YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8305
KARAR NO : 2023/3109
KARAR TARİHİ : 01.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.03.2019 tarihli ve 2016/6122 Esas, 2019/1467 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalı Hazine vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı … dava dilekçesinde; 25-30 yıl önce … …’dan satın aldığı yerin bir kısmı 73 parsel numarası ile adına tescil edilmiş olduğu halde, taşınmazın bir kısmının tescil harici yerde kaldığını anladığını, …’den satın aldığı yerin etrafı telle çevrili olup, kimsenin müdahalesinin bulunmadığını ileri sürerek, telle çevrili alan içerisinde kalıp tescil harici yerde bırakılmış olan dava konusu taşınmaz bölümün, yine telle çevrili alan içerisinde kalan, adına kayıtlı 73 parsel sayılı taşınmaza eklenerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı … tarafından davaya cevap verilmemiş; davalı vekili bilahare duruşmadaki beyanında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.06.2015 tarihli ve 2014/267 Esas, 2015/277 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümün davacı tarafından uzun yıllardır ev, ahır ve avlusu olarak kullanıldığı, taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 11.05.2015 tanzim tarihli rapor ve eki krokisinde sarı renk ile boyalı, (A) harfi ile gösterilen 813,52 metrekarelik taşınmaz bölümün son parsel numarası verilmek suretiyle davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.03.2019 tarihli ve 2016/6122 Esas, 2019/1467 Karar sayılı kararıyla; “Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında 4721 sayılı TMK’nın 713/3. maddesi uyarınca davanın yasal hasım konumunda olan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine birlikte yöneltilmesi zorunludur. Yasal hasım konumundaki tüzel kişiler davaya dahil edilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması mümkün değildir. Dava tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu … İli Büyükşehir Belediyesi statüsüne kavuşturulmuş, aynı zamanda büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, büyükşehir belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. 6360 sayılı Yasa’nın yürürlüğünden sonra büyükşehir belediyesi statüsünde olan illerin sınırları içindeki tescil harici taşınmazlar için açılacak tescil davalarında büyükşehir belediyeleri yasal hasım konumundadırlar. Somut olayda; yasal hasım konumunda olan … Büyükşehir Belediyesi davaya dahil edilmeden yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulmuştur. Bu nedenle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Taraf teşkili dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez. Hal böyle olunca, … Büyükşehir Belediyesi’ni davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, davaya dahil edilmesi halinde delillerini sunması bakımından süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
… Asliye Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 21.01.2020 tarihli ve 2019/178 Esas, 2020/29 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca taraf teşkilinin sağlandığı, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün davacı tarafından uzun yıllardır ev, ahır ve avlusu olarak kullanıldığı, taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 11.05.2015 tanzim tarihli rapor ve eki krokisinde sarı renk ile boyalı, (A) harfi ile gösterilen 813,52 metrekarelik taşınmaz bölümünün son parsel numarası verilmek suretiyle davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, taşınmazın henüz imar-ihya edilmemiş olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olduğunu, kaldı ki taşımazda davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; … Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
a) 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
b) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
c) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. 1983 yılında … ili, … ilçesi, … köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz tescil harici bırakılmıştır.
2. Mahkemece, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, satın alma ve eklemeli zilyetlik sebebine dayanarak, etrafı telle çevrili olup, tescil harici yerde bırakılan taşınmaz bölümlerinin adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi…, dava konusu taşınmaz bölümleri ile davacı adına kayıtlı 73 parsel sayılı taşınmazın evvelinde bütün olarak taşınmazın önceki maliki tarafından kullanıldığını, taşınmazın davacıya satış yoluyla geçtiğini, davacının taşınmazı satın aldıktan sonra üzerine ev yaptığını; yerel bilirkişi …, diğer yerel bilirkişinin beyanına ek olarak, davacının taşınmazın güneyindeki yolu kendisinin açtığını, taşınmaz üzerinde evvelinde önceki malikin evinin olduğunu ancak davacının taşınmazı satın aldıktan sonra bu evi yıkıp 3-4 metre güneyine yeni bir ev yaptığını; davacı tanıkları … ile …, davacının telle çevrili alan içerisindeki taşınmazı bir bütün olarak evvelki malikinden satın aldığını ve taşınmaz içerisinde bulunan eski evi yıkarak hemen hemen aynı yere yeni bir ev yaptığını beyan etmişlerdir. Davacı tarafından dava konusu edilen taşınmaz bölümlerinin, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporuna ekli krokide, telle çevrili alan içerisinde, (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri olduğu anlaşılmıştır. Ziraat mühendisi bilirkişiden aldırılan raporda; (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde bir ev bulunduğu, bu evden genel yola ulaşmak için aynı taşımaz bölümünün devamının yol olarak kullanıldığı, bu taşınmaz üzerinde 5 adet de ağaç bulunduğu belirtilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümlerinin hangi sebeple tescil harici bırakıldığı araştırılmamış, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların evvelinde ne olduğu, taşınmazların bir bölümünün kadim yol vasfında olup olmadığı, taşınmazların kim tarafından, ne şekilde ve sıfatla kullanıldığı, taşınmaz bölümlerini çevreleyen telin kim tarafından, ne zaman yapıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmamış, komşu taşınmazların kadastro tutanakları varsa dayanağı kayıtlarla birlikte getirtilip dosya arasına alınmamış, komşu kayıtların taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmemiş, taşınmazların imar planı kapsamına alınıp alınmadığı araştırılmamış, yapılan araştırmada hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayanılarak karar verilemez.
Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, dava konusu taşınmaz bölümlerinin kadastro sırasında ne sebeple tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden sorulmalı, taşınmazların çevresinde bulunan 24, 25, 38, 72, 74 ve 76 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları varsa dayanağı olan kayıtlarla (tapu kaydı, vergi kaydı gibi) birlikte getirtilmeli, taşınmazların kadastro tespiti kesinleşmiş ise tapu kayıtları getirtilip dosya arasına alınmalı, dava konusu taşınmazların imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılarak, imar planı kapsamına alınmışsa, ilk defa hangi tarihte ve hangi imar planı kapsamına alındığı ve imar planının kesinleşme tarihinin ne olduğu ilgili İl ve İlçe Belediye Başkanlığından sorularak, alınacak yazı cevabı, imar planı ve imar durumuyla ilgili tüm belgeler dosyasına konulmalı, dava tarihi olan 2014 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarından en az üç adedi Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, ziraat mühendisi bilirkişi, inşaat mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, kime ait olduğu, kimden ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından, ne şekilde ve sıfatla kullanıldığı, öncesi itibariyle imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp hangi tarihte bitirildiği, dava konusu taşınmaz bölümlerini çevreleyen telin kim tarafından, ne zaman yapıldığı, taşınmazların tamamının veya bir bölümünün öncesinin eskiden beri köylünün ortak kullanımında bulunan kadim yol mu yoksa davacı ve önceki maliklerinin kullanımında olan yerlerden mi olduğu, taşınmazların bir bölümünün davacı tarafından yol olarak kullanılmak üzere bırakılıp bırakılmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında doğacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazın yönünü ne okuduğu belirlenmeli; teknik bilirkişiden, keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle incelenmesi yaptırılarak, dava konusu taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, taşınmazların yol vasfında olup olmadığını, taşınmazlarda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmaz bölümleri üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden, taşınmazların toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazların hangi bölümlerinde hangi bitki örtüsünün hakim olduğunu, taşınmazlar içerisinde fiilen kullanılan yol bulunup bulunmadığını, taşınmazların imar-ihya edilip edilmediğini, edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğini bildirir, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı; inşaat mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar üzerindeki inşaii muhdesatların niteliğini, yapılış şeklini ve yaşını açıklayan rapor alınmalı; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince Tapu Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden de belgesiz araştırması yapılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü de davacı tarafından dava konusu edildiği halde, Mahkemece bu bölüm yönüyle olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da isabetsizdir. Davalı Hazine vekili ile davalı … vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekili ile davalı … vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı … Başkanlığına iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.