Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/7707 E. 2023/892 K. 16.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7707
KARAR NO : 2023/892
KARAR TARİHİ : 16.02.2023

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; mirasbırakan eşi … …’un 31 parsel sayılı taşınmazı dava dışı … …’den yaklaşık 40 yıl önce haricen satın aldığını, davalı oğlu …’in aralarındaki … ilişkisi nedeniyle sözlü olarak anlaşmaları üzerine kendisi ve diğer mirasçılar adına hareket ederek … …’in mirasçıları ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri yaptığını, sözleşmelere dayanarak açtığı dava sonucu taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, davalının yaptıkları anlaşmaya uymadığını, müvekkili ve diğer mirasçılara paylarını devretmediğini ileri sürerek, davacı adına olan tapu kaydının iptali ile mirasbırakan adına tescilini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları davayı takip etmişlerdir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazı bedelini ödemek suretiyle satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın davalının gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı olarak açtığı tapu iptali ve tescil davası ile adına tescil edildiği, davacıların dava konusu taşınmazın mirasbırakanları tarafından dava dışı kişilerden haricen satın alındığı, dava dışı kişilerin taşınmazın devrine yanaşmaması üzerine davalının tüm mirasçılar adına hareket ederek satış vaadi sözleşmesi yaptığı, taşınmazın adına tescili istemi ile dava açarak tescilini sağlamasına rağmen mirasçılara düşen payları devretmediği yönündeki iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili, dava konusu taşınmazın tarafların mirasbırakanı … … tarafından haricen satın alınmış olduğunun dinlenen tanık beyanları ile sabit olduğunu, davalının tüm mirasçılar adına hareketle gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri yaptığını, yine bu sözleşmelere dayalı olarak tüm mirasçılar adına ve tüm mirasçıların karşıladığı masraflar ile tapu iptali ve tescil davası açtığını, ancak hileli davranışları ile payları devretmediğini, bu iddialarının davalının açtığı tapu iptali ve tescil davasındaki beyanları ile de kanıtlandığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere,”hile”(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf bu hakkını kullanarak hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 39. maddesi hükmüne göre aldatma (hile) iddialarının aldatmayı öğrenme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde ileri sürülmesi zorunludur. Hak düşürücü süre niteliğindeki bu sürenin hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereklidir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
“İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’un (TMK) 6. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

“Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.