Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/8167 E. 2022/3243 K. 19.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8167
KARAR NO : 2022/3243
KARAR TARİHİ : 19.04.2022

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil/tenkis davası sonunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince verilen 03/06/2021 tarihli, 2021/597 Esas, 2021/1030 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 19/04/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı … … ve vekili Avukat … ile temyiz edilen davacı vekili Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı …’nın 2811 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki 3 ve 5 no.lu bağımsız bölümleri dava dışı oğlu …’ye ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, …’nin ölümü ile çekişme konusu taşınmazların tek mirasçısı olan davalıya intikal ettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını, oğlu …’nin mirasbırakana bakmadığını, mirasbırakanın bakımevinde kaldığını ve burada da öldüğünü ileri sürerek, çekişme konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, aksi halde tenkise karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakana gerek kendisi gerekse babası … tarafından bakıldığını, kaldı ki mirasbırakan adına kayıtlı dava dışı çok değerli taşınmazların bulunduğunu, muvazaanın olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/12/2017 tarihli ve 2017/148 E., 2017/405 K. sayılı kararıyla; iddianın ispatlandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri
Davalı, savunmalarını yineleyerek, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Dairesinin 07/11/2019 tarihli ve 2018/826 E., 2019/1334 K. sayılı kararıyla; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Dairece, “Somut olaya gelince, davalının mirasbırakanı …’ye temlik edilen taşınmazların dava tarihindeki toplam değeri 580.000,00 TL, halen mirasbırakan adına kayıtlı 8 parça taşınmazın dava tarihindeki değeri ise 895.000,00 TL olduğu, temlik edilen taşınmazların toplam değerinin mirasbırakanın geride kalan taşınmazlarının toplam değerine olan oranı gözetildiğinde makul sınırın aşıldığı, mirasbırakanın kendisine baktırmak için daha azını verebilecekken taşınmazlarının değer itibariyle önemli kısmını verdiği, mirasbırakanın davalının mirasbırakanı … tarafından bakımevine yerleştirildiği ve burada öldüğü, mirasbırakanın amacının kendine baktırmak olmadığı, amacının kendisine baktırmak olsaydı kıymetli ve iki ayrı taşınmaz vermek yerine bir tanesi ile yetinebileceği açıktır. Somut olgular yukarıdaki ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 03/06/2021 tarihli ve 2021/597 E., 2021/1030 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın temlikteki amacının kendisine baktırmak olmadığı, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili, Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay bozma ilamında belirtilen gerekçenin tekrarıyla yetinildiğini, gerekçesiz karar yazılmasının hukuka aykırı olduğunu, mirasbırakanın terekesinde kalan taşınmazların değerinin 59.974,84 TL eksik hesaplandığını, mirasbırakanın geride 11 parça taşınmazı daha kalmasına rağmen 8 parça taşınmazının kaldığının belirtildiğini, mirasbırakanın satış tarihinde toplam malvarlığının %38’ini devrettiğini, temlikin makul sınırda kaldığını, mahkemece, temlik edilen taşınmazların mal varlığının %65’ini oluşturduğu şeklinde hatalı bir kanıya ulaşıldığını, temlik edilen taşınmazların değerlerinde bir değişiklik olmadığı halde mirasbırakandan intikal edip davanın tarafları arasında yapılan protokol uyarınca davacıya verilen taşınmazların temlik tarihinde değerli oldukları gibi imar sonucu bir kat daha değer kazandıklarını, dosya kapsamı ve tanık beyanları ile mirasbırakanın mal kaçırma iradesinin sabit olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6.3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, kararın (V-2) no.lu paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılmış olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığından davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 14.857,43 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 19/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.