Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/8238 E. 2023/4716 K. 21.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8238
KARAR NO : 2023/4716
KARAR TARİHİ : 21.09.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/420 E., 2017/360 K.
DAVA TARİHİ : 07.04.2011
HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararının davalı Hazine vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 25.02.2016 tarihli, 2015/5821 Esas, 2016/2328 Karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davalı Hazinenin karar düzeltme başvurusu üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 03.10.2016 tarihli 2016/7106 Esas, 2016/8252 Karar sayılı kararıyla karar düzeltme talebinin kabulü ile onama kararının kaldırılması suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın yargılama giderleri yönünden davacı vekili, esasa yönelik olarak ise davalı Hazine ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar 1291 tarihli 18, 19, 20, 21, 28, 83 sayılı yoklama kayıtları ile irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli 103 ada 10 parsel ile 139 ada 18 parsel sayılı taşınmazlar hakkında tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, davacının dayandığı kayıtların araştırılması ve zilyetlik hususunda ayrıntılı tahkikat yapılmasını talep etmiş ve davanın reddini savunmuştur.

Davalı … vekili, taşınmazların bulunduğu sahada kesinleşmiş kamulaştırma kararı olduğunu ve kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığını belirterek müvekkili Kurum yönünden davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bingöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.02.2015 tarihli, 2011/320 Esas 2015/145 Karar sayılı kararı ile, davacının dayandığı tapu kayıtlarının malikleri olan Muhammed Bini Maksut ve Şerif Bini Maksut ile irs ilişkisini ispat edemediği, ancak davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 103 ada 10 ve 139 ada 18 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Onama Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 25.02.2016 tarih, 2015/5821 Esas 2016/2328 Karar sayılı kararı ile temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

C. Karar Düzeltme Kararı
Davalı Hazinenin karar düzeltme başvurusu üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03.10.2016 tarih 2016/7106 Esas 2016/8252 Karar sayılı kararıyla; ”Davacılar vekilinin vekil edenleri … ve … adlarına dava açtığı ve vekil edenleri adına tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu; ancak mahkemece davacılardan … karar başlığında gösterilmediği gibi adı geçenin davası hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmamış, olumlu veya olumsuz bir karar da verilmemiş olmasının isabetsiz olduğu” gerekçesiyle karar düzeltme talebinin kabulüne, onama kararının kaldırılması suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının dayandığı tapu kayıtlarının malikleri olan Muhammed Bini Maksut ve Şerif Bini Maksut ile irs ilişkisini ispat edemediği, ancak davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 139 ada 41 parsel ve 139 ada 42 parsel (eski kayıt olan 139 Ada, 18 parselin ifrazından oluşan) sayılı taşınmazlar ile, 103 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına 1/2 müşterek hisse ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
E. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı Hazine vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

F. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, eksik araştırma ve inceleme sonucu karar verildiği, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı … vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde davalı İdare tarafından kamulaştırma yapıldığını, kamulaştırma planı getirtilip zemine uygulanması suretiyle dava konusu taşınmazların davacının zilyetliğinde olan bölümlerinin tespiti gerekirken eksik tahkikatla karar verilmiş olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, eldeki davanın kabulüne hükmedildiği halde yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve davacılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

G. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi,

2. 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi,

3. 6100 sayılı HMK’nın 370/2 inci ve 370/4 üncü maddeleri,

3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucunda, Bingöl ili, Merkez ilçesi, Köklü köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 10 parsel ile 139 ada 18 parsel sayılı taşınmazlar vergi kaydına dayalı olarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve hükmen tescil edilmiş, bilahare 139 ada 18 sayılı parsel kamulaştırma suretiyle ifraz edilmiş, ifrazen oluşan 139 ada 41 parsel yol vasfıyla, 139 ada 42 parsel ise tarla vasfıyla Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.

2.Davacılar 1291 tarihli 18, 19, 20, 21, 28, 83 sayılı yoklama kayıtları ile irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli 103 ada 10 parsel ile 139 ada 18 parsel sayılı taşınmazlar hakkında tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş, Mahkemece davacının dayandığı tapu kayıtlarının malikleri olan Muhammed Bini Maksut ve Şerif Bini Maksut ile ırsi ilişkisini ispat edemediği, ancak davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 139 ada 41 parsel ve 139 ada 42 parsel (eski kayıt olan 139 Ada, 18 parselin ifrazından oluşan) sayılı taşınmazlar ile, 103 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına 1/2 müşterek hisse ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

3.Dosya içeriğine kararın dayandığı gerektirici nedenlere, hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde karar verilmiş olmasına göre davalı vekillerinin aşağıda belirtilenler dışında sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4.Davalı Hazine vekili ile davalı … vekilinin temyiz itirazları incelendiğinde, dava konusu 139 ada 18 parsel sayılı taşınmazın karar tarihinden evvel kamulaştırılarak ifraz edildiği, ifraz neticesinde 139 ada 41 parselin yol vasfıyla tapuya tescil edildiği, bu haliyle taşınmazın kamu hizmet malı niteliği aldığı, vasfı itibariyle gerçek kişiler lehine tescilinin mümkün olmadığı anlaşıldığı halde, Mahkemece yazılı şekilde 139 ada 41 parsel yönünden tapu iptali ile davacı adına tesciline dair hüküm kurulması isabetsiz olup, davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmüş, ne var ki önanılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nın geçici 3/2 inci maddesinin yollamasıyla HUMK’un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

5.Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, eldeki davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğine yönelik olduğu kuşkusuzdur.

Bilindiği üzere tapu iptali ve tescil davaları kayıt malikine karşı açılır ve tapusuz taşınmazın tescili mahiyetindeki davalardan farklı olarak davanın kabulüne karar verilmesi halinde davalı taraf aleyhine yargılama giderleri ve bunlardan olan vekalet ücretine hükmedilir.

Somut olayda Mahkemece davanın kabulüne hükmedildiğine göre yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması doğru olmadığı gibi, yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetsiz olmuştur.

Öte yandan, davalı Hazine aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle bakiye karar ve ilam harcının davalı Hazineye yükletilmesi gerekmekte ise de Hazine, Harçlar Kanunu uyarınca harçtan muaf olduğundan ve aleyhine harç yükletilmesi mümkün bulunmadığından, peşin alınan harcın dahi davacıya iadesi gerekir.

Ne var ki, Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yargılama harçlarından davacının sorumlu tutulması isabetsiz ise de; anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla HUMK’un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekili ile davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı Hazine vekili ile davalı … vekilinin değinilen yönler itibariyle temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 2 numaralı bendindeki “139 ada 41 parsel” ibaresinin hükümden çıkartılmasına ve “taşınmazların” ibaresinin de “taşınmaz” olarak düzeltilmesine,

3. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,

a.Hükmün 5. içeriğinin bendinin içeriğinin tamamen hükümden çıkartılması suretiyle yerine ”Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına; davacı tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde davacıya iadesine ” ibaresinin yazılmasına,

b.Hükmün 6. bendinin içeriğinin tamamen hükümden çıkartılması suretiyle yerine ” Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına,

c. Hükmün 7. bendinin içeriğinin tamamen hükümden çıkartılması suretiyle yerine ” Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin yazılmasına,

d. Hükmün 8. bendinin içeriğinin tamamen hükümden çıkartılması suretiyle yerine ” Davalı Hazine tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına” ibaresinin yazılmasına ve bu suretle 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun (HMK) geçici 3/2 inci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) hükümlerinin uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacılar tarafından yatırılan peşin harcın iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.