Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/8732 E. 2023/3265 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8732
KARAR NO : 2023/3265
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/439 E., 2021/976 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çemişgezek Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/40 E., 2018/43 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA
Davacı temsilcisi; Tunceli ili, Çemişgezek ilçesi, Cebe köyü’nde kain 155 ada 1 parsel sayılı taşınmazın haksız olarak davalı adına tespit ve tescilinin yapıldığını, buranın köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine konu teşkil edebilecek yerlerden olmadığını, davalının bu yeri imar ve ihya etmediğini ileri sürerek davalı adına yapılmış olan tescilin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından taşınmazın yıllardan beri köylü tarafından köylünün ihtiyaçları için kullanıldığı, köylülerin bu alana tarım aletlerini bıraktıkları, harmanı olmayan köylülerin saplarını bu yerde çektikleri, taşınmaz üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyet yapılmadığının anlaşıldığı, dosyaya kazandırılan beyanlar ile alınan raporlar arasında herhangi bir çelişkinin bulunmadığı, nizalı yerin köy halkının ortak kullanımına bırakıldığı, köy halkının ihtiyacı için hizmet olarak sunulduğu gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davacı Hazine temsilcisi; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları dışında herhangi bir araştırma yapılmadığını, hava fotoğraflarının incelenmesinde nizalı yerin parsel sınırlarının oluşmadığı, imar ve ihya edilmediğinin tespit edildiğini belirterek, hükmün kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tespit tarihine kadar nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyetlik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacı Hazine temsilcisinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle,Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerinde ki taleplerini tekrar ile kararın hükmen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi”Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı temsilcisi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanun’un değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.