Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/8934 E. 2023/1165 K. 28.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8934
KARAR NO : 2023/1165
KARAR TARİHİ : 28.02.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı … ve … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … ve … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar, davalıların mirasbırakanı … ile kendi mirasbırakanları …’ın kardeş olduklarını, mirasbırakanların babalarının 1978 tarihinde vefat etmesi üzerine miras kalan tüm taşınmazlar için resmi senet düzenlenmek suretiyle taksim yaptıklarını, sözleşme gereği 169 parselin bir kısım payı, 242 parsel, 319 parsel, 245 parsel sayılı taşınmazın 1950/5830 payı, 677 parsel sayılı taşınmazın 4280/12820 payı, 457 parsel sayılı taşınmazın 6000/18630 payının mirasbırakan …’a kaldığını, taksim sözleşmesi gereğince bazı taşınmazların imar planının bu tarihte elvermemesi sebebiyle paylı olarak paylaşıldığını, mirasbırakanın taksim sözleşmesi ile kendisine kalan 677 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 1983 tarihinde ev inşaatına başladığını ve 1984 tarihinde tamamladığını, bu taşınmazdaki payı ile birlikte fiilen sınırlarının da belli olduğunu, diğer paydaşlarla da hiçbir sorun yaşanmadığını, taşınmazın 1989 tarihinde 990 ve 991 parsel olarak ifraz edildiğini, evlerinin bulunduğu yerin 991 parsel sayılı taşınmazda kaldığını, olayda TMK’nın 724. madde koşullarının oluştuğunu, öncelikle taşınmazdaki 991 ve geldisi 677 parselde paylarının ve yerlerinin tespiti ile yanlışlık yapılmak suretiyle ev ve müştemilatının 991 parselde kaldığının anlaşılması halinde yanlışlığın düzeltilmesi ve bila bedel adlarına tesciline, olmazsa TMK’nın 724. maddesi gereğince belirlenecek bedel gereğince tapu kaydının iptali ile adlarına 1/3 paylı olarak temliken tesciline, olmazsa yapıların bulunduğu alanların taşınmazdan ifrazı ile alanın temliken tesciline karar verilmesini istemişler, 01.02.2018 tarihli dilekçe ile taleplerinin mirasbırakan …’ın miras taksiminde esaslı hata ve hileye maruz kalması sonucu tarafların gerçek iradesine fiili paylaşma ve resmiyette olması gereken taksimata aykırı şekilde tapu kaydı oluşturulduğu, 911 parsel sayılı taşınmazın fiilen kendilerine ait olan 2.590 m2’ye ilişkin olduğu, 2590/4227 payın iptali ile adlarına miras payları oranında tesciline ilişkin olduğunu belirtmişlerdir.

II. CEVAP
1.Davalılar … ve …, davacıların bahse konu ettikleri taşınmazın üzerine 1983 yılında ev inşaatına başladıklarını ve 1984 yılında tamamladıklarını, evlerinin gayrimenkulün içinde kaldığını ve bu yapılan evlerde kendilerinin de hakları olduğunu, bu durumdan haberleri olmadığını o zamanlar mirasbırakanları olan Lütfi tarafından bilindiğini, kendilerinin evler için gerekli ruhsatları dahi alıp almadıklarını bilmediklerini, davacıların hatalı işlem yapıp evlerini kurtarma derdinde olduklarını, 3-4 yıl önce yeni bir ev yaptıklarını, kendilerinin hatası olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

2.Davalılar Kadriye, Oğuzhan ve Damla, 11.12.2017 tarihli dilekçe ile davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.07.2018 tarihli ve 2017/280 E., 2018/342 K. sayılı kararıyla; 24.08.1981 yılında yapılan taksim sözleşmesinde taksimi yapılan taşınmazların çokluğu nedeniyle davacıların mirasbırakanlarının esaslı hataya düştüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı … ve … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B.İstinaf Nedenleri
Davalı … ve … vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece dava konusu 991 parsel sayılı taşınmazın ifrazen 677 parsel sayılı taşınmazdan geldiği gerekçesi ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, tarafların mirasbırakanlarının 24.08.1981 tarihinde tapuda yaptıkları miras taksim sözleşmesinde 677 parsel sayılı taşınmazın 4280/12820 payının davacıların mirasbırakanı …’ye 4340/12820 payının davalıların mirasbırakanı Lütfi’ye kaldığını, bu çerçevede dava konusu 991 parsel sayılı taşınmazın 677 sayılı taşınmazla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacıların 1990 yılı ve sonrasında yapılan ifraz ve satış işlemine karşı itirazlarının olmadığını, mirasçılar arasında yapılan taksim sözleşmesiyle taraflara kalan tüm tapu kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, ancak Mahkemenin hata ve hile iddialarını kesin ve inandırıcı delillere dayanmadan değerlendirdiğini, dava konusu taşınmazda hata ve hile yapıldığına dair kesin ve inandırıcı bir delilin bulunmadığını, iyiniyetle yapıldığının bilindiğini bu nedenle TMK’nın 724. maddesi gereği bedeli karşılığında iptal tescil kararı verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 08.07.2021 tarihli ve 2019/827 E., 2021/1356 K. sayılı kararıyla; davalılar Kadriye, Oğuzhan ve Damla tarafından davanın kabul edildiği, taksimle davacıların mirasbırakanına kalan 677 parsel sayılı taşınmaz üzerine evleri inşa etmelerine rağmen evlerin 681 parselden ifrazen gelen 991 parsel içinde kaldığı, hatanın ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı olmadığı, hak düşürücü sürenin geçmediği gerekçesiyle davalılar … ve …’in istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … ve … vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
Davalı … ve … vekili temyiz dilekçesinde; taksim sözleşmesine göre tescilin yapıldığını, kabul sonucunda taksimin bertaraf edildiğini, davalıların mirasbırakanının başka yerden alması gereken payına ne olduğunu, 667 parsel sayılı taşınmaza ev yapmak isteyip hataen dava konusu yere yapmış olsaydı, 677 parselin dava konusu yere yakın olması gerektiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, mirasbırakanlarının Çerkez kökenli olup kardeşinin ev yapması konusunda karşı çıkmasının geleneklere göre uygun olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hata ve hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa TMK.nın 724. madde gereği temliken tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

2.Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3. 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır.      

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar … ve … vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Ancak, dava konusu 991 parsel(yeni 110 ada 36 parsel) sayılı taşınmaz davalıların mirasbırakanı … adına kayıtlı iken, davanın kabulüne ilişkin hükümde infazda tereddüt yaratacak şekilde “davalıların” adına olan kaydın belirtilen pay oranında iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesi doğru değildir.

3.Ne var ki, bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalılar … ve … vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “davalıların 1925/4227 hissenin iptali ile davacılar adına tapuya tesciline” ibaresinin çıkartılarak yerine “… adına kayıtlı 1925/4227 paya ilişkin tapu kaydının iptali ile mirasbırakan …’ın veraset ilamındaki payları oranında davacılar adına tesciline” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcın ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.