YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7192
KARAR NO : 2022/2122
KARAR TARİHİ : 15.03.2022
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 24/03/2021 tarihli ve 2020/798 Esas, 2021/244 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 15.03.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat … ile temyiz edilen davalı … vekili Avukat …… geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı … vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, paydaşı oldukları 311, 317 ve 318 parsel sayılı taşınmazlarda imar uygulaması yapılması ve belediye hizmetlerinde kullanılması koşuluyla 317 parsel sayılı taşınmazdaki 15000/51026 payları ile 318 parsel sayılı taşınmazı davalı … Başkanlığına 02.02.2018 tarihinde bağışladıklarını, 03.05.2018 tarihinde 317 parsel sayılı taşınmazda yapılan taksim işlemi sonucunda 139 ada 1 parsel sayılı taşınmazın adlarına, 139 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalı … adına tescil edildiğini, 318 parsel sayılı taşınmazın ise yenileme kadastrosu çalışmaları sonucunda 138 ada 9 parsel olarak davalı … adına tescil edildiğini, bugüne değin bağış koşulu yerine getirilmediği gibi Belediye tarafından taşınmazların diğer davalı Hazineye devredildiğini, bağıştan rücu şartlarının gerçekleştiğini ileri sürerek, dava konusu 139 ada 4 parsel ve 138 ada 9 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı …, yapılan işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, bağışın koşullu yapıldığı, ancak davalı … tarafından koşulun yerine getirilmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar Hazine ve … vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
2.1. Davalı … vekili, dava konusu her iki taşınmazın davalı … Başkanlığınca bedelsiz olarak davalı kuruma devredildiğini, davalı … ile devir şartları hususunda herhangi bir protokol imzalanmadığını, yargılama giderlerinin hatalı hesaplandığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
2.2. Davalı … vekili, davacıların 317 parsel sayılı taşınmazdaki payları ile 318 parsel sayılı taşınmazın tamamını davalı Belediyeye hibe ettiklerini, dava konusu 317 parselin ifrazı ile 139 ada 1 ve 139 ada 4 parsel sayılı taşınmazların oluştuğunu, 139 ada 4 parsel sayılı taşınmazın Belediye adına tescil edildiğini, 318 parselin ise yenileme kadastrosu ile 138 ada 9 parsel sayılı taşınmaz olarak davalı … adına tescil edildiğini, anılan taşınmazların da 08.03.2019 tarihinde Hazineye kayıtsız, şartsız ve bedelsiz olarak devredildiğini, dava konusu parsellerin davacılar tarafından bedelsiz ve şartsız olarak hibe edildiğini, şarta bağlı bir hibe bulunmadığını, davalı … kayıt maliki olmadığından öncelikle sıfat yokluğundan davanın reddi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 24/03/2021 tarihli ve 2020/798 Esas, 2021/244 Karar sayılı kararıyla; bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı olarak eldeki davanın açıldığı, dava konusu taşınmazların temlikine ilişkin 02.02.2018 tarihli 763 yevmiye no.lu resmi akitte taşınmazların açıkça kayıtsız, şartsız ve bedelsiz olarak temlik edildiği, resmi akitte taşınmazların koşullu bağışlandığı yönünde bir ibare bulunmadığı gibi, davacılar ile davalı … arasında düzenlenen 02.02.2017 tarihli protokol başlıklı belge içeriğinde de herhangi bir koşula yer verilmediği, çekişme konusu taşınmazların öncesini oluşturduğu anlaşılan susuz tarla vasıflı 219 ve 291 parsel sayılı taşınmazlara gerçekleştirilen ifraz ve imara ilişkin işlem ve dayanak belgeler ile bilirkişi heyete tarafından ibraz edilen rapordaki tespitlerden, anılan taşınmazların ifraz ve imar uygulamalarına tabi tutulduğu, yeni oluşan taşınmazlardan bir kısmının arsa vasfı ile davacılar üzerinde ipka edildiği, dava konusu taşınmazların da davalı Belediyeye anılan işlemler kapsamında devredildiği, dava konusu taşınmazların daha sonra da 5393 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalı Hazineye devredildiği, dava dilekçesinin içeriği, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu bağış işleminin davacılar ile Belediye arasındaki kadastral parseller üzerinde ifraz ve imar uygulamaları yapılması çerçevesinde gerçekleştirilen işlemler olarak değerlendirilmesi gerektiği, özellikle çekişme konusu taşınmazların belediye hizmetlerinde kullanılmak koşulu ile bağışlandığı iddiasının da kanıtlanamadığı gözetildiğinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken anılan hususlar nazara alınmadan davanın kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, davalıların istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacıların taşınmazları belediye hizmetlerinde kullanılmak amacıyla hibe ettiklerini, ancak gelen tapu kayıtları ve müzekkere cevaplarının incelenmesinden hibe ile Bismil Belediye Başkanlığına devredilen dava konusu taşınmazlar üzerinde hiç bir belediyecilik faaliyetinin icra edilmeden, taşınmazların 29.03.2019 tarihinde diğer davalı Hazineye bedelsiz olarak devir edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün bozularak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK.’nın 244/3. TBK.’nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK.’nın 246. TBK.’nın 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.
TBK.’nın 297/3. madde hükmüne göre; bağışlayan sağlığında geri alma sebebini öğrenememişse, mirasçıları ölümünden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alma hakkını kullanabilir ise de; 818 sayılı Borçlar Kanunu’na (BK) göre, BK’nın 246. maddesinin 2. fıkrasında gösterilen istisna dışında rücu hakkı kural olarak mirasçılara geçmediği gibi, temlik de edilemez.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (IV/3) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20/11/2021 gününde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davalı … vekili için 3.815,00 TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 15/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.