Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/8304 E. 2023/4639 K. 20.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8304
KARAR NO : 2023/4639
KARAR TARİHİ : 20.09.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/1599 E., 2021/12 K.
DAVA TARİHİ : 06.06.2001
HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı … vekili, dava konusu 158 parsel sayılı taşınmazın 12.08.1975 tarih 4 sıra, 26.04.1976 tarih 7 sıra ve 10.10.1975 tarih 2 sıra nolu tapu kayıtlarına istinaden davalılar adına 490.375 m2 olarak tespit ve tescil edildiğini, tapu kayıtlarındaki miktarın ise 229.825 m2 olup taşınmazın sınırlarının gayri sabit bulunduğunu, kayıt fazlasının Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden sayılacağını zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek kayıt miktar fazlasının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, davalılardan Mustafa Vasfi Kelekçier ve Hüseyin Çetinkaya’nın ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.12.2000 tarihli ve 1988/590 Esas, 2000/664 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 158 ve dava dışı 159 parsel sayılı taşınmazların dayanak tapu kayıtlarında yazılı hudutların zeminde mevcut olduğu, yer değiştirmediği, bu nedenle dayanak tapu kayıtlarındaki miktarlara itibar edilemeyeceği, hudutlara itibar edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 28.06.2001 tarihli ve 2001/7310 Esas, 2001/7925 Karar sayılı kararıyla; kadastro tespitine esas alınan tapu kayıtlarının sabit sınırlarıyla bağlantılı olarak miktarlarıyla geçerli olacak şekilde kapsamının tayin edilmesi; ayrıca tapu miktar fazlası bölüm yönünden belgesiz zilyetlikle davalılar yararına edinme koşullarının 3402 sayılı Kanun’un 14 üncü ve 17 nci maddeleri gözetilerek saptanması ve ondan sonra bir hüküm kurulması gerektiğine değinilerek mahkeme kararı bozulmuştur.

3. Mahkemenin 17.11.2011 tarihli ve 2001/529 Esas, 2011/1158 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, dava konusu taşınmazın 3083 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesi uyarınca kısıtlı olduğu gerekçesiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

4. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 27.02.2014 tarihli ve 2013/3506 Esas, 2014/3436 Karar sayılı kararıyla; ” …Mahkemece, bozma ilamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, yapılacak keşif, alınacak bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, iddia, savunma ve bozma kararı dışına çıkılarak taşınmazın 3083 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesi kapsamında kaldığı görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 12.01.2021 tarihli ve 2014/1599 Esas, 2021/12 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazda yapılan toplulaştırma çalışmaları sonrası oluşan yeni parseller üzerinden bilirkişilere inceleme yaptırıldığı, 321.650,00 m2’nin davalılara ait olduğu, dava konusu taşınmazın uzun zamandır davalılar tarafından kullanıldığı, bu nedenle 3402 sayılı Yasa’nın 14 üncü ve 17 nci maddelerine istinaden belgesiz zilyetlikle edinme koşullarının davalılar yararına oluştuğu gerekçesiyle (kök 158 parsel) toplululaştırma ile oluşan 314 ada 3, 316 ada 1, 318 ada 1 ve 320 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine; (kök 158 parsel) toplululaştırma sonu oluşan 319 ada 1 parsel yönünden davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; araştırma ve uygulama eksikliği ile harç ve vekalet ücreti yönlerinden kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı kayıt miktar fazlasının tapusunun iptali ile Hazine adına tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 17 nci ve 20 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı … vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı … vekilinin harç ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda; davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davalı … adına tapu iptal-tescile karar verilen 319 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının değeri (1.299.193,56 TL) üzerinden kabul edilen 7161849/27893799 payın değerinin ise 333.573,35 TL olduğu, alınması gereken nispi karar ve ilam harcının kabul edilen bu değer üzerinden hesaplanması gerekirken nasıl hesaplandığı belli olmayan şekilde eksik harca hükmedilmesi doğru değildir. Öte yandan, davanın reddine karar verilen davalılar …, … ve … yönünden reddedilen taşınmazların tamamının değeri üzerinden anılan davalıların paylarına isabet eden değer 1.331.519,10 olup, kendisini vekille temsil ettiren davalılar …, … ve … lehine 1.331.519,10 TL üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken neye göre hesaplandığı belli olmayan şekilde fazla vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.

Ne var ki; anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7 nci maddesi uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı … vekilinin temyiz itirazının değinilen yönlerden kabulü ile, Mahkeme kararının; hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine (3) numaralı bent olarak “Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 22.786,39 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına,” cümlesinin yazılması, hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan “90.992,41 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “79.403,17 TL” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.