Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/8072 E. 2023/2691 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8072
KARAR NO : 2023/2691
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TARİHİ : 17.06.2010
KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tescil istekli davada bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar, … İlçesi, … Köyü çalışma alanında bulunan ve 1973 yılında yapılan kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adlarına tescilini talep etmişlerdir.

II. CEVAP
Davalılar, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın davacılar adına tescili şartlarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.06.2012 tarih, 2010/351 Esas, 2012/407 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın 1985 tarihli hava fotoğraflarında tarım arazisi olarak göründüğü, sınırlarında değişim ve genişleme söz konusu olmadığı, davacıların taşınmazdaki zilyetliğinin nizasız fasılasız 20 yıldan fazla süredir devam ettiği, taşınmaz imar ihya edilerek önceden kuru tarım yapıldığı, daha sonra zeytin ağaçları dikildiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 2978,40 m2 lik bölümünün davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde, davalı Hazine ve davalı … vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 12.05.2014 tarih, 2014/8862 Esas, 2014/9232 Karar sayılı kararıyla; “… Dava tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın tapuya tesciline ilişkin olup, TMK’nun 713/1. maddesi hükmüne tabidir. Anılan maddenin 3. fıkrası hükmüne göre bu tür uyuşmazlıklarda davanın yasal hasım olan Hazine ve ilgisi yönünden diğer kamu tüzel kişilerine yöneltilmesi gerekir. Yapılan keşif sonucu alınan teknik bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmaz … Köyü sınırlarında yer almaktadır. Davanın anılan köy tüzel kişiliğine yöneltilmeden sonuçlandırılması mümkün değildir. Dava koşuluyla ilgili olan bu yön üzerinde durulması, davanın yasal hasım durumunda bulunan … Köyü Tüzel Kişiliğine yöneltilmesi, savunma ve delillerinin tespiti, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.” gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Direnme Kararı
Mahkemenin 25.11.2014 tarih, 2014/1140 Esas, 2014/1092 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın 1985 tarihli hava fotoğraflarında tarım arazisi olarak göründüğü, sınırlarında değişim ve genişleme söz konusu olmadığı, davacıların taşınmazdaki zilyetliğinin nizasız fasılasız 20 yıldan fazla süredir devam ettiği, taşınmaz imar ihya edilerek önceden kuru tarım yapıldığı, daha sonra zeytin ağaçları dikildiği, dava tarihinde köy olan taşınmazın bulunduğu yerin mahalle olduğu gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir.

C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.03.2015 tarih, 2015/8-540 Esas, 2015/1117 Karar sayılı kararıyla; “Somut olaya gelince; mahkemece aslolan kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış sadece “önceki kararda direnilmesine, davanın kabulüne” denilmekle yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.
Şu durumda mahkemece yapılacak …; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır.

Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa kararı ve gerekçeli kararın hüküm kısmı usul ve yasaya uygun değildir.” gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 09.06.2016 tarih, 2015/431 Esas, 2016/265 Karar sayılı kararı ile; … Köyü’nün 2012 yılında çıkan 6360 sayılı yasa ile mahalleye dönüştüğü nazara alınarak köy tüzel kişiliğine husumetin yöneltilmesine yer olmadığına, Büyükşehir Belediyesi’ne husumetin yöneltilmesi gerektiği, Büyükşehir Belediyesi’nin verilen sürede davaya dahil edildiği, davacıların taşınmazdaki zilyetliğinin nizasız fasılasız 20 yıldan fazla süredir devam ettiği, dava konucu taşınmazın 2. sınıf tarım arazisi olduğu ve TMK’nın 713. maddesindeki şartların oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 2978,40 m2 lik bölümünün davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

E. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde, davalı Hazine ve davalı … vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 15.10.2020 tarih, 2016/16327 Esas, 2020/4358 Karar sayılı kararıyla; “… Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazine vekili ve davalı … vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacıların payları hükümde açıkça gösterilmeden yahut davacıların miras bırakanı Muhittin Yılmaz’a ait veraset ilamına atıfta bulunulmadan infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.” gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen sayılı kararı ile; davacıların taşınmazdaki zilyetliğinin nizasız fasılasız 20 yıldan fazla süredir devam ettiği, dava konusu taşınmazın 2. sınıf tarım arazisi olduğu ve TMK’nın 713. maddesindeki şartların oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 2978,40 m2 lik bölümünün davacıların … 10. Noterliğinin 07/05/2013 tarih ve 13635 yevmiye numaralı veraset ilamındaki payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine ve davalı … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın Kadastro Kanununun 18. maddesi uyarınca Hazine adına tescili gereken yerlerden olduğunu, mahalli bilirkişilerin beyanlarının tescil için yeterli olmadığını, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini belirterek ve cevap dilekçesindeki savunmayı tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın belediyenin mücavir alan sınırları içerisinde olup, söz konusu taşınmazın belediye adına tescil edilmesi gerektiğini, TMK’nın 713. maddede sayılan zilyetlikle tescil şartlarının oluşmadığını, daha önce davacılar tarafından … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/19 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, mahalli bilirkişilerin beyanlarının tescil için yeterli olmadığını, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 4721 sayılı TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; ” Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. Aynı Kanunun 17. maddesinin ilgili kısımları şöyledir “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.”

3. 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine ve davalı … vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
davalı Hazine ve davalı … vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun hükmün HMK’nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 438. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi