Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/9006 E. 2022/8106 K. 13.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9006
KARAR NO : 2022/8106
KARAR TARİHİ : 13.12.2022

MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : VAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisi …..’in dava konusu 384 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırında bulunan dava dışı 384 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 1937 yılından beri maliki olduğunu, 384 ada 5 parselin devamı niteliğinde olan taşınmaz bölümünün kadastro tespiti sırasında 384 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde tespit edildiğini, 1970-1980 yılları arasında muris Sait tarafından, dava konusu taşınmazın nizalı bölümüne ilişkin olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını ve Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiğini, bu kararın Mahkeme arşivinden aranıp bulunabileceğini, taşınmazın 60 yıl boyunca müvekkilinin murisi tarafından zilyet edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazın değerinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’sinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ….. Camii Vakfına ait olduğunu, vakfın … tarafından yönetildiğini, davacının dayandığı 1970 yılına ait kararın davacı tarafından dosya arasına sunulmadığını, taşınmaz vakıf malı olduğundan zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.03.2018 tarihli, 2017/534 Esas, 2018/183 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, davacı tarafından 1970-1980 yıllarına ait bir karar uyarınca taşınmazın murisine ait olduğu iddia olunmuş ise de bu iddianın davacı tarafça ispatlanamadığı, tespit öncesi nedene dayalı eldeki davada, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 08.08.1970 tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, bu durumda tazminat davasının da dinlenemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığını, taşınmazın aynına ilişkin ilamların zamanaşımına tabi olmadığını çünkü ayni hakların zamanaşımına uğramayacağını, dayandıkları kararın Mahkeme arşivinden bulunabileceğini, dava konusu taşınmazın nizalı bölümü müvekkiline ait olmasına rağmen kadastro tespiti sırasında tespitin sebepsiz şekilde davalı adına yapıldığını, taşınmazın 40 yıldır müvekkili tarafından zilyet edildiğini ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 22.06.2021 tarihli, 2019/1048 Esas, 2021/1544 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamına göre, davacının murisi tarafından 1970-1980 yılları arasında bir dava açılarak dava konusu taşınmazın murisi adına tesciline karar verildiğine dair iddianın, iddia sahibi davacı tarafından ispatlanamadığı, dava konusu 384 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin kesineştiği 08.08.1970 tarihinden, davanın açıldığı 05.09.2017 tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri sebepleri tekrarla, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Van ili, …. ilçesi….Mahallesi çalışma alanında bulunan 384 ada 1 parsel sayılı 2.225,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı uyarınca……Camii Vakfı adına tespit ve 08.08.1970 tarihinde tescil edilmiştir.
Dava; 05.09.2017 tarihinde terditli olarak açılmış olan, kadastro tespiti öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde tazminat istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190/1. maddesinde; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”
3.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Geçici 4/3. maddesinde; “2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile diğer kanunlar gereğince özel kadastrosu yapılan ve tutanakları kesinleşmiş bulunan taşınmazlar için 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde hak sahipleri dava açabilirler.” hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 08.08.1970 tarihinden, davanın açıldığı 05.09.2017 tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü süre ile geçici maddede öngörülen ek süre de geçmiş bulunduğuna ve mülkiyet hakkı bulunmayan davacı tarafından artık bu hakka dayalı olarak tazminat isteminde de bulunulamayacağına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.