Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/8857 E. 2023/285 K. 18.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8857
KARAR NO : 2023/285
KARAR TARİHİ : 18.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın bozulmasına ilişkin olan Dairenin 14/06/2021 tarihli ve 2020/2253 Esas, 2021/3255 Karar sayılı kararının düzeltilmesi, süresinde davalı … vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan anneleri …’nin, eşinden intikal eden taşınmazlardaki paylarını ölümünden kısa bir süre önce davalı oğlu …’e ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle temlik ettiğini, murisin asıl amacının diğer mirasçılardan mal kaçırmak olup işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek 680, 682, 634, 627, 509, 719, 553, 353, 256, 244, 17, 16, 15, 530, 405, 423, 635 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında 680, 682, 509, 719, 256, 423 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili davalarından feragat etmişlerdir.

II. CEVAP
Davalı …, dava konusu edilen 680, 682, 509, 719, 256 ve 423 parsel sayılı taşınmazların taraflar arasında paylaşıldığını, anılan taşınmazlara ilişkin davanın usulden reddi gerektiğini, mirasbırakanın 1982 yılına öldüğünü, tüm mirasçıların dava konusu taşınmazları 08/06/1994 tarihinde rızai taksim ile paylaştıklarını, 20 yılı geçtikten sonra böyle bir dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, mirasbırakanın ölene kadar kendisine bakılması halinde dava konusu taşınmazları devretmeyi kabul ettiğini ve başka taşınmazlarının da bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur

III. MAHKEME KARARI
Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/04/2015 tarihli ve 2014/312 Esas, 2015/131 Karar sayılı kararıyla, dava konusu 680, 682, 509, 719, 256, 423 parsel sayılı taşınmazlar ile ilgili olarak davadan feragat edildiğinden bu taşınmazlar ile ilgili olarak hüküm kurulmasına yer olmadığına, diğer taşınmazlar yönünden ise temliklerin mal kaçırmak amaçlı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 14/06/2021 tarihli ve 2020/2253 Esas, 2021/3255 Karar sayılı kararıyla; “.. Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleme olanağı yoktur.

Hâl böyle olunca, çekişme konusu taşınmazların tapu kayıtlarının tüm tedavülleri ile birlikte getirtilerek davalı adına ölünceye kadar bakma sözleşmesi uyarınca mı yoksa başka bir nedenle mi tescil edildiğinin saptanması, temliklerin mirasbırakan tarafından yapıldığı belirlenir ise yukardaki ilkeler uyarınca araştırma yapılması, temlik tarihi itibariyle mirasbırakanın başka taşınmazları olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, var ise kayıtları getirtilerek keşif yapılmak suretiyle değerlerinin saptanması, mirasbırakanın temlikteki amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi; feragat edilen taşınmazlar bakımından feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması da isabetsizdir.” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, dava konusu 680, 682, 509, 719, 256, 423 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın feragat nedeni ile dava konusu diğer taşınmazlar yönünden temlikin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekilleri ve davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Yargıtay Kararı
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 14/06/2021 tarihli ve 2020/2253 Esas, 2021/3255 Karar sayılı kararıyla; “bozma ilamında da değinildiği üzere ölünceye kadar bakma akdi ile yapılan temliklerde mirasbırakanın asıl amacının kendisine baktırmak mı, yoksa mirasçılardan mal kaçırmak mı olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerekir. Özellikle ölünceye kadar bakma akdine konu taşınmazlarla, murisin temlik dışı taşınmazlarının, temlik tarihi itibarıyle değerleri esas alınarak yapılan temlikin makul ölçülerde olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Somut olayda; mirasbırakan 1975 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile 13 adet taşınmazdaki hissesini davalı oğluna devretmiş, üzerinde hisseli malik olduğu 5 adet taşınmaz kalmıştır. Temlike konu taşınmazların sayısı ve değerleri makul oran tespitinde birlikte değerlendirilmelidir. Bu yönüyle; bakım akdi ile devredilen taşınmazların toplam değeri mirasbırakanın temlike konu etmeyerek üzerinde bıraktığı taşınmazların toplam değerinden oldukça fazla olduğu görülmektedir. Bu olgular tanık beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde murisin asıl amacının kendisine baktırmak değil mirasçılardan mal kaçırmak olduğu anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca dava konusu taşınmazlardan davalı adına kayıtlı olanlar yönünden, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin taktirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME
1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
Yargıtay kararına karşı süresi içerisinde davalı … vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar Düzeltme Nedenleri
Davalı … vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile değil davacılar ve davalı arasında yapılan 08.06.1994 tarihli, 2408 yevmiye numaralı rızai taksim sözleşmesi ile davalı adına tescil edildiğini, bozma kararının bu yönü ile hatalı olduğunu belirterek, bozma kararının kaldırılmasını ve Mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Tapu iptali ve tescil davaları kayıt malikine karşı açılır. Aksi bir durum kayıt malikinin taraf olmadığı bir davada kendisinin taşınmaz mülkiyetini yitirmesi sonucunu doğurur ki, bu da hem Anayasa’nın 35. maddesine, hem de TMK’nın 683. ve devamı maddelerinde düzenlenen mülkiyet hakkına aykırı düşer. Ayrıca HMK’nın temel ilkesi olan davada karar altına alınacak hakkın ilgilisinin, davacı ve davalı sıfatı ile yer alması ilkesi zedelenmiş olur.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer (TBK m. 614).

Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.

Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır (TBK m. 19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

3. Değerlendirme
1. Davacılar, dava konusu 680, 682, 634, 627, 509, 719, 553, 353, 256, 244, 17, 16, 15, 530, 405, 423, 635 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında 680, 682, 509, 719, 256, 423 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili davalarından feragat etmişlerdir.

2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 17, 244 ve 530 parsel sayılı taşınmazlardaki mirasbırakan … adına kayıtlı payın 16/04/1975 tarihli ve 3968 y. no.lu ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalıya temlik edildiği, tüm mirasçılar arasında yapılan 08/06/1994 tarihli ve 2408 y. no.lu taksim ile yukarıdaki taşınmazların da taksime konu edildiği ve davalının anılan taşınmazlardaki kendi miras payı ile mirasbırakandan ölünceye kadar bakma akdi ile devraldığı payların birlikte değerlendirilerek taksim sözleşmesinin yapıldığı, mirasbırakanın 16/04/1975 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik ettiği taşınmazların değerinin, mirasbırakanın temlike konu etmeyerek üzerinde bıraktığı taşınmazların toplam değerinden oldukça fazla olduğu ve mirasbırakanın asıl amacının, kendisine baktırmak değil, mirasçılardan mal kaçırmak olduğu göz önüne alındığında davalı … vekilinin 17, 244 ve 530 parsel sayılı taşınmazlardaki mirasbırakan … adına olan payların davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edilmediği yönündeki karar düzeltme itirazı yerinde değildir.

3. Dava konusu diğer taşınmazlar yönünden yapılan karar düzeltme itirazına gelince; eldeki dava tapu iptal ve tescil istekli olarak açılmış olup, dava konusu 15, 16, 553, 353, 405, 627 ve 635 parsel sayılı taşınmazların dava tarihinden önce dava dışı kişilere temlik edildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan; eksiğin tamamlatılması sonucu getirtilen kayıtlardan, mirasbırakan …’nin dava konusu 634 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalıya temlik etmediği görülmektedir.

4. Hâl böyle olunca, dava konusu 680, 682, 509, 719, 256, 423 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın feragat nedeni ile dava konusu 15, 16, 553, 353, 405, 627 ve 635 parsel sayılı taşınmazların dava tarihi itibariyle dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğu ve HMK’nın 50. maddesi gereğince kayıt malikine karşı açılmış bir dava bulunmadığı gözetilerek davanın husumet yokluğundan reddine, dava konusu 634 parsel sayılı taşınmazda ise mirasbırakan tarafından davalıya yapılmış bir temlik bulunmadığı gözetilerek davanın esastan reddine; dava konusu 17, 244 ve 530 parseller yönünden ise 16/04/1975 tarihli temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöne değinen karar düzeltme isteğinin 6100 sayılı HMK’nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 440 ıncı maddesi gereğince kabulüne, Dairenin 14/06/2021 tarihli ve 2020/2253 Esas, 2021/3255 Kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve Mahkemenin 24.12.2019 tarihli ve 2018/581 Esas, 2019/542 Karar sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın davalı …’ye geri verilmesine,

18.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.