Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/7876 E. 2022/2111 K. 15.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7876
KARAR NO : 2022/2111
KARAR TARİHİ : 15.03.2022

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL – TENKİS

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemli dava sonunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 25/06/2021 tarihli, 2021/764 Esas ve 2021/1163 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde asıl ve birleştirilen davada davacılar tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 15/03/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat …… ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat … geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen dahili davalı … … gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan …’ün ilk eşinden çocukları olduklarını, mirasbırakanın, ikinci eşi davalı … ile bu eşten olma kızları davalılar … ve … ile ilk eşten olma tek erkek evladı … lehine muvazaalı temliklerde bulunduğunu, asıl amacın kendilerinden mal kaçırmak olup, mirasbırakanın dava konusu 108 ada 80 parsel sayılı taşınmazı ikinci eşi davalı …’ye, 110 ada 2 parsel sayılı taşınmazı oğlu …’a satış yoluyla devrettiğini, …’ın mirasbırakandan önce ölümüyle bu taşınmazın bir kısım davalıya intikal ettiğini, dava konusu 95 ada 199 parselde kayıtlı H- 4, J- 2, 3 no’lu bağımsız bölümleri …’dan olma davalı torunu Kemal’e H- 1, 2, 3 no’lu bağımsız bölümleri …’dan olma davalı torunu …’e, R- 1, 2, S- 1, 2 no’lu bağımsız bölümleri ikinci eşten olma davalı kızı …’ye, P- 1, N- 1, 2, K-1 no’lu bağımsız bölümleri ikinci eşten olma davalı kızı …’ya satış göstermek suretiyle temlik etiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların satış işlemlerinin muris muvazaası nedeniyle iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı taktirde tenkisini, bilahare dava konusu 110 ada 2 parsel sayılı taşınmazda …’ın eşi …’ün mirasen paydaş olduğunu belirterek adı geçenin davaya dahil edilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalılar cevap dilekçelerinde, mirasbırakanın bütün mirasçıları kapsar şekilde, hak dengesini gözeten, adil ve makul bir paylaşım yaptığını, mal kaçırma iradesiyle değil paylaştırma amacıyla hareket ettiğini, aynı resmi senetle ya da yakın tarihli işlemlerle davacılara da taşınmaz verdiğini, ayrıca mirasbırakanın mal varlığını edinmesinde ikinci eşi davalı …’nin ve mirasbırakanın ilk eşten olan oğlu …’ın emek ve katkıları olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın davalılara devrettiği taşınmazların miktar ve değer itibariyle daha fazla olduğu, paylaştırma iradesinden söz edilemeyeceği ve temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiş
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davacılar istinaf dilekçelerinde özetle, murisin iradesinin mirasçılar arasında hak dengesini gözeten bir paylaştırma olduğunu, bilirkişilerin yanlış hesap yaptıklarını ve bilirkişi raporlarının kendi içinde çelişkili olduğunu, murisin kendisine ait bir çok mal varlığı bulunduğunu, davacılara da yer verildiğini, davacıların saklı paylarının ihlal edilmediğini, yargılama gideri ve avukatlık ücretlinin de doğru olmadığını, davalıların arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden her davalının adına kayıtlı olan taşınmaz dikkate alınarak sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 02/06/2017 tarihli, 2017/535 Esas ve 2017/775 Karar sayılı ilamı ile; davalıların hükmün ferilerine yönelik istinaf başvurusu kabul edilerek yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Bozma Kararı
Dairenin 17/02/2021 tarihli, 2020/3461 Esas, 2021/853 Karar sayılı ilamı ile; “… varlıklı birisi olan mirasbırakanın, davalılara devrettiği çekişme konusu taşınmazların yanı sıra, 25.12.2002 tarihli satış işlemiyle 195 ada 99 parselde kayıtlı dava dışı D-2, 3, 4 no’lu bağımsız bölümleri ilk eşten olma davacı kızı …’ya, 03.01.2003 tarihli satış işlemiyle aynı ada parselde kayıtlı dava dışı T-1, Y-1, 2 no’lu bağımsız bölümleri ilk eşten olma davacı kızı …’ye, dava dışı T-2, Z-1, 2 no’lu bağımsız bölümleri de ilk eşten olma davacı kızı …’e, yine aynı ada parselde kayıtlı dava dışı U-2 no’lu bağımsız bölümü 19.04.2007 tarihinde ilk eşten olma davacı kızı …’e, dava dışı V-2 no’lu bağımsız bölümü de 03.05.2007 tarihinde ilk eşten olma davacı kızı …’ye satış yoluyla devrettiği, bunların haricinde mirasbırakanın temlik dışı adına kayıtlı pek çok taşınmazının bulunduğu anlaşılmaktadır. Mirasbırakan, mal kaçırmak amacıyla hareket etmiş olsa idi, diğer taşınmazlarını da elden çıkartabileceği gibi, davacı kızlarına da çok miktarda taşınmaz vermesinin hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği açıktır. Sözü edilen bu somut olgular yukarıdaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde bütün mirasçılarına devirler yapan mirasbırakanın, mirastan mal kaçırma amacıyla değil, paylaştırma iradesiyle hareket ettiği sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir… Davalı sıfatıyla davaya sonradan dahil edilen … hakkında usulünce açılmış bir dava bulunmadığından asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, onun yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 25/06/2021 tarihli, 2021/764 Esas ve 2021/1163 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Asıl ve birleştirilen davada davacılar temyiz dilekçelerinde özetle, adil ve adaletli bir paylaştırmadan söz edilemeyeceğini, kendilerine verilen yerlerin davalılara verilenlerin yanında çok değersiz kaldığını, sadece davalı …’ye verilen taşınmazın değerinin kendilerine verilen taşınmazların değerleri toplamına eşit olduğunu, davalılara tamamlanmış taşınmazlar verildiğini, kendilerine tamamlanmamış taşınmazlar verildiğini ve masraf yaptıklarını, bozma ilamındaki karşı oyun gerekçesinde de murisin sağlığında hak dengesinin gözeten kabul edilebilir ölçüde bir paylaştırma yapmadığının kabul edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen davada muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu’nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Kararın (V/2.) numaralı paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin asıl ve birleştirilen davada davacılardan alınmasına, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının asıl ve birleştirilen davada davacılardan alınmasına, 15/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.