YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7560
KARAR NO : 2023/1339
KARAR TARİHİ : 08.03.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Kabul / Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan babaları … …’nın, anneleriyle olan boşanma sürecinde kendilerinden mal kaçırmak maksadıyla ve muvazaalı olarak maliki olduğu 3 parsel sayılı taşınmazdaki 6 no.lu bağımsız bölümü davalı yeğeni …’e satış suretiyle devrettiğini, taşınmazın aile konutu olduğunu, halen dava konusu taşınmazda ikamet ettiklerini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakan ile davacıların annesi … …’nın Büyükçekmece 2. Aile Mahkemesinin 2012/1452 Esas, 2014/373 Karar sayılı kararı 31.03.2014 tarihinde boşanmalarına karar verildiği, mirasbırakan ile … … arasında husumet olduğu, mirasbırakanın bu nedenle davacılara ve eşine mal bırakmamak amacıyla taşınmazı davalıya bedelsiz olarak temlik ettiği, devir tarihinden sonra da taşınmazda davacıların oturmaya devam ettikleri gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Nedenleri
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazı yatırım amacıyla 09.03.2011 tarihinde mirasbırakandan satın aldığını, satış bedelini tam olarak toplayamadığı için 17.11.2011 tarihinde banka hesabından, mirasbırakan … …’nın hesabına 77.000,00 TL gönderdiğini, taşınmazı satın aldıktan sonra mirasbırakana kiraya verdiğini, … …’nın yurt dışında yaşamak istemesi nedeniyle kira sözleşmesini feshettiklerini, taşınmazı tahliye etmesi için … …’nın boşandığı eşi …’a ihtarname gönderdiğini, …’ın taşınmazı tahliye etmemesi nedeniyle de aleyhine müdahalenin men’i davası açtığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 25/05/2021 tarihli ve 2020/1411 Esas, 2021/795 Karar sayılı kararıyla; davacıların mirasbırakanın çocukları, davalının ise yeğeni olduğu, mirasbırakan ile boşandığı eşi arasında 2011 yılından itibaren şiddetli geçimsizlik bulunduğu, mirasbırakanın eşi ve çocukları ile de ilişkisinin iyi olmadığı ve bu tarihten itibaren ayrı yaşamaya başladıkları, ilk olarak mirasbırakanın eşinin 2011 yılında boşanma davası açtığı, aynı yıl içinde mirasbırakanın taşınmazı yeğenine devrettiği, mirasbırakanın ailesi ile arasında gelişen bu olumsuzluk ve husumet nedeniyle mirasçılarına mal bırakmamak iradesi içinde olduğu, taşınmazı ederinin fahiş derecede altında bedel ile davalıya devretmiş olduğu, davacıların dava konusu taşınmazı satıştan sonra ve halen tasarruf etmeye devam ettikleri, davalının malik olarak taşınmazı uzun süre tasarruf etmediği, mirasbırakanın ölümünden kısa süre önce dava dışı … …’a ihtarname keşide ettiği ve elatmanın önlenmesi davası açtığı, her ne kadar mirasbırakan satıştan bir gün sonra davalı ile kira sözleşmesi düzenlese de, taşınmazın davacılar tarafından tasarruf edildiği, mirasbırakanın davacı çocuklarına maddi ve manevi destek içinde olmadığının boşanma davası sırasında tespit edildiği, mirasçılarından mal kaçırma iradesi içinde olduğu, davacı tarafça iddianın ispat edildiği, muris muvazaası koşullarının bulunduğu, Mahkemece davanın kabulü yönünde kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı, öte yandan davalıya tebligat yapıldığı, davaya cevap vermediği dikkate alındığında davayı inkar etmiş sayılacağı, HMK’nın 357. maddesi hükmüne göre davalının istinaf aşamasında ileri sürdüğü iddia ve savunmaların dinlenmesine ve ibraz ettiği yeni delillerin dikkate alınmasına yasal olanak bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak, 2011 yılında taşınmazı 77.000,00 TL‘ye satın aldığını, o tarihte bu bedelin normal olduğunu, ancak bilirkişinin satış tarihinde taşınmazın bedelini 200.000,00 TL olarak belirlemesinin doğru olmadığını, … aleyhine açtığı müdahalenin men’i davasının kabulüne karar verildiğini, … tarafından daha önce aynı taşınmaz için tapu iptali ve tescil davası açıldığını ve …’ın bu davadan feragat ettiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun 706., Türk Borçlar Kanunu’nun 237. ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras … çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, … ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. SONUÇ
Açıklanan sebeple;
Davalı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 15.369,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
08.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.