YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9395
KARAR NO : 2023/1358
KARAR TARİHİ : 08.03.2023
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, ortak mirasbırakan babaları …’ın 438 parsel sayılı taşınmazını kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla tek oğlu olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, taşınmazın imar işlemine tabi tutalması sonucu oluşan 4898 ada 3, 4, 14, 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazların davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakanın kızlarına da taşınmaz verdiğini, paylaştırma kastı ile hareket ettiğini, muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığını, mirasbırakan babası ile birlikte yaşayıp onun tüm ihtiyaçlarını giderdiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesini 02.03.2021 tarihli ve 2018/608 Esas, 2021/96 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın paylaştırma amacıyla, bakım ve minnet duygusu ile taşınmazını davalıya temlik ettiği, geride pek çok taşınmazının kaldığı, temlikte muvazaanın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili, mirasbırakanın gelirleri itibari ile taşınmaz satmasını gerektirir bir ihtiyacının bulunmadığını, davalının devir tarihi itibari ile satın alma gücünün olmadığını, davacı tanık beyanları ile iddialarının sübut bulduğunu, tüm tanık beyanlarında belirtildiği üzere davalının mirasbırakana ait birçok taşınmazın kirasını aldığını, taşınmazlarını ekip biçtiğini ve mirasbırakanın davalıya verdiği vekaleti davalının kullanım … olduğunun anlaşıldığını, davalı tanıklarının beyanlarının gerçeği yansıtmadığını ve mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, eşi ile birlikte yaşayan mirasbırakanın davalının bakım ve yardımına muhtaç olmadığını, aksine davalının ihtiyaçlarının mirasbırakan tarafından karşılandığını, dolayısıyla minnet duygusuna ilişkin savunmanın gerçeği yansıtmadığını, mirasbırakanın kızları ile beşeri ilişkilerinin iyi olduğunu, devredilen taşınmazın tüm mameleke oranının ve makul sınırının Mahkemece belirlenmediğini, bir başka derdest dava dosyasında da mirasbırakanın eşi (davacıların annesi) tarafından da kızlarına karşı dava açıldığını, mirasbırakan tarafından davalıya yapılan devrin kız çocuklarından mal kaçırmak kastı ile yapıldığını, eksik inceleme ve araştırma ile usul ve yasaya aykırı karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 29.09.2021
tarihli ve 2021/735 Esas, 2021/1206 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın mirasbırakan tarafından paylaştırma kastı ile davalıya devredildiği, mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile devredilmediği sabit olduğundan İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili, istinaf dilekçesindeki itirazlarını yineleyip Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Uygulamada ve öğretide “muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu’nun 237 nci ve Tapu Kanunu’nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras … çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, … ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan mirasbırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle tüm mirasçıları kapsar bir paylaştırma yok ise de mirasbırakanın temlikteki amacının mal kaçırma olduğu ispat edilemediğine göre, davanın reddi usul ve kanuna uygun olup davacılar temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.