davacı ve davalılara tebliğ edilmeksizin, adı geçen müdahilin delilleri toplanıp birlikte değerlendirilmeden davasının reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olan davanın tapu kayıt malikine yöneltilerek açılması gerektiğinden, davalı Köy Tüzel Kişiliği adına tapuda kayıtlı bulunan çekişmeli taşınmaz hakkındaki davada davalı Hazine aleyhindeki davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğinin gözardı edilmesi de isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.07.2021 tarihli ve 2020/243 Esas, 2021/258 Karar sayılı kararıyla; davacının iddia ettiği yerin davaya konu yerin 100 m. ilerisinde yer aldığı, tanık beyanları ile de bu hususun doğrulandığı gerekçesiyle davacı yönünden davanın reddine asli müdahil … yönünden ise uzun zamandan beri davaya konu taşınmazı kullandığı, imar ihyanın tamamladığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı … yönünden ise davaya konu taşınmazda tapu kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargılama aşamasında dinlenen tanıkların genelinin asli müdahilin yakın akrabası olduklarını, dinlenen muhtarın dahi asli müdahilin amcasının oğlu olduğunu, gerçeğe uygun beyanda bulunmadıklarını, davaya konu alanın yaklaşık 100 yıldan beri davacı tarafından eklemeli zilyet olarak tasarrufunda olduğunu, eski tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyup uymadığının tam olarak tespit edilmeden karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi,

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda, Sivas ili, Kangal ilçesi, Aktepe köyü sınırları içerisinde bulunan 105 ada 341 parsel sayılı taşınmaz Aktepe Köyü Tüzel Kişiliğinin kadimden beri nizasız, fasılasız ve malik sıfatı ile zilyet ve tasarrufunda bulunduğu, taşınmaz malın Hazineye intikali gereken veya kamu orta malı nitelikli yerlerden olmadığı, bitişiğinde de bu nitelikteki yerlerin bulunmadığı ve bu taşınmazın 3083 sayılı Kanun kapsamı dışında bulunduğu tespit edilmekle Aktepe Köy Tüzel Kişiliği adına 23.10.2008 de tespit, 31.12.2008-29.01.2009 askı ilan, 30.01.2009 da ise kesinleşme işlemi yapılmıştır.

2. Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (D) ve (E) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölüm üzerinde asli müdahil lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.

3. Hal böyle olunca, Mahkemece tespit tarihinden en az 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları temin edilmesi, dava konusu taşınmazın sınırında bulunan taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının varsa dayanaklarıyla birlikte dosya içerisine alınıp dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra ve bozma kararı öncesinde ve sonrasında dinlenen mahalli bilirkişi beyanları çelişkiler içerdiğinden ve davada taraf olan köy tüzel kişiliğini temsil eden ve davanın kabulü yönünde beyanında bulunan muhtar Bünyamin Işık’ın beyanlarına da itibar edilemeyeceği göz önünde bulundurularak mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan komşu köyler halkından belirlenecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ile tarafların bildirdikleri tanıklar, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği sorulmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğu tespit edilmeli, ziraat bilirkişi heyetinden imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, taşınmaz üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş, sınırları kabaca işaretlenen fotoğrafları ile desteklenmiş ve önceki bilirkişinin kanaatlerini irdeleyen ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; ortaya çıkacak sonuca göre davacı veya asli müdahil yararına 3402 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinde belirlenen norm sınırı gözetilerek Tapu Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden belgesiz araştırması yapılmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428 nci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.