Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/9 E. 2021/1189 K. 03.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9
KARAR NO : 2021/1189
KARAR TARİHİ : 03.03.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı … ve davalı … tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları …’in 354 ada 7 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırma amacıyla oğlu Reşat’a devrettiğini, Reşat’ın ölümü ile taşınmazın mirasçılara intikal ettiğini, bir kısım mirasçıların dava dışı yüklenici H.Mehmet ile 24.09.1987 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, inşaatın yapımına başlanılmadan yükleniciye taşınmazda el birliği mülkiyetinin olduğuna yönelik ihtarname gönderilmesine rağmen yüklenici tarafından akrabası davalı …’nın ortak müteahhit olarak işe alındığını, bu sırada açtıkları muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının kabul edildiğini, Elbistan 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.09.1988 tarihli kararı ile tapu kaydında ferağdan men şartı koyulmasına rağmen 5 ve 13 numaralı bağımsız bölümlere isabet eden arsa paylarının durumu bilen konumunda olan Ahmet’e devredildiğini, taşınmaz üzerinde kurulan kat irtifakının iptal edildiğini ileri sürerek, davalı … adına oluşan yolsuz tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini ve iyi niyetli olmayan davalı …’nın haksız eylemlerinden doğan zararlarının anılan davalıdan faiziyle tazminini istemişler, yargılama sırasında davacı Behiye davasından feragat etmiş, davacı …, İlhan ve Şükran ise davalarını takip etmemişlerdir.
Davalı …, davacılar ile aralarında hukuki bir ilişkinin olmadığını, eldeki davada taraf sıfatının olmadığını; davalı …, aynı taşınmazla ilgili aynı hukuki sebebe dayalı olarak aleyhine açılan davaların reddedildiğini ve iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı … yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davacı … mirasçıları, Hikmet, Durdu, Harun ve Şükran tarafından takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına, davalı …’e karşı açılan davanın kesin hükmün varlığı nedeniyle reddine, davalı …’nın ise iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle davacı … mirasçılarının ve Şakire’nin paylarına düşen 14.455,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeli 7 parsel sayılı taşınmaz kök miras bırakan … adına kayıtlı iken 1968 tarihinde satış suretiyle oğlu Reşat’a devredildiği, Reşat’ın ölümü ile taşınmazın mirasçıları Aysel, Şeref, Semih, Meral, Nuray, Fatma ve Mehmet’e intikal ettiği, miras bırakan Hatice’nin 30.11.1988’de ölümü üzerine geriye mirasçı olarak davacı kızları …, Durdu, Şükran, Hikmet, Sakine, İlhan ve Behice, dava dışı İjlal ve Emine ve ölü oğlu Reşat’ın mirasçılarının kaldığı, Reşat mirasçılarının dava dışı … ile 24.09.1987’de kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıkları, bu yönde mirasçıların bir kısım paylarını 01.09.1988 tarihinde davalı … ile dava dışı Mehmet’e sattıkları, aynı tarihte kat irtifakına geçildiği, mimari projeye göre beş adet bodrum, sekiz adet dükkan olmak üzere üç katlı binanın yapımına başlandığı, bu sırada Hatice’nin Reşat dışındaki mirasçıları tarafından 12.07.1988’de Elbistan 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/17 Esas sayılı dosyası üzerinden Reşat mirasçıları aleyhine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açtığı, yargılama sırasında pay temlikleri olması üzerine Cuma, … ve …’ın davaya dahil edildikleri, mahkemece 19.12.1997’de davanın kabul edilerek tapu iptali ile tescile karar verildiği, kararın Dairece temyizde onandığı, hükmün infaz edilememesi nedeniyle talep üzerine verilen 31.05.1999 tarihli tavzih kararı ile hükmün iptale ilişkin fıkrasının dahili davalıları da kapsadığına karar verildiği, tavzih kararının da onanarak kesinleştiği, ancak yargılama sırasında tedbirin kalktığı sırada Cuma’nın bir kısım payını 14.11.1991’te …’a, bir kısım payını ise davalı …’e devrettiğinin anlaşılması üzerine bu kez Elbistan 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/3 Esas sayılı dosyası üzerinden aynı davacılar tarafından aynı davalılar ve … aleyhine tapu iptali-tescil, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açıldığı, mahkemece önceki iptal hükmü nedeniyle davalı …, … ve … yönünden açılan tapu iptali ve tescil davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, Ahmet yönünden açılan davanın tefrikine, diğer taleplerin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, tefrik edilen dava 2000/136 Esasına kaydedilmiş, yargılama sonucunda Ahmet’in taşınmazdaki 5 ve 13 numaralı bağımsız bölümlere isabet eden arsa payını taşınmaz üzerinde tedbir olmadığı bir dönemde satın aldığı bu nedenle iyi niyetli sayılacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Dairenin onama ilamı ile karar kesinleştiği, taşınmazın Hatice mirasçıları ve Ahmet adına paylı olarak arsa niteliği ile tescil edildiği, paydaşlar arasında bir kısım intikal ve devir işlemlerinin olduğu, üzerinde natamam vaziyette binanın yer aldığı, davacılar vekilinin 04.10.2010 tarihli celsedeki beyanından davalı …’dan tazminat, davalı …’ten taleplerinin ise 5 ve 13 numaralı bağımsız bölümlere ilişkin yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil olduğu ve kararın davacı … ile davalı … tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamı ve özellikle Elbistan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/3 Esas sayılı dava dosyası içeriği ile davalı …’nın iyi niyetli olmadığı saptanmış olduğundan, haksız eylemleri nedeniyle davacıların uğradıkları zararlardan sorumlu tutulacağı kuşkusuzdur. Bu gerekçeyle mahkemece hükmolunan tazminatın anılan davalıdan tahsiline karar verilmiş olması doğrudur. Davalı …’nın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
Diğer yandan, Elbistan 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/136 Esas sayılı dava dosyası sonucunda Ahmet’in iyi niyetli olduğuna ilişkin verilen kararın, aynı iddialar ile açılan eldeki davada kesin hüküm teşkil edeceği gerekçesiyle davalı … yönünden açılan davanın reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik yoktur. Davacı …’nin bu yöne değinen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
Davacı …’nin diğer temyiz itirazlarına gelince,
Mahkemece yapılan keşif sonrasında alınan bilirkişi raporunda, tapu iptali ve tescil istenen 5 ve 13 numaralı bağımsız bölümlerin dava tarihi itibarıyla toplam değeri 144.550,00 TL olarak hesaplandıktan sonra, kök mirasbırakan Hatice’ye ait veraset ilamındaki payları oranında davacılara isabet eden miktarların belirlendiği görülmektedir.
Ne var ki, davacı …’nin diğer mirasçılar Harun, Hülya, Haldun, İbrahim ve Sırrı’ya ait payları 07.10.2009 tarihinde satın alarak, toplamda 890568/1612800 paya sahip olduğu gözetilmeden önceki miras payı oranı üzerinden eksik hesaplanan bedele karar verilmesi hatalıdır.
Hal böyle olunca; taşınmazdaki pay temlikleri göz önünde bulundurularak, davacı …’nin tüm payı üzerinden hesaplanacak olan tazminatın davalı …’dan tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davacının Şakire’nin bu yöne değinen ve yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacı …’a geri verilmesine, aşağıda yazılı 1.667.29 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı …’den alınmasına, 03/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.